II.Mehmet, nam-ı diyar Ebu’l-Feth, Fatih Sultan Mehmet. Taraflı tarafsız, Müslüman, gayr-ı müslim tüm dünya tarafından takdir edilmiş bir hükümdar. Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli padişahlarından birisi olduğu kadar, bir çağın kapanmasına vesile olması sebebi ile dünya tarihi içinde önemli bir lider. 27 Receb 835 (30 Mart 1432) Pazar günü şafak vaktinde, devletin başkenti olan Edirne'de, II. Murat'ın dördüncü oğlu olarak dünyaya geldi. Annesi Hüma Hatun’dur. Çok küçük yaşta sancakbeyliği görevi yapan Sultan, babası II.Murad hayattayken devletin başına gelmiştir. Ancak bu dönem uzun sürmediği için asıl taht dönemi, II. Murat’ın  1451’de vefatından sonra başlamıştır. Mehmed babasının ölüm haberini Sadrazam Halil Paşa’nın özel ulakla Manisa’ya gönderdiği mektupla aldı. Anlatılana göre "Beni seven ardımdan gelsin!" diyerek atına atlayıp, kuzeye doğru yola çıkmıştı. Mehmed 19 Şubat 1451’de Edirne’de ikinci kez tahta çıktı. Ancak, Hristiyanlar ve Anadolu’daki beylikler onun genç, tecrübesiz ve yetersiz bir padişah olduğunu düşünüyorlardı. Ve nihayet İstanbul fethi ile bütün cihan Fatih’in büyüklüğünü kabul etmek durumunda kalmıştır. İstanbul’un fethi Türk dünyası açısından birçok önemli sonuç doğurmuştur. Osmanlı Devleti Yükselme dönemine girmiştir, başkent Edirne'den İstanbul'a taşınmıştır, Osmanlı toprak bütünlüğü sağlanmıştır ve Osmanlı'nın Anadolu - Rumeli geçişi kolaylaşmıştır. Osmanlı toprakları arasında sürekli sorun çıkaran bir fitne yuvası ortadan kaldırılmıştır, Karadeniz - Akdeniz deniz ticaret yolunun denetimi Osmanlılar'a geçmiştir. Ayrıca Osmanlı Devleti İslam dünyasında haklı bir şöhret ve itibara kavuşmuştur. Fatih denilince akla İstanbul, İstanbul denilince Fatih gelmektedir. Ancak büyük Sultan’ın yaptıkları sadece İstanbul fethi değildir elbet. Fatih döneminde, Belgrat hariç bütün Sırbıstan fethedildi. Sırası ile Arnavutluk, Bosna-Hersek, Eflak-Boğdan ve Mora Yarımadası fethedilmiştir. Balkanlarda yapılan ve birbirinden değerli bu zaferlerin yanında denizlerde de müthiş bir hakimiyet kurulmuştur. Bazı Ege adaları alınmıştır. Eğriboz adaları alınmıştır. Kırım Hanlığı Osmanlılara bağlandı ve Otranto (İtalya Seferi) yapıldı. Otranto seferi manevi olarak çok değerlidir. Ecdadımızın İtalya kapılarına dayandığının belgesidir Otranto Seferi. Avrupa ve denizlerde durum gurur vericidir. Tabi ki, göz bebeğimiz Anadolu’da da bir çok önemli sonuçlar elde edilmiştir. Amasra  Cenevizlilerden alınmıştır. Candaroğullarından Sinop, Karamanoğullarından Konya ve Karaman alınmıştır. Trabzon Rum İmparatorluğuna son verilmiştir. Otlukbeli Savaşı yapılmış ve zaferle sonuçlanmıştır.  Fatih’in tahtta kaldığı dönemde yaptığı seferlerin ve kazandığı zaferlerin hepsinin amaçları bulunmaktaydı. Büyük bir devlet adamı olması ve ileri görüşlülüğü Osmanlı’yı cihanda zirveye taşımıştır. Karadeniz ticaretine egemen olmak, Anadolu Türk Birliğini sağlamak, Anadolu'da faaliyet gösteren devletleri etkisiz kılmak, Ege ve Akdeniz ticaretine egemen olmak, Bizans'ın yeniden dirilmesini önlemek,  Katolik Roma'yı ele geçirmek en önemli hedefleriydi. Büyük Sultan’ın ölümü, yine başarılı bir seferin arifesindeyken olmuştur. Orduları ile Anadolu’ya sefere giderken 3 Mayıs 1481’de Maltepe’deki ordugâhında vefat etmiştir. Öyle büyük bir Sultan’dı ki, ölümünden sonra Papa Hrıstiyan dünyasının kurtulduğunu düşünerek 3 gün boyunca Vatikan’da aralıksız çan çaldırmıştır. Dünya’daki bir çok ülkeye bakıldığında, bizim bir sefer hazırlığımızın gururu kadar tarihi bulunmayan devletlerle doludur. Göktürk’ler, Karahanlılar, Selçuklular, Osmanlılar gibi şanlı Türk Devletlerinin mirasçısıyız. Her zaman bu bilinçle yaşamakla beraber, bizlere şanlı bir tarih bırakan atalarımızı yadetmek görevimiz olsun. 30 Mart 1432 doğum günü olan büyük Sultan’ı rahmetle anıyorum. Sağlıcakla kalın….