SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Murat Ergün
Köşe Yazarı
Murat Ergün
 

“Ne vurmiş nede vurulmiş’’

Adam, bizde adı çok geçen ama pek az bulunan bir nesnedir. Ne yenilir ne içilir; tatlı dili, derler. Oysa çoğu zaman tersi olur hep. Mülk gibi alınıp satılır adamlar, yoksulluk yüzünden yük olur can gövdeye. Anneler babalar çocuklarının adam olması için çilelere katlanırlar ama ünlü fıkrada olduğu gibi, evlat doktor olur, mühendis olur ama bir türlü adam olamaz nedense. Adamdan sayılmak, adam yerine konulmak hepimizin hoşuna gider. Sürücüler birdenbire önlerine çıkıveren yayalara kızarlar, “Çiğnendiğine yanmam, seni adamdan sayarlar da benden hesap sorarlar, ona yanarım” diye bağırırlar. Seçmenler dört beş yılda bir olsa da adam yerine konuldukları için çok sevinirler, ne kadar kızarlarsa kızsınlar, politikacılara oy verirler, onları koltuk sahibi ederler.Ama olanlar yine adam olamazlar.. Bizim meslekte çok bulunur adam olamayan dönek gazetecilerden. Mesela onun arkasından atar vay Ahmet, İsmail öyle adam böyle adam sonra ertesi gün Ahmet ile İsmail’le karşılaştığında işini dört dörtlük yapan bir adamsın İsmail hep arkadan söylerim der. Döneklik parayla değil ya, sonra kalemini alır eline arkasından küfrettiğini bir güzel yağlar ballar çünkü işin ucunda çıkar sağlamak var. Bunlarda bizin meslekte adam demeye bin şahit lazım olan dönekler… Kiminin adamlığı herkese tepeden bakmaktır, kiminin adamlığı ona buna çamur atmaktır. Adamdan sayılmayan küçük adamlar bütün yükü çekerler de gık bile demezler, büyük adamlar gibi hazırdan yemezler, onun bunun sırtından geçinmezler. Asıl adam gibi adam olanlar bunlardır ama ne yazık ki değerleri bilinmez. Adamın biri Karadenizli dostunun konuğu olmuş. Ev sahibi onu gezdirirken yolları mezarlığa düşmüş. Mezar taşlarının üstünde yazı yerine dikey yatay çizgiler varmış. Adam bunların ne olduğunu merak etmiş. Şöyle demiş bizimki: “Şeref işaretidir bunlar. Şu üç dikey, bir yatay çizgi çok şerefli adamımızı belirtir. Vurdi vurdi vurdi, vuruldi demektir. Yanındaki de şereflidir: Vurmiş vurmiş vurulmiştir. Onun yanındaki de şerefli sayılır; vurmiş vurulmiştir.”  Adam başka bir mezarın önünden geçerken hiçbir işaret görmez, “Peki bu kim?” diye sorar. Karadenizli yüzünü buruşturur; “Geçelim oni” der. “Ne vurmiş nede vurulmiştir o, eceliyle öldü, adam değildir.” Şaka bir yana, adam gibi ölmesini bilmek de iyidir ama en önemlisi adam gibi yaşamak, adamlığına leke sürdürmemek, ne olursa olsun, adam olmaktan vazgeçmemektir
Ekleme Tarihi: 08 Ocak 2010 - Cuma

“Ne vurmiş nede vurulmiş’’

Adam, bizde adı çok geçen ama pek az bulunan bir nesnedir. Ne yenilir ne içilir; tatlı dili, derler. Oysa çoğu zaman tersi olur hep. Mülk gibi alınıp satılır adamlar, yoksulluk yüzünden yük olur can gövdeye.

Anneler babalar çocuklarının adam olması için çilelere katlanırlar ama ünlü fıkrada olduğu gibi, evlat doktor olur, mühendis olur ama bir türlü adam olamaz nedense. Adamdan sayılmak, adam yerine konulmak hepimizin hoşuna gider. Sürücüler birdenbire önlerine çıkıveren yayalara kızarlar, “Çiğnendiğine yanmam, seni adamdan sayarlar da benden hesap sorarlar, ona yanarım” diye bağırırlar. Seçmenler dört beş yılda bir olsa da adam yerine konuldukları için çok sevinirler, ne kadar kızarlarsa kızsınlar, politikacılara oy verirler, onları koltuk sahibi ederler.Ama olanlar yine adam olamazlar..

Bizim meslekte çok bulunur adam olamayan dönek gazetecilerden. Mesela onun arkasından atar vay Ahmet, İsmail öyle adam böyle adam sonra ertesi gün Ahmet ile İsmail’le karşılaştığında işini dört dörtlük yapan bir adamsın İsmail hep arkadan söylerim der. Döneklik parayla değil ya, sonra kalemini alır eline arkasından küfrettiğini bir güzel yağlar ballar çünkü işin ucunda çıkar sağlamak var. Bunlarda bizin meslekte adam demeye bin şahit lazım olan dönekler…
Kiminin adamlığı herkese tepeden bakmaktır, kiminin adamlığı ona buna çamur atmaktır. Adamdan sayılmayan küçük adamlar bütün yükü çekerler de gık bile demezler, büyük adamlar gibi hazırdan yemezler, onun bunun sırtından geçinmezler. Asıl adam gibi adam olanlar bunlardır ama ne yazık ki değerleri bilinmez.

Adamın biri Karadenizli dostunun konuğu olmuş. Ev sahibi onu gezdirirken yolları mezarlığa düşmüş. Mezar taşlarının üstünde yazı yerine dikey yatay çizgiler varmış. Adam bunların ne olduğunu merak etmiş. Şöyle demiş bizimki: “Şeref işaretidir bunlar. Şu üç dikey, bir yatay çizgi çok şerefli adamımızı belirtir. Vurdi vurdi vurdi, vuruldi demektir. Yanındaki de şereflidir: Vurmiş vurmiş vurulmiştir. Onun yanındaki de şerefli sayılır; vurmiş vurulmiştir.”

 Adam başka bir mezarın önünden geçerken hiçbir işaret görmez, “Peki bu kim?” diye sorar. Karadenizli yüzünü buruşturur; “Geçelim oni” der. “Ne vurmiş nede vurulmiştir o, eceliyle öldü, adam değildir.”

Şaka bir yana, adam gibi ölmesini bilmek de iyidir ama en önemlisi adam gibi yaşamak, adamlığına leke sürdürmemek, ne olursa olsun, adam olmaktan vazgeçmemektir

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.