Temmuz ayında bu sütunlarda muhasebe başlığı ile bir yazı kaleme almış doğudaki ve güneydoğudaki duruma kısa bir temasta bulunmuştum. Devletin çözmesi gereken bir durum var demiştim. Geçen iki ayda benim gidip gördüğümü bütün Türkiye bizzat gördü ve terör girdiği mağaradan hortladı. Bu durumu bilenler şaşırmadı. Şu anki mücadele de devletin son derece etkili olduğu bölgeden gelen haberlerle ifade ediliyor. Bu mücadele verilmeliydi; veriliyor. Bu arada herkese düşen sükûnettir.  Örgüt bir hayal kurdu ve halkın kendileriyle birlikte savaşacağını umuyordu ama hayal kırıklığı yaşadı. Çünkü devlet çözüm süreci ile bölgeye hizmetin en güzelini yolu sağlığı eğitimi ayrım yapmadan götürdü. İnsanlar güvenle evlerinden çıkıp işe gitmenin zevkine vardı. Şimdiye kadar örgütün yaptığı propagandanın yersiz olduğunu bizzat yaşadı. Liderlerinin çağrılarını yok sayıp Avrupalı Amerikalı İsrailli ve İranlı ajanların ve onların paralelindeki yerli hainlerin telkinlerini yerine getirmeye çalıştılar. Suriye’deki olayların kendilerine Türkiye karşısında avantaj sağlayacağını zannettiler. Ve yanıldılar. Yerli silah sanayinin son on yılda geliştirdiği silahlar tepelerine inince  efelenmelerin yerini aman bize ateşkes için yardım edin diye akıl hocalarının eteğine koştular. Bir belediye başkanı efendilerini sevindirmek için T.C. ile iç savaş yapıyoruz derken aynı ilçeden örgüt televizyonuna bağlanan militan ağlamaya başlayınca yayın kesiliyordu. Ben doğuda görev yapmış bir öğretmen olarak bölge halkına karşı son derece kalbi sevgi beslediğimi yazılarımda ve hayatımda hep gösterdim. Halada bu güzel insanları seviyorum. Çünkü benim hayatımda bütün müminler kardeştir. Bu benim vazgeçemeyeceğim bir düsturdur. Bu günlerde gelen şehitler sonrası ülkenin çeşitli yerlerinde provokasyon girişimleri dikkatimi çekiyor.Aman ha bu büyük bir yanlıştır.Oyuna gelmeyelim. Şehitler  arasında tanıdığım ve sevdiğim kardeşlerimde var. Allah makamlarını cennet etsin. Örgüt ile halkı ayırmazsak örgütün istediğini yapmış oluruz. Örgüte  karşı devlet bütün gücünü göstermeli ama halka karşıda alabildiğince Müşvik olunmalıdır. Şunu unutmayın aslında örgüt önce Kürtleri cezalandırıyor. Şu anda evinde bile can güvenliği olmayan aracı dükkanı tahrip edilen adına savaştıkları yalanını söyledikleri Kürt insanlarımızdır. Silvan’da  bir market sahibi getirdiği sebzeleri buzhaneye taşıtmayan örgütçü komşusunun yaptığını anlamakta zorluk çekiyor ve İstanbul’daki akrabasına dert yanıyor. Bu günlerde geçecek çoğu gitti azı kaldı.2016 Türkiye için bambaşka bir başlangıç olacak inşallah. Örgütün son çaresi bomba patlatmak. Onunda çaresi bulunur ve Sirilanka da olduğu gibi örgüt ebediyen silahı Türkiye den çıkarana kadar devlet balyozu başına iner. Ve gelecek Türk’ü ile Kürt’ü ile Arap’ı vs ile bizimdir. Yeter ki sakin olalım ve devletimize sahip çıkalım. Başka Türkiye yok. Allah Hakkari’den Edirne’ye bütün insanlarımızı muhafaza etsin. Amin. ADEM TOPAL