Kıymetli okuyucularım, yaklaşık 2 yıl evvel gene bu köşede kınalı küheylan adıyla bir yazı kaleme almış orada Türkiye’yi bekleyen bir tehlikeye dikkat çekmiştim. Bu yazıya koyduğum başlığı da Gazeteci ve Yazarlar vakfı mensubu Harun Tokak beyin bir kitabından aldığımı ifade etmiştim ki kitabın adı da” kınalı küheylandır”.
O yazıda Afganistan da mücahitlerin başına gelene atıf yaparak aman ha Türkiye’de de bir iktidar kavgası olmasın demiş idim.Fakat son aylarda yaşadıklarımız o yazıdaki endişelerimizi haklı çıkardı. Ve aynı odayı paylaşan insanlar aynı kıbleye yönelen kardeşler birbirinin gırtlağına sarıldı. Tabi zararı bütün ülkeye ve hatta bize ümit bağlamış toplumlara dokundu, dokunuyor.
Hemen hemen Türkiye de ki bütün muhafazakârların sempatisini arkasına alan bir grup bir anda sanki kimlik değiştirerek politik bir aktör gibi başbakana hücuma geçti. Ve bunu yaparken de yolsuzluk gibi ulviyete maneviyata ters gelen bir olayı manivela olarak kullandı. Bu yolla kitleleri arkasına alacağı hesabı yaptı. Ama yanıldıkları bir şey vardı o da bu milletin tarihi bir ferasete sahip olduğu idi. Evet sokağa çıkıp kime sorsanız size devletin ekonomik faaliyetlerinde bazı sıkıntılar olduğunu söyler fakat şunu da ekler eskiden yüzde seksenini yiyorlardı yüzde yirmisi ile maaş ödüyorlardı. şimdi yüzde doksan beşini yatırım yapıyorlar geri kalanını da bir yerlerde birileri yiyorlar.
Benim bir gözlemimi aktarmama izin verin. Şayet bir görevli hak etmediği bir şeyi eline geçirir ve onu yerse o kişinin burnunun ucundan başlayarak yüzünün karardığını bizzat müşahede ettiğimi bilmenizi isterim. Bu da bana o kişiler için acıma ve üzülme sebebidir. Çünkü ehli cehennem burnunun ucundan başlayarak kararır diye bir bilgiye sahibimdir de ondan. Herhalde ninelerimiz kültürel bir miras olarak bildikleri için kendilerini ziyaret edip ellerini öptüğümüzde yüzün ağ(ak) olsun oğul diye dua ederlerdi. Ayrıca yine büyük veliler kişinin küpünde ne varsa dışına o sızar derler ki haram karanlıktı
Küpünü karanlıkla dolduranların yüzlerinin kararmasından daha normal ne olabilir? Lakin bütün bunlar Türkiye’ ye gelmiş üç imalat hatası başbakandan biri ve en önemlisi olan Recep Tayyip Erdoğan’a yapılanları mazur gösteremez, göstermez.O da insan olduğu için hata yapmıştır. Daha da yapabilir. Fakat İslam’ın ölçüsü bellidir.Benim tercihimde bu ölçüdür.
Günah ve sevap tartısında hangisi ağırsa o kişi ona göre muamele görür. Benim kanaatim başbakanın sevabı ağırdır. Bunu yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimde ve gözlemlerimde net olarak görüyorum.Hâlbuki kınalı küheylanın derdi yolsuzluk olsaydı daha ilk başından beri yanında oldukları bu kişiye yardımcı olarak halkın yüzde beş dediği kayıp kaçak oranını asgariye çekerlerdi.
Şimdi bende bıraktıkları intiba on yıl her şey tertemiz idi ama şimdi bozuldu tavrının inandırıcı olmadığı ve yapılmak istenenin hiç de masum durmadığıdır. Hele yazan ve konuşan taraftarlarının açıklamaları durumu her geçen gün daha da açık etmekte ve bu da aleyhlerine dönmektedir.Keşke kınalı küheylan tökezlemese ve hizmete devam etseydi. Ama olanda hayır vardır.Allah yolunda olan; muhlis ve Muhsinlerin yardımcısıdır.