SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Adem Topal
Köşe Yazarı
Adem Topal
 

ZAĞPA İMAMI HACI MEHMED ZAGPAVİ

Anadolu irfanının müstesna temsilcilerinden: ZAĞPA İMAMI HACI MEHMED ZAGPAVİ RAH. ALEYH. Babası Hüseyin, annesi Arife 1331 Rumi 1916 miladi tarihinde Zağpa da (sarpkaya) dünyaya gelmiştir. 1982 yılında bir kaza sonucu rahmete gitmiştir. Zağpa (sarpkaya) Giresun ili Çamoluk ilçesine bağlı bir köydür. Kelkit vadisinde yer alır. Aslen Rum köyü olan Zağpaya 16.yy dan itibaren Müslümanlar iskan edilmiş stratejik bir yer olması sebebi ile 18. Ve 19. Yüzyılda Trabzon dan özel görevle gelen bir bey yönetmiş Bektaş isimli bu bey çeçen zade Hasan Paşanın oğludur köye kendi ismini taşıyan bir cami inşa ettirmiş. (1818) Ayrıca yüksek surlarla çevrili konağı ve bunun içinde ‘’yağmalanan’’ bir hamamı da vardır. İşte bu köyün adeta yüzünü ağartan ve ilmi irfanı ile örnek bir şahsiyet olan Mehmet hocamızı ben bir iş için gittiğim 1980 yılında yakinen tanıdım. Son derece cömert ve misafirperver olan hocamız beni dedemin evine göndermez kendisi misafir ederdi. Cuma namazlarını Bektaş Bey camiinde kıldırır diğer namazlarını eğitim verdiği Kur’an kursunda Kıldırırdı. Yol üstünde bulunan bu mekânın kapısında durur. Namaz vakti ise oradan geçen köyün erkeklerine haydi abdest al namaz kılalım derdi. Genellikle de bu isteği yerine getirilen bir zattı. O köyden olup da dinini diyanetini yaşayan birini gördüğünde büyük sevinç duyar onların evladı gibi şefkat ederdi. İslam’ın övdüğü cömertlik onun ahlakı idi. Misafir odasının kapısı daima açıktı sofrayı elleri ile kurar çayı bile kendisi doldururdu. Kahvaltımız çok uzun sürerdi iki buçuk saat sohbet ederdik bana gezip gördüğüm yerleri ve buralarda tanıdığım zatları sorar büyük bir zevkle dinlerdi. Aynı zamanda ehli tasavvufta Halveti’ye tarikatına intisap etmişti. Onlar zikir meclisine Halakç-i zikir derlerdi. Bende birkaç kere o mecliste bulunmuştum. Zikir esnasında çayı kıtlama içerlerdi. Mercimek kadar kırılıp hazırlanmış sert Erzurum şekerlerinde bir tane dillerinin altına koyarlar onunla birkaç bardak çay içerlerdi. Köylülerin tabiri ile otuz iki pare köyü hizmeti olmuştu. Benim tespitim beş ilçe ve onların köylerine hizmeti vardı. Yetiştirdiği talebeleri hocası olmayan köylerde Cuma ve Teravih kıldırırlardı. Bu köylerde o çorak yıllarda dini imanı bu insanlardan öğrenen insanlar hala onları hayırla yad eder. Hocamız Osmanlının yıkılıp yeni bir devlet tesis edildiği ve geçmişle bağların kopartılmaya çalışıldığı zorlu yıllarda cesaret ve azimle hizmetine devam etmiştir. İlme o kadar düşkündü ki küçük oğluna imam olursa istediğini yapacağına söz vermiş oğlu da imam Olunca köylülerin tuğyanına katlanma pahasına sözünü yerine getirmiştir. Onun için bir ayetin öğrenilmesi bile çok kıymetlidir. Kur’an eğitimi verdiği mekânda lahuti bir atmosfer insanı adeta kurtarırdı. Şahitleri velayet sahibi olduğunu ve buna Kur’an’a yaptığı hizmetlerin sebep olduğunu söylüyorlar. Bende veli bir zat olduğuna eminim. Kendisi aynı zamanda köy şartlarında ekip-biçerdi tarlasından ve bahçesinden yetişenler ikramında ağılıktaydı hayvanları vardı Süt, yoğurt, peynir ve yağ üretirdi. Kendisine nefsani sebeplerden soğuk bakanlar varsa da büyük çoğunluk sevgi ve saygı beslerdi. Soğuk Olanlar da genelde cahil ve köylülük belasına müptela olanlardı. Ben istedim ki böyle bir kıymet unutulmasın ve kayda geçsin. Hatta vefatında da söylemiştim Zağpa onun yokluğunda terk edilmiş kuş yuvası gibi oldu. Oğullarından Osman ağabeyim daha çok babasının dünya yükünü kaldırmaya çalışır kıymetli eşi ile birlikte köy işlerini yürütürdü. Oda ehli Kur’an idi Allah rahmet eylesin Amin. Tabi bu makalenin sınırları belli bir araştırma yazısı değil. Allah hocamıza ve evladına gani gani Rahmet eylesin. Makamı ali olsun Amin.  
Ekleme Tarihi: 20 Eylül 2022 - Salı

ZAĞPA İMAMI HACI MEHMED ZAGPAVİ

Anadolu irfanının müstesna temsilcilerinden: ZAĞPA İMAMI HACI MEHMED ZAGPAVİ RAH. ALEYH. Babası Hüseyin, annesi Arife 1331 Rumi 1916 miladi tarihinde Zağpa da (sarpkaya) dünyaya gelmiştir.

1982 yılında bir kaza sonucu rahmete gitmiştir. Zağpa (sarpkaya) Giresun ili Çamoluk ilçesine bağlı bir köydür. Kelkit vadisinde yer alır.

Aslen Rum köyü olan Zağpaya 16.yy dan itibaren Müslümanlar iskan edilmiş stratejik bir yer olması sebebi ile 18. Ve 19. Yüzyılda Trabzon dan özel görevle gelen bir bey yönetmiş Bektaş isimli bu bey çeçen zade Hasan Paşanın oğludur köye kendi ismini taşıyan bir cami inşa ettirmiş. (1818)

Ayrıca yüksek surlarla çevrili konağı ve bunun içinde ‘’yağmalanan’’ bir hamamı da vardır. İşte bu köyün adeta yüzünü ağartan ve ilmi irfanı ile örnek bir şahsiyet olan Mehmet hocamızı ben bir iş için gittiğim 1980 yılında yakinen tanıdım.

Son derece cömert ve misafirperver olan hocamız beni dedemin evine göndermez kendisi misafir ederdi. Cuma namazlarını Bektaş Bey camiinde kıldırır diğer namazlarını eğitim verdiği Kur’an kursunda

Kıldırırdı. Yol üstünde bulunan bu mekânın kapısında durur. Namaz vakti ise oradan geçen köyün erkeklerine haydi abdest al namaz kılalım derdi. Genellikle de bu isteği yerine getirilen bir zattı. O köyden olup da dinini diyanetini yaşayan birini gördüğünde büyük sevinç duyar onların evladı gibi şefkat ederdi.

İslam’ın övdüğü cömertlik onun ahlakı idi. Misafir odasının kapısı daima açıktı sofrayı elleri ile kurar çayı bile kendisi doldururdu. Kahvaltımız çok uzun sürerdi iki buçuk saat sohbet ederdik bana gezip gördüğüm yerleri ve buralarda tanıdığım zatları sorar büyük bir zevkle dinlerdi.

Aynı zamanda ehli tasavvufta Halveti’ye tarikatına intisap etmişti. Onlar zikir meclisine Halakç-i zikir derlerdi. Bende birkaç kere o mecliste bulunmuştum. Zikir esnasında çayı kıtlama içerlerdi. Mercimek kadar kırılıp hazırlanmış sert Erzurum şekerlerinde bir tane dillerinin altına koyarlar onunla birkaç bardak çay içerlerdi.

Köylülerin tabiri ile otuz iki pare köyü hizmeti olmuştu. Benim tespitim beş ilçe ve onların köylerine hizmeti vardı. Yetiştirdiği talebeleri hocası olmayan köylerde Cuma ve Teravih kıldırırlardı. Bu köylerde o çorak yıllarda dini imanı bu insanlardan öğrenen insanlar hala onları hayırla yad eder. Hocamız Osmanlının yıkılıp yeni bir devlet tesis edildiği ve geçmişle bağların kopartılmaya çalışıldığı zorlu yıllarda cesaret ve azimle hizmetine devam etmiştir.

İlme o kadar düşkündü ki küçük oğluna imam olursa istediğini yapacağına söz vermiş oğlu da imam Olunca köylülerin tuğyanına katlanma pahasına sözünü yerine getirmiştir. Onun için bir ayetin öğrenilmesi bile çok kıymetlidir. Kur’an eğitimi verdiği mekânda lahuti bir atmosfer insanı adeta kurtarırdı. Şahitleri velayet sahibi olduğunu ve buna Kur’an’a yaptığı hizmetlerin sebep olduğunu söylüyorlar.

Bende veli bir zat olduğuna eminim. Kendisi aynı zamanda köy şartlarında ekip-biçerdi tarlasından ve bahçesinden yetişenler ikramında ağılıktaydı hayvanları vardı Süt, yoğurt, peynir ve yağ üretirdi. Kendisine nefsani sebeplerden soğuk bakanlar varsa da büyük çoğunluk sevgi ve saygı beslerdi. Soğuk

Olanlar da genelde cahil ve köylülük belasına müptela olanlardı. Ben istedim ki böyle bir kıymet unutulmasın ve kayda geçsin. Hatta vefatında da söylemiştim Zağpa onun yokluğunda terk edilmiş kuş yuvası gibi oldu. Oğullarından Osman ağabeyim daha çok babasının dünya yükünü kaldırmaya çalışır kıymetli eşi ile birlikte köy işlerini yürütürdü.

Oda ehli Kur’an idi Allah rahmet eylesin Amin. Tabi bu makalenin sınırları belli bir araştırma yazısı değil. Allah hocamıza ve evladına gani gani Rahmet eylesin. Makamı ali olsun Amin.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.