Onları oralara oturtan sözde insan hakları şampiyonu Avrupalı ve ABD’li liderler bu zalimlere gık bile dememişler ve bir de Müslümanları bunlar nezdinde aşağılamaya çalışmışlardır. Ama dünya hızla değişip te iletişim imkanları arttıkça bu diktatörler yıkılmak zorunda kaldı.
Efendileri bu durumdan memnun olmasalarda sessiz kalmak zorunda kaldılar.Bu diktatörlerin en mühimi Mısır'ın asri Firavunu Hüsnü Mübarek idi. Yıllarca hem Mısırlıların ve İsrail’in gönlünü hoş tutmak için Filistinlilere kan kusturan bu zalim hepimizin şahit olduğu arap baharı denilen olaylarla devrildi.
Afrika ile Asya arasında kilit olan ve Müslüman ülkeler arasında ki en mühim ülkelerden biri olan Mısır ilk defa hür ve serbest bir seçimle yeni bir cumhurbaşkanı seçti. Fakat eski rejim taraftarları yeni geleni çalıştırmamak için binbir türlü tuzak kurmalarına ve elini kolunu bağlamalarına rağmen onun o makamda kalmasına bile ancak bir yıl tahammül edebildiler ve piyonlarına hareket emri verdiler.
Fakat demokrasi şampiyonu olan batının maskesi de bu vesile ile düştü.Ordunun yaptığı darbeye darbe bile diyemediler. Tabi Türkiye de de bazıları çok sevindi bu darbeye.Yalandan darbeye karşı gibi görünerek ama siz de bundan ders çıkarın demeye başladılar.
Halbuki demokrasinin kalbi sandıktı ve M.Mursi % 51 oyla seçilmişti.Şayet başarısız olursa gelecek seçimde seçilemezdi.Tabiiki bunun için projesi olan halka yokın kendisini kabul ettirecek rakip adaylara ihtiyaç var.
Tıpkı bizde olduğu gibi orada yani mısır da da M.Mursinin rakipleri şunu biliyorlardı: Eğer fırsat verirlerse Mursi başarılı olup, halka ümit verirse bir daha kendilerine şans doğmayacak. Çünkü tembel hazırcı halktan kopuk insanlar kıyamete kadar seçilemezler.
Onun için onlarda ancak silahla işbirliği yapmak durumundalar. Fakat zulüm ebedi payidar olamaz. Sabreden zafere ulaşır. İstikbal İslamındır İnşaallah..
ADEM TOPAL