SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Fatih Aydoğan
Köşe Yazarı
Fatih Aydoğan
 

ÜÇ BÜYÜKLER VE ÇANAKKALE SAVAŞI

Başlığımı görünce Fatih Aydoğan kafasını bir yere mi vurdu acaba diye düşünenler olabilir. Ancak, tarihimizin dönüm noktasını bizlere hiç de yabancı olmayan bir konu ile “FUTBOL” ile anlatmak istediğim için bu başlığı attım. Beşiktaşlı mısın, Fenerli mi ? Galatasaraylı mı ? Ne fark eder ki ? Önemli olan sporu zevk alarak izlemek ve yabancı takımlara karşı kendi ülkenin futbol takımını desteklemek. Bu konuda bazı futbolu çok iyi bilen kardeşlerimiz, olur mu öyle şey, o para kazanıp gelip benim futbolcu mu transfer ederse ne olacak diye soracak. Bu düşüncede olan kardeşlerimi silkelemek ve bizim tüm dünyadan farklı olduğumuzu hatırlatmak için aşağıdaki yazıları okumasını tavsiye ediyorum. Bugün 18 Mart. Bu topraklara sahip olmamız adına belki de tarihte atılan en büyük adım, Çanakkale Destanı’nın yıldönümü. Bu öyle bir destan ki, sadece Çanakkale Savaşları ile değil aynı zamanda cephede yaşanan insan hikayeleri ile de destan yazıldı. Yurdun dört bir yanında herkesin cepheye koştuğu bu büyük savaş hakkında yazmak istedim bugün. Varsın hafta sonu güzel maçlar oynanmış olsun, boşverin; hepimizin tuttuğu takımların cephede şehit olan futbolcularını düşünelim bugün. Bağımsızlık mücadelemizin en önemli savaşı sayılan Çanakkale Savaşı’'nda resmi kayıtlara göre Galatasaray’'ın 23, Fenerbahçe'’nin 5, Beşiktaş’'ın ise 2 futbolcusu şehit oldu. Galatasaray'’da şehit futbolcu sayısının fazla gözükmesinin sebebi kayıtların düzenli tutulması. Beşiktaş'’a ait kayıtlar işgal yıllarında kulübün Rumlar tarafından yağmalanması sırasında, Fenerbahçe'’ye ait kayıtlar ise kulüp binasında çıkan yangında tahrip olduğu için geriye sadece bu kadar şehit ismi kalmış. Beşiktaşlı mısın? Çanakkale Savaşları tüm acımasızlığıyla sürüyor. O dönem Beşiktaş’ın kaptanı Kazım. Düşman işgaline karşı cepheye gider. Kendisini tanıyan komutanı “Emir erim ol,” der. Kazım ise “Ben sporcuyum. Diğerlerine göre daha zinde ve atik biriyim. Cephede daha çok işe yararım” diyerek geri çevirir. Sonra? Sonrası malum. Anzaklar’a karşı destan yazan 27. Alay’da mücadele veren Kazım’ın savaş sırasında sırtına gülle isabet eder ve oracıkta şehit olur. Fenerbahçeli misin? Arif... Çanakkale'’de vatanını, İstanbul’da ise Fenerbahçe’'yi müdafaa ediyordu. Takımının sağ bekiydi. Savaş çıkıp cepheye gönderilince takımından ayrı kalmaya gönlü razı olmadı. Cepheye koşan tüm askerler için parola “Önce Vatan” idi ama Arif için bir de “Sonra Fenerbahçe” vardı. Sezonun en önemli derbisi Fenerbahçe-Galatasaray maçında oynamak için kumandanından izin aldı. Cephede Çanakkale geçilmez, Fenerbahçe'’de ise Arif geçilmezdi. Dağ, tepe demeden 26 saat at sürüp bugünkü Fenerbahçe Stadı’nın bulunduğu Papazın Çayırı’na yetişti. Takım arkadaşı Ethem’de Çanakkale’den Fikirtepe Uçaksavar Bataryası’ndan maça yetişiyordu. Bu cephe-maç yolculukları böyle devam etti. Ta ki İdman yurdu maçına kadar. Maça Arif yerine kara haber geldi: Arif tam kalbine yediği bir kurşunla şehit oldu.” Herkes birbirine sarılıp ağlıyordu. Takım sahaya 10 kişi çıkmıştı ama Fenerbahçe eksik değildi. Santra çizgisinin başladığı yerdeki sahanın kenarında bir sandalye, üzerinde Arif’in 2 numaralı forması asılıydı. Fenerbahçe o gün İdmanyurdu’nu tarihinin en farklı skoru ile yendi: 11-1.   Galatasaraylı mısın? Galatasaray'ın sembol futbolcusu Hasnun Galip, cephede düşmanla savaşmış ve şehit düşmüştü. Kaleci Hamdi, ikinci takımdan Halit... Emin Bülent ise cepheden Gazi olarak dönmüştü. Takım arkadaşları Hasnun Galip'ler, Neşet'ler, İdris'ler, Celâl'ler, Abdurrahman'lar, Asım'lar, bir bir şehit olmuşlardı. Futbolcu arkadaşlarının acısını hep yaşadı. Düşmana kinini de “”Kin”” adlı şiirinde anlattı. Bu şiiri Atatürk 1932 yılında Dolmabahçe’de verdiği bir yemekte okudu: "Garbın cebin'i, zalim, affetmedim seni... Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi..." ……………………………. Bir takım futbolcusu ve senin tuttuğun takımdan da değil. Ama senin için gitmiş, düşmana siper olmuş ve şehit düşmüş. Şimdi sen ecnebi takım ile maç eden rakibini tutmazsan o şehidin ahını almış olacaksın. Onlar memleket için öldüler, varsın rakibin 3-5 kuruş fazla kazanıp transfer yapsın, çok mu? Spor, siyaset, kültür, eğitim, askeri ve her ne olursa olsun tüm alanlarda ecdadımıza yakışan bir nesil olmayı diliyorum. Sağlıcakla kalın… (Bu yazıda trtspor.com.tr’den alıntılar bulunmaktadır)  
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2013 - Pazartesi

ÜÇ BÜYÜKLER VE ÇANAKKALE SAVAŞI

Başlığımı görünce Fatih Aydoğan kafasını bir yere mi vurdu acaba diye düşünenler olabilir. Ancak, tarihimizin dönüm noktasını bizlere hiç de yabancı olmayan bir konu ile “FUTBOL” ile anlatmak istediğim için bu başlığı attım.

Beşiktaşlı mısın, Fenerli mi ? Galatasaraylı mı ? Ne fark eder ki ? Önemli olan sporu zevk alarak izlemek ve yabancı takımlara karşı kendi ülkenin futbol takımını desteklemek. Bu konuda bazı futbolu çok iyi bilen kardeşlerimiz, olur mu öyle şey, o para kazanıp gelip benim futbolcu mu transfer ederse ne olacak diye soracak. Bu düşüncede olan kardeşlerimi silkelemek ve bizim tüm dünyadan farklı olduğumuzu hatırlatmak için aşağıdaki yazıları okumasını tavsiye ediyorum.

Bugün 18 Mart. Bu topraklara sahip olmamız adına belki de tarihte atılan en büyük adım, Çanakkale Destanı’nın yıldönümü. Bu öyle bir destan ki, sadece Çanakkale Savaşları ile değil aynı zamanda cephede yaşanan insan hikayeleri ile de destan yazıldı. Yurdun dört bir yanında herkesin cepheye koştuğu bu büyük savaş hakkında yazmak istedim bugün. Varsın hafta sonu güzel maçlar oynanmış olsun, boşverin; hepimizin tuttuğu takımların cephede şehit olan futbolcularını düşünelim bugün.

Bağımsızlık mücadelemizin en önemli savaşı sayılan Çanakkale Savaşı’'nda resmi kayıtlara göre Galatasaray’'ın 23, Fenerbahçe'’nin 5, Beşiktaş’'ın ise 2 futbolcusu şehit oldu. Galatasaray'’da şehit futbolcu sayısının fazla gözükmesinin sebebi kayıtların düzenli tutulması. Beşiktaş'’a ait kayıtlar işgal yıllarında kulübün Rumlar tarafından yağmalanması sırasında, Fenerbahçe'’ye ait kayıtlar ise kulüp binasında çıkan yangında tahrip olduğu için geriye sadece bu kadar şehit ismi kalmış.

Beşiktaşlı mısın?

Çanakkale Savaşları tüm acımasızlığıyla sürüyor. O dönem Beşiktaş’ın kaptanı Kazım. Düşman işgaline karşı cepheye gider. Kendisini tanıyan komutanı “Emir erim ol,” der. Kazım ise “Ben sporcuyum. Diğerlerine göre daha zinde ve atik biriyim. Cephede daha çok işe yararım” diyerek geri çevirir. Sonra? Sonrası malum. Anzaklar’a karşı destan yazan 27. Alay’da mücadele veren Kazım’ın savaş sırasında sırtına gülle isabet eder ve oracıkta şehit olur.

Fenerbahçeli misin?

Arif... Çanakkale'’de vatanını, İstanbul’da ise Fenerbahçe’'yi müdafaa ediyordu. Takımının sağ bekiydi. Savaş çıkıp cepheye gönderilince takımından ayrı kalmaya gönlü razı olmadı. Cepheye koşan tüm askerler için parola “Önce Vatan” idi ama Arif için bir de “Sonra Fenerbahçe” vardı. Sezonun en önemli derbisi Fenerbahçe-Galatasaray maçında oynamak için kumandanından izin aldı. Cephede Çanakkale geçilmez, Fenerbahçe'’de ise Arif geçilmezdi. Dağ, tepe demeden 26 saat at sürüp bugünkü Fenerbahçe Stadı’nın bulunduğu Papazın Çayırı’na yetişti. Takım arkadaşı Ethem’de Çanakkale’den Fikirtepe Uçaksavar Bataryası’ndan maça yetişiyordu. Bu cephe-maç yolculukları böyle devam etti. Ta ki İdman yurdu maçına kadar. Maça Arif yerine kara haber geldi:

Arif tam kalbine yediği bir kurşunla şehit oldu.”

Herkes birbirine sarılıp ağlıyordu. Takım sahaya 10 kişi çıkmıştı ama Fenerbahçe eksik değildi. Santra çizgisinin başladığı yerdeki sahanın kenarında bir sandalye, üzerinde Arif’in 2 numaralı forması asılıydı. Fenerbahçe o gün İdmanyurdu’nu tarihinin en farklı skoru ile yendi: 11-1.

 

Galatasaraylı mısın?

Galatasaray'ın sembol futbolcusu Hasnun Galip, cephede düşmanla savaşmış ve şehit düşmüştü. Kaleci Hamdi, ikinci takımdan Halit...

Emin Bülent ise cepheden Gazi olarak dönmüştü. Takım arkadaşları Hasnun Galip'ler, Neşet'ler, İdris'ler, Celâl'ler, Abdurrahman'lar, Asım'lar, bir bir şehit olmuşlardı. Futbolcu arkadaşlarının acısını hep yaşadı. Düşmana kinini de “”Kin”” adlı şiirinde anlattı. Bu şiiri Atatürk 1932 yılında Dolmabahçe’de verdiği bir yemekte okudu:

"Garbın cebin'i, zalim, affetmedim seni...

Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi..."

…………………………….

Bir takım futbolcusu ve senin tuttuğun takımdan da değil. Ama senin için gitmiş, düşmana siper olmuş ve şehit düşmüş. Şimdi sen ecnebi takım ile maç eden rakibini tutmazsan o şehidin ahını almış olacaksın. Onlar memleket için öldüler, varsın rakibin 3-5 kuruş fazla kazanıp transfer yapsın, çok mu? Spor, siyaset, kültür, eğitim, askeri ve her ne olursa olsun tüm alanlarda ecdadımıza yakışan bir nesil olmayı diliyorum. Sağlıcakla kalın…

(Bu yazıda trtspor.com.tr’den alıntılar bulunmaktadır)

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.