Zeytinburnu Meclisi'nde İnsan Hakları Günü Gerginliği

CHP: İnsan Hakları Bir Lütuf Değil, Kutsal Bir Haktır CHP Meclis Üyesi Süleyman Dağ, sözlerine insan haklarının sadece bir günde hatırlanacak bir konu olmadığını, hayatın her alanını kapsayan temel bir kavram olduğunu vurgulayarak başladı. İnsan haklarını “doğuştan gelen, devredilmez ve hiçbir iktidarın keyfine bırakılmayacak kadar kutsal bir hak” olarak tanımladı. Dağ, konuşmasının merkezine Türkiye’deki temel hak ve özgürlüklerin durumunu yerleştirdi: "Ne yazık ki bugün ülkemizde bu temel haklar ciddi biçimde aşınmakta, baskılanmakta ve kimi zaman yok sayılmaktadır. Bugün gazeteciler söyledikleri sözler için cezaevindedir. Gençler attıkları bir tweet nedeniyle mahkeme kapısındadır." İmamoğlu ve Özer Örneğiyle Yargı Eleştirisi Süleyman Dağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "casuslukla" suçlanmasını "akla, mantığa, vicdana sığmayan bir iddia" olarak nitelendirdi. Dağ, özellikle Esenyurt Eski Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklanıp, ardından suçsuzluğunun anlaşılması örneğini vererek, "Suç sabit oluncaya kadar özgürlük esası korunmalıdır. Zira bu da bir insan hakkıdır" çıkışını yaptı. Türkiye’nin Uluslararası Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 143 ülke arasında 118. sırada yer almasını eleştirerek, hukukun üstünlüğünden uzak gerekçelerle özgürlüklerin kısıtlanmasını kınadı. AK Parti: Türkiye İnsan Hakları Konusunda Sayılı Ülkelerden AK Parti Grup Başkan Vekili Muhammed Kaynar, CHP’nin iddialarına sert bir dille yanıt verdi. Türkiye'nin insan hakları konusundaki yaklaşımının dünyada sayılı ülkelerden biri olduğunu savunan Kaynar, yurt dışı kaynaklı istatistiklerin Türkiye'yi kötülemek amacıyla kullanıldığını öne sürdü. Kaynar, CHP grubunun en çok eleştirdiği tutuklama ve tahliye süreçlerindeki hukuki kavram karmaşasına dikkat çekti: "Ne tutuklanma suçlu için kesin bir delildir, ne de tahliye olan bir kişinin artık suçsuzluğu ortaya çıkmıştır diyebiliriz arkadaşlar. Gözaltına alınma, tutuklanma, yargılanma ve mahkumiyet ayrı ayrı kavramlardır. Arkadaşlar bu kavramları karıştırdıkları için hepsini bir şeyin içerisine doldurup bir istatistik çıkartmaya çalışıyorlar. Ahmet Özer'in tahliyesinin suçsuz olduğu anlamına gelmediğini yineleyen Kaynar, CHP'nin İmamoğlu davasını sulandırmak için 2352 yıl gibi hayali rakamlar kullandığını iddia etti ve yargının bağımsız olduğunu savundu: "İddianameleri savcılar düzenler. Biz hükümeti yöneten partiyiz ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yargı bağımsızdır. Kaynar ayrıca, emeklilerin ucuz çay talebine ilişkin Zeytinburnu’ndaki millet kıraathanelerinde çayın tamamen ücretsiz olduğunu belirterek, CHP’nin eleştirilerini Zeytinburnu gerçekleriyle kıyaslanamaz bulduğunu söyledi. Karşılıklı Söz Düellosu: Melih Gökçek ve Rahip Brunson Örnekleri Tartışma, CHP’li meclis üyelerinin ek söz haklarıyla alevlendi. CHP Meclis Üyesi Cemal Aydar, AK Parti'yi KİPTAŞ projeleri üzerinden yandaşlara arazi verme ve usulsüz vatandaşlık sağlama iddialarıyla suçladı ve İBB seçimlerinin iptalini "zulüm" olarak nitelendirdi. CHP Grup Başkanı Hüseyin Üsküdar, yargıdaki hızlı tutuklama ve ardından beraat etme pratiklerinin insanların onurunu zedelediğini savundu: "Suçsuz, günahsız insanların yargılamasını tutuklayıp, ondan sonra hiçbir suçunuz yok dedik, sizi salalım ha gidin... O insanın yaşadığı psikolojik sorunları, ailesinin yaşadığı sorunları, kim telafi edecek?" Üsküdar, Özer örneği üzerinden empati çağrısı yaptı. CHP Meclis Üyesi Düzgün Kaya, hukuktaki çifte standart olduğunu iddia ederek, eski İBB Başkanı ve mevcut AK Parti Genel Başkanı hakkında geçmişte yapılan yolsuzluk iddialarını hatırlattı. Kaya, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında Bülent Arınç tarafından dile getirilen "Ankara'yı parsel parsel sattı" iddialarına rağmen bağımsız yargının neden harekete geçmediğini sorguladı. Ayrıca, Rahip Brunson’un hızlı bir şekilde serbest bırakılıp ABD’ye gönderilmesini de çifte standart örneği olarak gösterdi. "Kötü Söz Sahibini Bağlar" Muhammed Kaynar, bu ağır suçlamalara cevaben, Zeytinburnu Meclisi'nde Türkiye ve dünya gündeminin konuşulmasını eleştirdi. Şahsına ve Cumhurbaşkanı’na yönelik hakaret içeren ifadeleri "Kötü söz sahibini bağlar" diyerek iade etti ve haksızlığa karşı sessiz kalmayacaklarını vurguladı. Kaynar, CHP’lilerin "İhraç edilmesi gerekirmiş" gibi ifadelerle başka bir partinin iç işlerine karışmaya çalıştığını belirterek, bu tavrın demokratik anlayışa aykırı olduğunu söyledi. Tartışma, meclis başkanının araya girmesiyle sona erdi ve oturum gündem maddeleriyle devam etti.