SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Fatih Aydoğan
Köşe Yazarı
Fatih Aydoğan
 

İKİ GÜZEL GÜL - BEREKET VE TEVEKKÜL

Hayatın hengamesi içinde bir çok iyi niyet ve ahlak kurallarını ıskalayarak yaşıyoruz. Başka bir ifade ile ölmeyecek gibi yaşıyor, sanki yüzlerce yıl yaşayacak ve bu dünyadan hiç göçüp gitmeyecek gibiyiz. Bir çok insan hayat felsefesini, sadece kazanmak, statüsünü geliri ile ölçmek, kuralsız kaidesiz bir şekilde kazanç elde etmek üzerine kurmuş maalesef. Kimisi aynı şekilde para kazanmayı caiz değil diyerek veya kul hakkı diyerek reddetmekte, kimisi de bu tarz fırsatçılık yapmayı ticari zeka zannedip göğsünü gere gere anlatmaktadır. Aslına bakarsanız ticarette çok kazanç veya az kazanç diye bir şey yoktur. Siz çok kazandığınızı zannedersiniz ama hep eksiktir, siz az kazandım sanırsınız ama hep fazladır. İşte burada bir detay devreye girmektedir. O detay BEREKET’tir. Bereket kazancın ne olduğunu belirleyen bir katsayı gibidir. Bu katsayı sizin tavrınıza ve iş ahlakınıza göre azalır ve çoğalır. Geçenlerde bir taksiye bindim, taksici benim çok iyi bildiğim ve kısa yoldan gideceğim yol için bana fırsat vermeden sapaktan dönerek uzattıkça uzattı. Birazcık fazla para alabilmek için yaptığı bu hareketle başarıya ulaştı, benden hatırladığım kadarı ile normalinden 15 TL fazla para aldı ama ben taksiden indikten 25 metre sonra durakta bekleyen otobüsle çarpıştı. Belki 15 TL fazla para kazandı ama kazancına halel getirdiği için parasının bereketini yok etti. Yazık etti ! Üniversitede yakın arkadaşım Karagümrüklü Volkan’la birlikte sürekli gittiğimiz az seçeneğini seçtiğimizde hep tası dolu getirdiğini tespit ettiğimiz lokantanın sahibinin aslında öğrencilere güzellik olsun diye bunu yaptığını çok sonra anlamıştık. Lokantası hep tıka basa dolu, yüzü hep güler ve oldukça güzel para kazanırdı. Meğer öğrencilere yaptığı bu güzellik sayesinde parası bereketlenirmiş de biz anlamamışız. Bankacılık dönemlerinde aynı pasaj içinde aynı işi yapan iki müşterimizi ziyaret ettiğimizde esnaflardan birisinin işler berbat diyerek hep ağladığını, aynı işi yapmasına rağmen bir diğerinin Allah bereket versin diyerek yüzünün hep güldüğünü hatırlıyorum. Nitekim ağlayanın banka hesabı da, dükkanı da dönem içinde kapandı gitti ama bereket dileyen esnaf şubenin en iyi müşterisi olarak yıllarca çalıştı. Muhtemelen halen çalışmaya devam ediyordur. Allah bin bereket versin. Bugünlerde kolonya, dezenfektan ve tıbbi araç gereçlerde ciddi bir fiyat artışı olduğunu görüyoruz. Fırsatçılık yaparak vatandaşın cebindeki paraya göz dikip hak ettiğinden fazla gelir elde etmeye çalışanlar aslında bereket mefhumunu göz ardı edip belki de bereket kat sayısı sıfır olan paralar kazanıyorlar. Bugün kazanıyor gibi görünüyorlar ama belki de yarın hasta olacak veya beklemedikleri bir durum karşısında zarara uğrayıp bugün kazandıklarından katbekat fazlasını kaybedeceklerdir. Bu çok açık ve nettir. Bugün yaşanılan tüm eksiklik aslında bereket eksikliğidir. Çok daha fazla ilaç var ama daha çok hastayız, çok daha büyük evlerimiz var ama daha yalnızız, çok işimiz gücümüz var ama borç batağında yüzüyoruz. Aza kanaat edip, iktisatlı davrananlar ise çok daha mutlu, çok daha huzurlu bir hayat yaşamaktadır. Bu yüzden dostlarınıza çok para, büyük para, yüksek gelir değil bereketli kazanç dileyin. Diğer bahsetmek istediğim konu ise TEVEKKÜL konusu… İnsanımız bereket mefhumunu nasıl ıskalıyorsa tevekkül konusunu da aynı oranda ıskalamaktadır. Artık bir virüsümüz var, insanları hasta ediyor ve tüm dünya bu sebepten dolayı tedirgin. İlk paragrafta bahsettiğim gibi, hiç ölmeyecek gibi yaşadığımız için bize ölümü hatırlatan bir durum ortaya çıktığında afallıyoruz. Değerli okurlar, hayatı da ölümü de yaratan Allah’tır. Cenaze namazlarında önümüzde duran tabutun üzerindeki örtüde hepimiz görürüz. Allah, Nahl Suresi 61. Ayette “Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler” diyor. Ecel geldi ise bizlerin yapacağı hiçbir şey kalmamış demektir. Bu virüs konusunda da Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği tedbirleri harfiyen yerine getirelim ve hem kendimizi hem de ülkemizi azami ölçüde korumaya gayret edelim. Ama bunu yaparken hayatı kendimize zindan etmeyelim. Hastalık konusunda sadece ölenleri değil, tedavi olup kurtulanların olduğunu da bilelim. Bu gelen kıyamet değilse elbet geçecektir. Önlemimizi alalım ve tevekkül edelim. Allah Milletimizi ve Türkiyemizi korusun. Tevekkeltü al’Allah ! Twitter : @fatihaydoganzb
Ekleme Tarihi: 17 Mart 2020 - Salı

İKİ GÜZEL GÜL - BEREKET VE TEVEKKÜL

Hayatın hengamesi içinde bir çok iyi niyet ve ahlak kurallarını ıskalayarak yaşıyoruz. Başka bir ifade ile ölmeyecek gibi yaşıyor, sanki yüzlerce yıl yaşayacak ve bu dünyadan hiç göçüp gitmeyecek gibiyiz. Bir çok insan hayat felsefesini, sadece kazanmak, statüsünü geliri ile ölçmek, kuralsız kaidesiz bir şekilde kazanç elde etmek üzerine kurmuş maalesef. Kimisi aynı şekilde para kazanmayı caiz değil diyerek veya kul hakkı diyerek reddetmekte, kimisi de bu tarz fırsatçılık yapmayı ticari zeka zannedip göğsünü gere gere anlatmaktadır. Aslına bakarsanız ticarette çok kazanç veya az kazanç diye bir şey yoktur. Siz çok kazandığınızı zannedersiniz ama hep eksiktir, siz az kazandım sanırsınız ama hep fazladır. İşte burada bir detay devreye girmektedir. O detay BEREKET’tir.

Bereket kazancın ne olduğunu belirleyen bir katsayı gibidir. Bu katsayı sizin tavrınıza ve iş ahlakınıza göre azalır ve çoğalır. Geçenlerde bir taksiye bindim, taksici benim çok iyi bildiğim ve kısa yoldan gideceğim yol için bana fırsat vermeden sapaktan dönerek uzattıkça uzattı. Birazcık fazla para alabilmek için yaptığı bu hareketle başarıya ulaştı, benden hatırladığım kadarı ile normalinden 15 TL fazla para aldı ama ben taksiden indikten 25 metre sonra durakta bekleyen otobüsle çarpıştı. Belki 15 TL fazla para kazandı ama kazancına halel getirdiği için parasının bereketini yok etti. Yazık etti ! Üniversitede yakın arkadaşım Karagümrüklü Volkan’la birlikte sürekli gittiğimiz az seçeneğini seçtiğimizde hep tası dolu getirdiğini tespit ettiğimiz lokantanın sahibinin aslında öğrencilere güzellik olsun diye bunu yaptığını çok sonra anlamıştık. Lokantası hep tıka basa dolu, yüzü hep güler ve oldukça güzel para kazanırdı. Meğer öğrencilere yaptığı bu güzellik sayesinde parası bereketlenirmiş de biz anlamamışız. Bankacılık dönemlerinde aynı pasaj içinde aynı işi yapan iki müşterimizi ziyaret ettiğimizde esnaflardan birisinin işler berbat diyerek hep ağladığını, aynı işi yapmasına rağmen bir diğerinin Allah bereket versin diyerek yüzünün hep güldüğünü hatırlıyorum. Nitekim ağlayanın banka hesabı da, dükkanı da dönem içinde kapandı gitti ama bereket dileyen esnaf şubenin en iyi müşterisi olarak yıllarca çalıştı. Muhtemelen halen çalışmaya devam ediyordur. Allah bin bereket versin.

Bugünlerde kolonya, dezenfektan ve tıbbi araç gereçlerde ciddi bir fiyat artışı olduğunu görüyoruz. Fırsatçılık yaparak vatandaşın cebindeki paraya göz dikip hak ettiğinden fazla gelir elde etmeye çalışanlar aslında bereket mefhumunu göz ardı edip belki de bereket kat sayısı sıfır olan paralar kazanıyorlar. Bugün kazanıyor gibi görünüyorlar ama belki de yarın hasta olacak veya beklemedikleri bir durum karşısında zarara uğrayıp bugün kazandıklarından katbekat fazlasını kaybedeceklerdir. Bu çok açık ve nettir. Bugün yaşanılan tüm eksiklik aslında bereket eksikliğidir. Çok daha fazla ilaç var ama daha çok hastayız, çok daha büyük evlerimiz var ama daha yalnızız, çok işimiz gücümüz var ama borç batağında yüzüyoruz. Aza kanaat edip, iktisatlı davrananlar ise çok daha mutlu, çok daha huzurlu bir hayat yaşamaktadır. Bu yüzden dostlarınıza çok para, büyük para, yüksek gelir değil bereketli kazanç dileyin.

Diğer bahsetmek istediğim konu ise TEVEKKÜL konusu… İnsanımız bereket mefhumunu nasıl ıskalıyorsa tevekkül konusunu da aynı oranda ıskalamaktadır. Artık bir virüsümüz var, insanları hasta ediyor ve tüm dünya bu sebepten dolayı tedirgin. İlk paragrafta bahsettiğim gibi, hiç ölmeyecek gibi yaşadığımız için bize ölümü hatırlatan bir durum ortaya çıktığında afallıyoruz. Değerli okurlar, hayatı da ölümü de yaratan Allah’tır. Cenaze namazlarında önümüzde duran tabutun üzerindeki örtüde hepimiz görürüz. Allah, Nahl Suresi 61. Ayette “Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler” diyor. Ecel geldi ise bizlerin yapacağı hiçbir şey kalmamış demektir. Bu virüs konusunda da Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği tedbirleri harfiyen yerine getirelim ve hem kendimizi hem de ülkemizi azami ölçüde korumaya gayret edelim. Ama bunu yaparken hayatı kendimize zindan etmeyelim. Hastalık konusunda sadece ölenleri değil, tedavi olup kurtulanların olduğunu da bilelim. Bu gelen kıyamet değilse elbet geçecektir. Önlemimizi alalım ve tevekkül edelim. Allah Milletimizi ve Türkiyemizi korusun. Tevekkeltü al’Allah !

Twitter : @fatihaydoganzb

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.