İnsanlar her halukarda mutlu olmak ve rahat etmek istiyor. Bunun için çok farklı arayışlara yönelmektedir.
Kimi musikiye, kimi spora, kimi alkole, kimi seyahate başvurmaktadır.
Acaba hedeflenen mutluluk kazanılmaktamıdır?
Tecrübe ve araştırmalarımızdan çıkardığımız sonuç bunun olamadığı yönündedir.
Çünkü insan ne kendiliğinden var olmuş tesedüf eseri bir varlıktır. Ne de başıboş bir varlıktır.
İnsanı ve insan için lazım olan ne varsa hepsini yaratan biri var.
İnsanların bir kısmının buna inanmaması bu realiteyi değiştirmez.
Yukardaki cümlede şayet dikkat ettiyseniz kainatı kast ederek insan için lazım olan ne varsa dedim.
Evet kainatın merkezi insandır. Her şeyde insan için yaratılmış ve hazırlanmıştır. İnsan dünyaya gelmeden önce vasat; insan için hazırdır. İnsan bu hazır bulduğu vasatı kullanarak yeni standartlar geliştirmiştir. Çünkü yaratıcı insana akıl denen büyük nimeti bahş etmiştir. Akıl olmazsa insan hiçbir şeyden mes'ul tutulmuyor. Bu da aklın değerini anlatan bir gerçeklik.
Her şeyi ve her yeri insana tahsis edenin. Onun için ideal bir yönde tayin etmiş olması şarttır. Ve bu da olmuş. Yaratıcı ki bizim kitabımız(Kur'an) onun has isminin Allah cc. olduğunu bildiriyor. Kur'an aracılığı ile yine bildiriyor ki insanın yaratılış gayesi yaratanı tanıması emrine itaat, yasağını terk ile ona kul olmaktır.
Bir takım insanlar hangi mahfilin etkisinde oluklarını bilmeden kul lafsına itiraz ediyorlar. Biz bireyiz diye. Benim pekte anlayamadığım bir tavır takınıyorlar. Çünkü onlar Allah'a kul olmanın birey olmaya engel teşkil ettiğini zannediyorlar.
Öylemi dir?
Tam tersinie yine gözlemlerimiz bize göstermiştir ki kul olma hürriyetini red edenler bir çok başka şeye esir olarak tam bir tenakuz yaşıyorlar.
Ve dahi mutluluk onlar için bir hayal ve ütopya olarak kalıyor. Kişilikleri zayıf insanların için ise felaketle son buluyor.
Yukarda akıl nimetinden bahs açmıştım. Burada akıl ile alakalı bir anekdot aktarmak isterim.
Anlatılır ki hz. Adem yaratıldığında Allah cc. Ona üç şey arasında seçme hakkı tanımıştır. Kendisine akıl,iman, haya'dan birinini seç denmiştir. Atamız hz. Adem aklı seçmiş, bu seçimden sonra iman akıl nerede ise ben oradayım demiş. Hemen haya ortaya atılarak iman nerde ise bende oradayım demiştir. Tamız yaptığı isabetli seçim ile bir taşla üç kuş vurmuştur. Ve Allah ona bu üç nimeti birlikte bahş etmiştir.
Mutluluk bu üç kelimenin içine derc edilmiştir. Akıl, iman, haya. Bu üçü bir insanda fonksiyon icra ederse o insanın mutlu olmaması imkansızdır.
Şayet efendim bende bu üçüde var ama mutlu değilim diyorsa bu onları (akıl,iman,haya) fonksiyonel kullanılmadığını gösterir. Bu elindeki aleti kullanmasını bilmiyor demektir. Ne yapacak bir bilene müracat ederek kurs alacak.
ADEM TOPAL--- 14/06/2010