23 Nisan 1920’de Cuma sabahı, Ankara’da bugünkü eski Meclis binası çevresinde geniş bir halk kitlesi toplandı. Aynı gün Hacı Bayram Cami’inde kılınan Cuma namazından sonra dualarla Ankara’da Meclis-i Mebusan (Millet Meclisi) açıldı. Halk, kendi kaderine sahip çıkmanın coşkusu içindeydi.
Ankara’da ilk Meclisin açıldığı gün, yani 23 Nisan günü, o günlerde ilk resmî “Millî Bayram” ilan edilmiştir. Bu bayramın adı henüz “Millî Egemenlik” adını taşımamakla birlikte milletin iradesini yansıtan gün olarak coşku ile kutlanmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkın meclisidir. Zengin-fakir, okumuş-okumamış, kadın-erkek, küçük-büyük, doğulu-batılı, kuzeyli-güneyli herkesin meclisidir. TBMM, akretide edilmemiş bir meclistir. Halkın tek sığınak ve dayanak noktasıdır. Onun için 23 Nisanlar; yalnız resmî törenlerle sınırlı kalmamış, halkın ilgi ve coşkusunun yansıması olarak kutlanmıştır.
23 Nisan, yalnız çocuk bayramı ya da çocukların müsamereye çıktıkları bir bayram değildir. 23 Nisan, yeni kuşakların egemenliğe sahip çıktıkları bir “Millî Bayram”dır. “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.”
Millî iradenin tesis ettiği Cumhuriyet, egemenlik hakkını kayıtsız-şartsız millî iradeye vermiştir. Başka bir ifade ile millî irade, 23 Nisan 1920’de yönetimi totaliter sistemden teslim almıştır.
Cumhuriyet henüz tesis edilmemişken önce demokratik bir anlayışı temsil eden millî irade ortaya çıkmıştır. Bu irade, TBMM’dir. Zor bir kurtuluş mücadelesinden sonra halkı temsil eden TBMM, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan etmiştir.
Türkiye’miz, demokratik bir Cumhuriyettir. Demokrasi taraftarı olmak, gerçek Cumhuriyete sahip çıkmaktır. Halkın egemenliğini temsil eden TBMM’nin açılışı, “Millî Bayram”dır ve bu bayram aynı zamanda demokrasi bayramıdır.
Gerçekte 23 Nisan, egemenliğin millette olduğunu vurgulayan bir demokrasi bayramıdır. Demokrasimize sahip çıkmak, tüm halkın aslî görevidir; halk da zaten bu bayramına sahip çıkmıştır ve çıkmaktadır. Ancak halkın iradesi, zaman zaman haksız şekilde sorgulanmakta ve eleştirilmektedir.
2000’li yılların Türkiye’sinde “darbelerin de bir kuralı vardır…” diyerek millî iradeye karşı darbe yapmanın meşruiyetini ima eden konuşmaların geçtiği bir dönemde, millî egemenliğe ve demokrasiye sahip çıkmanın önemi daha da artmıştır.
Türkiye için Demokrasiyi Cumhuriyetten ayrı düşünmek, en hafifiyle aymazlıktır. Cumhuriyet, varlığını demokrasiye borçludur. 23 Nisan 1920’de millî iradenin tecellisi olan TBMM açılmasaydı, belki bugün bir Cumhuriyetten söz edemeyecektik. Cumhuriyetimizin gelişmesini engelleyen en önemli etmenlerden biri, millî iradeye yapılan totaliter baskılardır.
23 Nisan, halkın bayramıdır. Bu bayramı halk yine coşkuyla kutlayacaktır. Kendisini imtiyazlı görenlerin ya da totaliter yaklaşım sergileyenlerin olumsuz tutum ve davranışları, bu bayramın coşkusunu gölgelemeye yetmeyecektir. Halk, tıpkı 23 Nisan 1920’de olduğu gibi kendi kaderine sahip çıkmanın coşkusunu yaşayacaktır. Bazı sıkıntıların varlığı, bu coşkunun önünde engel değildir.
23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.
KALIN SAĞLICAKLA