SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Fatih Aydoğan
Köşe Yazarı
Fatih Aydoğan
 

KARAR SENİN

BİZ dediğimde aklıma koca bir Cihan İmparatorluğu geliyor. BİZ dediğimde aklıma 2200 yıllık ordusu olan bir millet geliyor. BİZ dediğimde aklıma kendisi Anadolu’da, kökleri 3 kıtaya yayılmış bir devlet ruhu geliyor. BİZ dediğimde aklıma Mete, Saltuk Buğra, Alpaslan geliyor. BİZ dediğimde aklıma Osman Gazi, Yavuz Sultan Selim, Fatih geliyor. BİZ dediğimde aklıma Kanuni, Abdülhamit, Mustafa Kemal geliyor. BİZ dediğimde aklıma Seyit Onbaşı, Nene Hatun, Ömer Halisdemir, Eren Bülbül geliyor.  O yüzden gurur duyuyorum ve bu onuru bu mirası kaybetmek korkusu ile ürperiyorum… Milattan öncesinden beri süren yolculuğumuz 1071 yılında girdiğimiz Anadolu’da medeniyetler inşa ederek devam etti. Devlet tohumumuzun atıldığı 1299 yılından sonra bu toprakların mutlak sahibi ve hakimi olduk. Her karış toprağını kanlarımızla suladık. Bu coğrafyadan dünyaya hükmettik, adaleti sağladık. Asla birkaç güçlü ülke ile birlik olup dünyayı sömürelim demedik. Gittiğimiz hiçbir yeri yıkmadık, hep imar ettik. En büyük yapıları inşa ettik ama eskilerine dokunmadık. En büyük camileri yaptık ama kiliseleri yıkmadık. Dinimizi yaydık ama kendi dinini yaşamak isteyene zulmetmedik. Çünkü bizim Atalarımız, merhametlidir, bizim Atalarımız adildir, bizim Atalarımız askerdir ve askeriye bizde Peygamber Ocağı’dır. Bu ahlaka sahip olan askerimiz asla namusa göz uzatmaz, zulmetmez. Ama batılı böyle değil, tek hedefi kazanmak. Kazanırken yakıp yıkar, işgal ettiği yerlerde çoluk çocuk demeden katleder, kadınların ırzına namusuna göz diker. En büyük sanat eserlerini, tarihi yıkmaktan bir an bile imtina etmez. Gözlerini para hırsı ve kan bürümüştür. Teröristle bile savaşırken binayı yıkmak yerine şehit olmayı göze alıp evlerin kapısından giren Türk askeri gibi değildir, evleri bombalarlar, binaları yıkar ve enkazında kim var diye düşünmezler. İnsanlık bu zulme ses çıkarmamaktadır. Çünkü modernlik maskesi altında hepsinin dudaklarında kan vardır. Menfaatlerine ters düşecek en küçük konularda bile şeytanlaşmaktan geri durmazlar.  Akif’in dediği gibi; medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır ve bu canavar batının ta kendisidir.  Türkiye, güzel Ülkem… Hasta adam olmaktan çıkıp ayaklarının üzerinde durmaya çalışmaktadır. Yokluk ve sefalet içinde yaşayan Milletimiz silkelenip muasır medeniyetler seviyesine yükselmek istemektedir. En güzel yolları, köprüleri yapmak, deniz altından trenler geçirmek istemektedir. Hastaneler, havalimanları, üniversiteler yapmak istemektedir. Ama buna asla müsaade edilmeyecektir. Çünkü güçlü Türkiye başa beladır, güçlü Türkiye oyunları bozar, güçlü Türkiye zalimin zulmünü yanına bırakmaz. O yüzden hem içeriden hem dışarıdan saldırılmaktadır. Etrafımız sarılmaktadır. Doğu’da her daim Ülkemizle ve tarihimizle düşman olan, tüm dünya kamuoyunda aleyhimize çalışan Ermenistan, keyfi yerinde iken düşmanca tavırdan geri durmayan İran. Güneydoğu’da parçalanmış bir Irak ve parçalanmış bir Suriye’de oluşturulan terör koridoru, hem sınırlarımız içinde, hem dışında mücadele ettiğimiz PKK. Akdeniz’de Kıbrıs sorunu ve doğalgaz haklarımız üzerinden sıkıştırmaya çalışan emperyalist güçler ve Rumlar. Ege’de burnumuzun dibindeki adaların işgalcisi ve ilk fırsatta daha fazlasını almaya çalışacağını bildiğimiz Yunan. Donanmalarını çevremize yığınak yapan ABD, İngiltere, Fransa. Bize saldıran ne kadar terör örgütü varsa, onlara kucak açan Almanya. Yaptığı tatbikatın adına “Doğudaki Düşman” adını veren ve Atatürk’ün resmi ve Erdoğan’ın ismi ile düşmanını tanımlayan NATO. Kuruluş mücadelesini Osmanlı’ya karşı veren ve büyümek için güçsüz bir Türkiye isteyen İsrail… Hepsinin istediği tek bir şey var. Güçsüz bir Türkiye. Bu yüzden belki de çok büyük bir savaşa hazırlanıyoruz. Zayıflık emaresinin görüldüğü ilk anda harekete geçecekler. Aziz Milletimiz buna asla müsaade etmeyecektir ama bizlere de düşen görevler bulunmaktadır. Gazali’nin dediği gibi “Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder”. Vatandaşımız tefekkür etmeli, düşünmeli, gördüğü basit olaylar ve aldatmacalar karşısında fikir oluşturmamalı derinlemesine kafa yormalıdır. Dilinin altında bakla olan sinsi insanların, paçalarından riya akan yalancıların peşine düşüp büyük mirası heba etmemelidir.  Vebal hepimizin omuzlarındadır. Ya gelecek nesillere gurur duyduğumuz bir Türkiye mirasını bırakacağız, ya da oyunları görmeden efsunlanmış gibi düşmanla elele olanların peşinden gideceğiz.  Ben bir tavsiyede bulunayım. Karar alırken Alpaslan'ı, Ertuğrul Gazi'yi, Yavuz'u, Fatih’i, Kanuni'yi, Abdülhamit’i, Atatürk'ü, Ömer Halisdemir'i, Eren Bülbül'ü düşün, eminim ki doğru kararı vereceksin.  Karar senin Milletim…  Fatih Aydoğan  İBB MECLİS ÜYESİ  
Ekleme Tarihi: 25 Mayıs 2019 - Cumartesi

KARAR SENİN

BİZ dediğimde aklıma koca bir Cihan İmparatorluğu geliyor. BİZ dediğimde aklıma 2200 yıllık ordusu olan bir millet geliyor. BİZ dediğimde aklıma kendisi Anadolu’da, kökleri 3 kıtaya yayılmış bir devlet ruhu geliyor. BİZ dediğimde aklıma Mete, Saltuk Buğra, Alpaslan geliyor. BİZ dediğimde aklıma Osman Gazi, Yavuz Sultan Selim, Fatih geliyor. BİZ dediğimde aklıma Kanuni, Abdülhamit, Mustafa Kemal geliyor. BİZ dediğimde aklıma Seyit Onbaşı, Nene Hatun, Ömer Halisdemir, Eren Bülbül geliyor.  O yüzden gurur duyuyorum ve bu onuru bu mirası kaybetmek korkusu ile ürperiyorum…

Milattan öncesinden beri süren yolculuğumuz 1071 yılında girdiğimiz Anadolu’da medeniyetler inşa ederek devam etti. Devlet tohumumuzun atıldığı 1299 yılından sonra bu toprakların mutlak sahibi ve hakimi olduk. Her karış toprağını kanlarımızla suladık. Bu coğrafyadan dünyaya hükmettik, adaleti sağladık. Asla birkaç güçlü ülke ile birlik olup dünyayı sömürelim demedik. Gittiğimiz hiçbir yeri yıkmadık, hep imar ettik. En büyük yapıları inşa ettik ama eskilerine dokunmadık. En büyük camileri yaptık ama kiliseleri yıkmadık. Dinimizi yaydık ama kendi dinini yaşamak isteyene zulmetmedik. Çünkü bizim Atalarımız, merhametlidir, bizim Atalarımız adildir, bizim Atalarımız askerdir ve askeriye bizde Peygamber Ocağı’dır. Bu ahlaka sahip olan askerimiz asla namusa göz uzatmaz, zulmetmez. Ama batılı böyle değil, tek hedefi kazanmak. Kazanırken yakıp yıkar, işgal ettiği yerlerde çoluk çocuk demeden katleder, kadınların ırzına namusuna göz diker. En büyük sanat eserlerini, tarihi yıkmaktan bir an bile imtina etmez. Gözlerini para hırsı ve kan bürümüştür. Teröristle bile savaşırken binayı yıkmak yerine şehit olmayı göze alıp evlerin kapısından giren Türk askeri gibi değildir, evleri bombalarlar, binaları yıkar ve enkazında kim var diye düşünmezler. İnsanlık bu zulme ses çıkarmamaktadır. Çünkü modernlik maskesi altında hepsinin dudaklarında kan vardır. Menfaatlerine ters düşecek en küçük konularda bile şeytanlaşmaktan geri durmazlar.  Akif’in dediği gibi; medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır ve bu canavar batının ta kendisidir. 

Türkiye, güzel Ülkem…
Hasta adam olmaktan çıkıp ayaklarının üzerinde durmaya çalışmaktadır. Yokluk ve sefalet içinde yaşayan Milletimiz silkelenip muasır medeniyetler seviyesine yükselmek istemektedir. En güzel yolları, köprüleri yapmak, deniz altından trenler geçirmek istemektedir. Hastaneler, havalimanları, üniversiteler yapmak istemektedir. Ama buna asla müsaade edilmeyecektir. Çünkü güçlü Türkiye başa beladır, güçlü Türkiye oyunları bozar, güçlü Türkiye zalimin zulmünü yanına bırakmaz. O yüzden hem içeriden hem dışarıdan saldırılmaktadır. Etrafımız sarılmaktadır. Doğu’da her daim Ülkemizle ve tarihimizle düşman olan, tüm dünya kamuoyunda aleyhimize çalışan Ermenistan, keyfi yerinde iken düşmanca tavırdan geri durmayan İran. Güneydoğu’da parçalanmış bir Irak ve parçalanmış bir Suriye’de oluşturulan terör koridoru, hem sınırlarımız içinde, hem dışında mücadele ettiğimiz PKK. Akdeniz’de Kıbrıs sorunu ve doğalgaz haklarımız üzerinden sıkıştırmaya çalışan emperyalist güçler ve Rumlar. Ege’de burnumuzun dibindeki adaların işgalcisi ve ilk fırsatta daha fazlasını almaya çalışacağını bildiğimiz Yunan. Donanmalarını çevremize yığınak yapan ABD, İngiltere, Fransa. Bize saldıran ne kadar terör örgütü varsa, onlara kucak açan Almanya. Yaptığı tatbikatın adına “Doğudaki Düşman” adını veren ve Atatürk’ün resmi ve Erdoğan’ın ismi ile düşmanını tanımlayan NATO. Kuruluş mücadelesini Osmanlı’ya karşı veren ve büyümek için güçsüz bir Türkiye isteyen İsrail…

Hepsinin istediği tek bir şey var. Güçsüz bir Türkiye. Bu yüzden belki de çok büyük bir savaşa hazırlanıyoruz. Zayıflık emaresinin görüldüğü ilk anda harekete geçecekler. Aziz Milletimiz buna asla müsaade etmeyecektir ama bizlere de düşen görevler bulunmaktadır. Gazali’nin dediği gibi “Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder”. Vatandaşımız tefekkür etmeli, düşünmeli, gördüğü basit olaylar ve aldatmacalar karşısında fikir oluşturmamalı derinlemesine kafa yormalıdır. Dilinin altında bakla olan sinsi insanların, paçalarından riya akan yalancıların peşine düşüp büyük mirası heba etmemelidir. 

Vebal hepimizin omuzlarındadır. Ya gelecek nesillere gurur duyduğumuz bir Türkiye mirasını bırakacağız, ya da oyunları görmeden efsunlanmış gibi düşmanla elele olanların peşinden gideceğiz. 

Ben bir tavsiyede bulunayım. Karar alırken Alpaslan'ı, Ertuğrul Gazi'yi, Yavuz'u, Fatih’i, Kanuni'yi, Abdülhamit’i, Atatürk'ü, Ömer Halisdemir'i, Eren Bülbül'ü düşün, eminim ki doğru kararı vereceksin. 
Karar senin Milletim… 

Fatih Aydoğan 
İBB MECLİS ÜYESİ

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.