SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Fatih Aydoğan
Köşe Yazarı
Fatih Aydoğan
 

Kılıç Kınından Çıkmıştır !

Yaşadığımız dünya ezelden beri güçlü devletlerin diğer ülkeler üzerinde tahakküm kurmaya çalıştığı, kendi menfaati var ise muhakkak bir bahane bularak güçsüzü ezdiği, onu sömürdüğü, işgal ettiği bir düzende kıyamet gününe hazırlanmaktadır. 2.Dünya savaşından beri dünya en gerilimli dönemini yaşamaktadır. Bazılarına göre bu 3. Dünya savaşının ayak sesleridir ama aslında dünya savaşı zaten başlamıştır. Abd ve Rusya arasında yaşanan soğuk savaş döneminden beri iki kutuplu olan dünya, yeni aktörlerin katılması ile güç dengesinin sürekli başka bir yöne evrildiği süreci yaşamaktadır. Güçlü olan değil, güçler dengesini en iyi yönetenin galip çıkacağı bir savaşı yaşıyoruz. Artık masada sadece Rusya ve Abd değil, Çin, İran, İsrail, İngiltere, Fransa ve Türkiye bulunmaktadır. Bu ülkelerin arkasında ise pozisyon alan ülkeler sıralanmaktadır ki belki tarafsız olan hiçbir ülke kalmayacaktır. Çünkü yanımda değilsen karşımdasın mantığı artık ima edilmemekte direkt olarak söylenmektedir.  Kuzey Afrika’dan ısınmaya başlayan dünya, Orta Doğu, Kırım ve Güney Çin Denizi’nde ateşi iyice körüklenen bir yangına doğru son sürat ilerlemektedir. Peki bu savaş kimin savaşıdır. Haklı ile haksızın savaşı mı ? Tarihten gelen bir hesaplaşma savaşı mı ? Dinler arası savaş mı ? Yoksa bizim en çok kullandığımız ifade ile Hilal ile Haç’ın savaşı mı ? Belki en son yazdığım en çok akla yatkın olanıdır ama bu savaşın adı bunların hiçbirisi değil. Çünkü Hilal tarafında, bazı ülkelerde menfaat, açgözlülük ve bencillik ortaya çıkmıştır. Bu savaşı en iyi şekilde tanımlamak gerekirse, adına “zalimler ile mazlumların savaşı” demek en doğrusu olacaktır. Bir tarafta ağzından salyaları akarcasına, hiçbir kural kaide tanımadan pervasızca mazlumların üzerine saldıran aç gözlü devletler, bir yanda saldırılan topraklarda kendi menfaatinin azalacağı düşüncesi ile rakibinin karşısında yer alan ama mazlumun toprağına, doğal kaynaklarına göz diken devletler, bir tarafta da Müslüman olarak bildiğimiz ama toplumlarına en büyük zararı veren diğer güçler. Olan mazlumlara olmaktadır, evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalmakta, namuslarını koruyamamaya, hayatta kalanlar sefalet içinde yaşamaya mahkum olmaktadır. Çocuklar ve kadınlar öldürülmekte, tarihin en karanlık dönemlerinde bile yaşanmamış olan barbarlıklar uygulanmaktadır. Ağır silahlarla, kimyasal silahlarla insanlar toplu bir şekilde katledilmektedir.  Elbet bu böyle gitmeyecektir. Arş-ı ala titremektedir. Allahu teâlâ ve tekaddes hazretleri muhakkak ki zalimin zulmünü yanına bırakmayacaktır. İnşallah bu görev bizimdir. Bu görev Türkiye’nindir. Artık Selçuklu dönemindeki Selçuklu İmparatorluğu’ndan, Osmanlı dönemindeki Osmanlı İmparatorluğu’ndan daha güçlü bir devlet olmanın vakti gelmiştir. Türkiye 7 den 70 e tüm toplumu ile, toplumdaki tüm kesimleri ile bir ve beraber olmalıdır. Bizim toplumumuz tencerede pişirdiğini kapağında yiyen, ekmeğini bölüşen, komşusu aç iken tok yatmayan bir toplumdur. En sert olanımız bile küçük bir çocuğun aç susuz kaldığını görse burnunun kemikleri sızlar, hiç ilgisi olmasa bile onun aç kalmasından dolayı vicdanı rahatsız olur. Vatan aşkı , millet sevgisi ve turan ülkümüz var iken, bırakalım bu Euro Dolar kuru muhabbetlerini. Maddi konular bizi yok edemez ama manevi hislerimiz zaafa uğrarsa dünyanın en zengin ülkesi olsak ne faydası var. Türkiye tüm mazlumların sesi olacaktır, zalimlerin karşısına Elif gibi dimdik duracak ve haklı olanın hakkını teslim edecektir. İnşallah o günler gelecek ve kimse her istediğinde her ülkeyi işgal edemeyecek, aklına estiğinde racon kesemeyecektir. Bunu yapabilecek gücümüz vardır, bunu yapabilecek dünya liderinin ardından gideceğiz. Er ya da geç başaracağız. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır ve artık “Kılıç kınından çıkmıştır”.   Mehmet Akif’in İstiklal Marşı dizeleri yazıma son veriyorum, Allah’a emanet olun, sağlıcakla kalın. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım. Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar; Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, ''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2018 - Perşembe

Kılıç Kınından Çıkmıştır !

Yaşadığımız dünya ezelden beri güçlü devletlerin diğer ülkeler üzerinde tahakküm kurmaya çalıştığı, kendi menfaati var ise muhakkak bir bahane bularak güçsüzü ezdiği, onu sömürdüğü, işgal ettiği bir düzende kıyamet gününe hazırlanmaktadır. 2.Dünya savaşından beri dünya en gerilimli dönemini yaşamaktadır. Bazılarına göre bu 3. Dünya savaşının ayak sesleridir ama aslında dünya savaşı zaten başlamıştır. Abd ve Rusya arasında yaşanan soğuk savaş döneminden beri iki kutuplu olan dünya, yeni aktörlerin katılması ile güç dengesinin sürekli başka bir yöne evrildiği süreci yaşamaktadır. Güçlü olan değil, güçler dengesini en iyi yönetenin galip çıkacağı bir savaşı yaşıyoruz. Artık masada sadece Rusya ve Abd değil, Çin, İran, İsrail, İngiltere, Fransa ve Türkiye bulunmaktadır. Bu ülkelerin arkasında ise pozisyon alan ülkeler sıralanmaktadır ki belki tarafsız olan hiçbir ülke kalmayacaktır. Çünkü yanımda değilsen karşımdasın mantığı artık ima edilmemekte direkt olarak söylenmektedir.

 Kuzey Afrika’dan ısınmaya başlayan dünya, Orta Doğu, Kırım ve Güney Çin Denizi’nde ateşi iyice körüklenen bir yangına doğru son sürat ilerlemektedir. Peki bu savaş kimin savaşıdır. Haklı ile haksızın savaşı mı ? Tarihten gelen bir hesaplaşma savaşı mı ? Dinler arası savaş mı ? Yoksa bizim en çok kullandığımız ifade ile Hilal ile Haç’ın savaşı mı ? Belki en son yazdığım en çok akla yatkın olanıdır ama bu savaşın adı bunların hiçbirisi değil. Çünkü Hilal tarafında, bazı ülkelerde menfaat, açgözlülük ve bencillik ortaya çıkmıştır. Bu savaşı en iyi şekilde tanımlamak gerekirse, adına “zalimler ile mazlumların savaşı” demek en doğrusu olacaktır. Bir tarafta ağzından salyaları akarcasına, hiçbir kural kaide tanımadan pervasızca mazlumların üzerine saldıran aç gözlü devletler, bir yanda saldırılan topraklarda kendi menfaatinin azalacağı düşüncesi ile rakibinin karşısında yer alan ama mazlumun toprağına, doğal kaynaklarına göz diken devletler, bir tarafta da Müslüman olarak bildiğimiz ama toplumlarına en büyük zararı veren diğer güçler. Olan mazlumlara olmaktadır, evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalmakta, namuslarını koruyamamaya, hayatta kalanlar sefalet içinde yaşamaya mahkum olmaktadır. Çocuklar ve kadınlar öldürülmekte, tarihin en karanlık dönemlerinde bile yaşanmamış olan barbarlıklar uygulanmaktadır. Ağır silahlarla, kimyasal silahlarla insanlar toplu bir şekilde katledilmektedir.

 Elbet bu böyle gitmeyecektir. Arş-ı ala titremektedir. Allahu teâlâ ve tekaddes hazretleri muhakkak ki zalimin zulmünü yanına bırakmayacaktır. İnşallah bu görev bizimdir. Bu görev Türkiye’nindir. Artık Selçuklu dönemindeki Selçuklu İmparatorluğu’ndan, Osmanlı dönemindeki Osmanlı İmparatorluğu’ndan daha güçlü bir devlet olmanın vakti gelmiştir. Türkiye 7 den 70 e tüm toplumu ile, toplumdaki tüm kesimleri ile bir ve beraber olmalıdır. Bizim toplumumuz tencerede pişirdiğini kapağında yiyen, ekmeğini bölüşen, komşusu aç iken tok yatmayan bir toplumdur. En sert olanımız bile küçük bir çocuğun aç susuz kaldığını görse burnunun kemikleri sızlar, hiç ilgisi olmasa bile onun aç kalmasından dolayı vicdanı rahatsız olur. Vatan aşkı , millet sevgisi ve turan ülkümüz var iken, bırakalım bu Euro Dolar kuru muhabbetlerini. Maddi konular bizi yok edemez ama manevi hislerimiz zaafa uğrarsa dünyanın en zengin ülkesi olsak ne faydası var. Türkiye tüm mazlumların sesi olacaktır, zalimlerin karşısına Elif gibi dimdik duracak ve haklı olanın hakkını teslim edecektir. İnşallah o günler gelecek ve kimse her istediğinde her ülkeyi işgal edemeyecek, aklına estiğinde racon kesemeyecektir. Bunu yapabilecek gücümüz vardır, bunu yapabilecek dünya liderinin ardından gideceğiz. Er ya da geç başaracağız. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır ve artık “Kılıç kınından çıkmıştır”.  

Mehmet Akif’in İstiklal Marşı dizeleri yazıma son veriyorum, Allah’a emanet olun, sağlıcakla kalın.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.