SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Adem Topal
Köşe Yazarı
Adem Topal
 

BÜYÜK OLSUN BİZİM OLSUN

Biz millet olarak biraz tuhaf davranıyoruz. Şikayet ediyor ama gereğini yapmıyoruz. Ülkenin gidişatı noktasında beğenmediğimiz bir şey olunca başlıyoruz şikayete. Peki bize düşen nedir? Ne yapmalıyız? Sormuyoruz… Hedefimize siyasileri koyuyoruz. Tek suçlu onlar oluyor. Halbuki bilmemiz gereken bize çok iş düşüyor. Bir kere ekonomideki gayri milli yapıyı kırmak için çalışmamız gerekiyor. Tamamen başka bir gündeme sahip olan bu yapı, Türk ekonomisinin yüzde seksenine sahip. Geri kalan 80 milyon yüzde yirmiye hükmediyor. O zaman siyasilerin üzerine onlar baskı kuruyor ve milletin değil onların işleri görülüyor. Tayyip Erdoğan’a kadar da işler böyleydi. Devlete hakim olana kadar da Tayyip Bey de onların suyuna gitti. Sonra milletin lehine işler yapmaya başlayınca gizli açık çelme takmaya çalıştılar, çalışıyorlar… Biz önce bize atılan kazığı nasıl çıkaracağız ona bakalım. “Küçük olsun bizim olsun” bu söz; bu milletin düşmanlarının bize attığı en önemli kazıktır. İlk iş “büyük olsun bizim olsun” düsturunu içimize sindirmek ve çok ortaklı büyük müesseseler kurmak olmalıdır. Nasıl yapacağız ? İlk önce ortaklık sözleşmesi ile başlayacağız. Ağyarını mani efradını cami bir sözleşmeyi profesyonel birine hazırlatacağız. Bir İngiliz firması ile ortak olan iş adamımız; ”20 bin sahife sözleşme yaptık, bu sözleşme için, onlar avukatlarına 4 milyon $ ben 3 milyon tl ödedim” dedi.  Yirmi yıldır bu sözleşmeye hiç bakmadık diyor. İngiliz gavuru bir Müslümanın kitabının emri olan akitleşmeye bu kadar önem verirken, Müslüman bu emri ıskalıyor. Yahu aramızda lafı mı olurla başlayan ortaklık kavgalarla sona eriyor. Ondan sonra teselli olarak “küçük olsun benim olsun” diyor. Kardeşim ekonomi büyük bir okyanustur, büyük balık küçük balığı yer. Ondan sonra oturur şikayet edersin. En kolay hedef siyasileri suçlarsın. Tıpkı futbol takımlarımızda bir başarısızlık sonucu antrenörün suçlanması gibi. Ne yönetici suçlu, ne futbolcu suçlu ne de seyirci… Onun için de onlarca yıldır hiçbir uluslar arası başarı yok. Edirne’den ötesi fıssss. Ortaklıklar sağlam bir muhasebe sistemi ve kontrol mekanizması ile geliştirilmelidir. Adam 10 bin bakkalı idare ediyor, para kazanıyor ama benim insanım iki kişi bir bakkalı idare edemiyor. Niye? İşin gereğini yapmıyor, hem farzı  hem sünneti terk ediyor. Allah’ın “iki kişi ortak olunca üçüncüsü benim” hadisi kutsisinin bereketinden mahrum kalıyor. Vesselam…
Ekleme Tarihi: 25 Ekim 2022 - Salı

BÜYÜK OLSUN BİZİM OLSUN

Biz millet olarak biraz tuhaf davranıyoruz. Şikayet ediyor ama gereğini yapmıyoruz. Ülkenin gidişatı noktasında beğenmediğimiz bir şey olunca başlıyoruz şikayete. Peki bize düşen nedir? Ne yapmalıyız? Sormuyoruz…
Hedefimize siyasileri koyuyoruz. Tek suçlu onlar oluyor. Halbuki bilmemiz gereken bize çok iş düşüyor. Bir kere ekonomideki gayri milli yapıyı kırmak için çalışmamız gerekiyor. Tamamen başka bir gündeme sahip olan bu yapı, Türk ekonomisinin yüzde seksenine sahip.

Geri kalan 80 milyon yüzde yirmiye hükmediyor. O zaman siyasilerin üzerine onlar baskı kuruyor ve milletin değil onların işleri görülüyor. Tayyip Erdoğan’a kadar da işler böyleydi. Devlete hakim olana kadar da Tayyip Bey de onların suyuna gitti. Sonra milletin lehine işler yapmaya başlayınca gizli açık çelme takmaya çalıştılar, çalışıyorlar… Biz önce bize atılan kazığı nasıl çıkaracağız ona bakalım. “Küçük olsun bizim olsun” bu söz; bu milletin düşmanlarının bize attığı en önemli kazıktır. İlk iş “büyük olsun bizim olsun” düsturunu içimize sindirmek ve çok ortaklı büyük müesseseler kurmak olmalıdır.

Nasıl yapacağız ? İlk önce ortaklık sözleşmesi ile başlayacağız. Ağyarını mani efradını cami bir sözleşmeyi profesyonel birine hazırlatacağız. Bir İngiliz firması ile ortak olan iş adamımız; ”20 bin sahife sözleşme yaptık, bu
sözleşme için, onlar avukatlarına 4 milyon $ ben 3 milyon tl ödedim” dedi.  Yirmi yıldır bu sözleşmeye hiç bakmadık diyor. İngiliz gavuru bir Müslümanın kitabının emri olan akitleşmeye bu kadar önem verirken, Müslüman bu emri ıskalıyor. Yahu aramızda lafı mı olurla başlayan ortaklık kavgalarla sona eriyor.

Ondan sonra teselli olarak “küçük olsun benim olsun” diyor. Kardeşim ekonomi büyük bir okyanustur, büyük balık küçük balığı yer. Ondan sonra oturur şikayet edersin. En kolay hedef siyasileri suçlarsın. Tıpkı futbol takımlarımızda bir başarısızlık sonucu antrenörün suçlanması gibi. Ne yönetici suçlu, ne futbolcu suçlu ne de seyirci… Onun için de onlarca yıldır hiçbir uluslar arası başarı yok. Edirne’den ötesi fıssss. Ortaklıklar sağlam bir muhasebe sistemi ve kontrol mekanizması ile geliştirilmelidir.
Adam 10 bin bakkalı idare ediyor, para kazanıyor ama benim insanım iki kişi bir bakkalı idare edemiyor. Niye? İşin gereğini yapmıyor, hem farzı  hem sünneti terk ediyor. Allah’ın “iki kişi ortak olunca üçüncüsü benim” hadisi kutsisinin bereketinden mahrum kalıyor. Vesselam…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.