Haftanın Filmi-KAZANMA SANATI
24.03.2012 - 15:57, Güncelleme:
24.03.2012 - 15:57
Haftanın Filmi-KAZANMA SANATI
Zeytinburnu Haber sizler için yeni vizyona giren filmlerden Haftanın Filmi seçiyor ve kısa özetliyor. İyi Seyirler
KAZANMA SANATI-MONEY BALL Yönetmen: Bennett Miller, Oyuncular: Brad Pitt, Philip Seymour Hoffman, Jonah Hill, Kathryn Morris, Robin Wright Penn, Chris Pratt, Glenn Morshower, Tammy Blanchard, Frankie ıngrassia, Rick Yudt, Senaryo: Philip Seymour Hoffman, Steven Zaillian, Aaron Sorkin, Stephen J. Rivele, Stan Chervin, Art Ortiz, Christopher Wilkinson, Robin Wright, Keith Middlebrook, Senaryo (Kitap): Michael Lewis, Sinema, Kitap gibi değil. Çok çabuk vizyondan kaldırılıp, gündemden düşebiliyor. Bir kitap bir yıl boyunca gündemde kalabilirken, iyi bir film iki üç ayda tüketilebiliyor. O yüzden film özetlerinde birebir yakalamak ve hemen vizyona girdiğinde ciddi bir eleştiri yapmak mümkün olmuyor. Buna bir de her filmin izlenmesi gerekmiyor düşüncesi ile baktığınızda seçici olmak zorunda kalıyorsunuz. Kitaplar genellikle herkes tarafından beğenilirken, filmlerin özel seyircileri oluyor. Kimileri korku filmlerini severken, benim gibi bazıları sevmeyebiliyor. Ama “Siyahlı Kadın”ı sizin için seyrettim. Vizyondan erken kalkan filmlerin CD ve DVD’leri bir süre sonra raflarda yerlerini alması ile izleyemediğimiz filmleri seyretme imkânı buluyoruz. Şu an yeni CD’si çıkan “Money Ball” en iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi uyarlama senaryo, en iyi kurgu dallarında OSCAR’a aday olmasına rağmen Oscar alamayan filmlerden. Film gazeteci-yazar Michael Lewis’in Oakland Athletics Beyzbol takımının gerçek öyküsünü anlatan aynı adlı kitabından uyarlanmış ve beyzbol’dan hoşlananlar için kaçırılmayacak bir film. Sezona hazırlanan Oakland Takımı yıldız oyuncularını büyük takımlara kaptırmış ve zor durumdadır. Takımın genel menajeri Billy Beane(Brad Pitt) bunun farkında ve çözüm yolları aramaktadır. Kendisine verilen kısıtlı bütçe ile büyük takımlara meydan okumak zorunda kalan Brad Pitt bu rolün hakkını vermiş diyebilirim. Fakat Brad Pitt de bir takıma güç verecek, onları inandıracak ve arkasından sürükleyip getirecek karakter ve görüntü tam anlamı ile yok. Zannederim o yüzden de Oscar’ı alamadı. O da bunu sağlamak için filmde bazı sahnelerde agresif ve sinirli bir karakter rolüne bürünmüş. Takıma oyuncu seçiminde, alışılmışın dışında bir yöntem takip etmesi açısından ise o rol ona yakışmış ve iyi sahnelemiş diyebilirim. Öncelikle beyzbol çok ilginç, bizim hiç bilmediğimiz ve çok da merak etmediğimiz bir oyun. Futbol olsa belki bize daha cazip gelebilirdi. Kurallarını ve nasıl oynandığını bilmediğimizden filmi izlerken yaşanılan gerginlikleri ve zorlukları anlayamayabiliyor ve gerçekten “seyirci” kimliğinde izliyoruz. O yüzden size sıkıcı gelebilir ve ben bunu neden seyrediyorum diyebilirsiniz. Bilmediğiniz bir spor dalı ile alakalı bir film ne kadar sevilir ve cazip gelebilir diye düşünmeyin. Sonuçta oynanan bir oyun ve kazanılması gereken maçlar var. Başarılar, başarısızlıklar, ümitler, hayal kırıklıkları, yaşanılan stres sizi filme bağlıyor. Yıldız oyuncular elinden gitmiş ve kısıtlı bütçesi ile Rakibi olan zengin ve güçlü kulüplere karşı sezonu kaybetmeye mahkûm olan takımını farklı bir yol izleyerek, aralarından sıyrılabileceğini ve şampiyon olacağını düşünen Billy önce kendisine Yale’den ekonomi üzerine mezun olmuş matematik dâhisi Peter Brand’ı(Jonah Hill) yardımcı olarak tutar. Burada Jonah Hill’de gerçekten çok güzel bir rol sergiliyor ve Oscar’a aday olmayı hak ediyor. Peter’in gelenek karşıtı oyuncu seçimine karşı geliştirdiği bir teknik vardır ve Billy de buna inanmakta ve güvenmektedir. Billy de oyuncu seçiminde izlenen ve takip edilen yolların dışında bir yol takip etmektedir. İki aykırı adam bir araya gelip metotlarını birleştirince ortaya o güne kadar uygulanmayan bir yöntem çıkar. Tabii ki yöneticilerini ve ekibini buna inandırmada ve kabullendirmede zorluk çekeceklerinden alay konusu olacaklar ve septik bir gözle izleneceklerdir. Billy’nin büyük bir riziko almasına sebep olan bu teknik, yeteneklerinden dolayı oyuncu transferinden ziyade, yani yıldız oyuncu almayı bir kenara bırakarak, takımın bütününü ele alarak, Peter’in geliştirdiği istatistik ve matematiksel veriler ile ucuz ve faydalı olabilecek oyuncuları alıp, bunları gene matematiksel işlemler ile bir araya getirip teorik olarak mükemmel ve yenilmez bir takım oluşturmayı amaçlıyor. Öyle bir matematiksel işlem ki oyuncular öyle bir kurgu da sıralanıyor ve oyuna alınıyor ki hepsi aynı anda olduğunda ve uyum içerisinde oynadıklarında başarısız olma şansları yok. Formül mükemmel fakat insanları buna inandırma ve formülün pratiğe dökülmesi o kadar kolay olmuyor. Sezonun başında herkesin tahminde zorlanmadığı şekilde takım sonunculuğa demir atmış halde yerlerde sürünürken, alay konusu olan Billy ve Peter’in inanılmaz inancı, kararlılığı ve çalışmaları sonucunda Oakland en unutulmaz sezonunu geçiriyor. Tabii, benim böyle kısa bir şekilde size tek cümlede anlattığıma bakmayın. Billy ve Peter’in, oyunu baştan sona değiştirmedeki çabaları, kendilerine yönteminiz yanlış ve tutmayacak diyenlere karşı mücadeleleri ve başarısızlıkları, oyuncu alımında ki mücadeleleri sonrasında imkânsızı başarıp şampiyon olmaları ancak seyredilerek anlaşılır. Film, sahada olanlardan ziyade saha arkasında ki olaylara daha çok odaklanmış durumda. Birkaç heyecanlı müsabaka sahnesi var ama sizi heyecanlandıracak, duygusallaştıracak ve koltuğunuza çivileyecek kadar uzun ve gergin değil. Daha çok menajerlik tarafına odaklanmış ve aralarında geçen diyalogları çok gerçekçi bir şekilde yansıtmış. Burada Jonah Hill’i de tebrik etmek lazım. Film de ki duruşunu, bakışını ve karakterini seviyor ve onu izlemek istiyorsunuz. Vizyondan kalkmış olabilir fakat çıkan CD ve/veya DVD’sini alarak seyredebilirsiniz. Başarı öyküleri her zaman hem okuyanları hem de seyredenleri müspet yönde motive etmiş ve azimlerini arttırmıştır.Gerçek hayattan alınma yaşanmış bir başarı öyküsü olduğunu unutmayın. M.Metin Bayram
Zeytinburnu Haber sizler için yeni vizyona giren filmlerden Haftanın Filmi seçiyor ve kısa özetliyor. İyi Seyirler
KAZANMA SANATI-MONEY BALL
Yönetmen: Bennett Miller,
Oyuncular: Brad Pitt, Philip Seymour Hoffman, Jonah Hill, Kathryn Morris, Robin Wright Penn, Chris Pratt, Glenn Morshower, Tammy Blanchard, Frankie ıngrassia, Rick Yudt,
Senaryo: Philip Seymour Hoffman, Steven Zaillian, Aaron Sorkin, Stephen J. Rivele, Stan Chervin, Art Ortiz, Christopher Wilkinson, Robin Wright, Keith Middlebrook,
Senaryo (Kitap): Michael Lewis,
Sinema, Kitap gibi değil. Çok çabuk vizyondan kaldırılıp, gündemden düşebiliyor. Bir kitap bir yıl boyunca gündemde kalabilirken, iyi bir film iki üç ayda tüketilebiliyor. O yüzden film özetlerinde birebir yakalamak ve hemen vizyona girdiğinde ciddi bir eleştiri yapmak mümkün olmuyor. Buna bir de her filmin izlenmesi gerekmiyor düşüncesi ile baktığınızda seçici olmak zorunda kalıyorsunuz. Kitaplar genellikle herkes tarafından beğenilirken, filmlerin özel seyircileri oluyor. Kimileri korku filmlerini severken, benim gibi bazıları sevmeyebiliyor. Ama “Siyahlı Kadın”ı sizin için seyrettim. Vizyondan erken kalkan filmlerin CD ve DVD’leri bir süre sonra raflarda yerlerini alması ile izleyemediğimiz filmleri seyretme imkânı buluyoruz. Şu an yeni CD’si çıkan “Money Ball” en iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi uyarlama senaryo, en iyi kurgu dallarında OSCAR’a aday olmasına rağmen Oscar alamayan filmlerden.
Film gazeteci-yazar Michael Lewis’in Oakland Athletics Beyzbol takımının gerçek öyküsünü anlatan aynı adlı kitabından uyarlanmış ve beyzbol’dan hoşlananlar için kaçırılmayacak bir film. Sezona hazırlanan Oakland Takımı yıldız oyuncularını büyük takımlara kaptırmış ve zor durumdadır. Takımın genel menajeri Billy Beane(Brad Pitt) bunun farkında ve çözüm yolları aramaktadır.
Kendisine verilen kısıtlı bütçe ile büyük takımlara meydan okumak zorunda kalan Brad Pitt bu rolün hakkını vermiş diyebilirim. Fakat Brad Pitt de bir takıma güç verecek, onları inandıracak ve arkasından sürükleyip getirecek karakter ve görüntü tam anlamı ile yok. Zannederim o yüzden de Oscar’ı alamadı. O da bunu sağlamak için filmde bazı sahnelerde agresif ve sinirli bir karakter rolüne bürünmüş. Takıma oyuncu seçiminde, alışılmışın dışında bir yöntem takip etmesi açısından ise o rol ona yakışmış ve iyi sahnelemiş diyebilirim.
Öncelikle beyzbol çok ilginç, bizim hiç bilmediğimiz ve çok da merak etmediğimiz bir oyun. Futbol olsa belki bize daha cazip gelebilirdi. Kurallarını ve nasıl oynandığını bilmediğimizden filmi izlerken yaşanılan gerginlikleri ve zorlukları anlayamayabiliyor ve gerçekten “seyirci” kimliğinde izliyoruz. O yüzden size sıkıcı gelebilir ve ben bunu neden seyrediyorum diyebilirsiniz. Bilmediğiniz bir spor dalı ile alakalı bir film ne kadar sevilir ve cazip gelebilir diye düşünmeyin. Sonuçta oynanan bir oyun ve kazanılması gereken maçlar var. Başarılar, başarısızlıklar, ümitler, hayal kırıklıkları, yaşanılan stres sizi filme bağlıyor.
Yıldız oyuncular elinden gitmiş ve kısıtlı bütçesi ile Rakibi olan zengin ve güçlü kulüplere karşı sezonu kaybetmeye mahkûm olan takımını farklı bir yol izleyerek, aralarından sıyrılabileceğini ve şampiyon olacağını düşünen Billy önce kendisine Yale’den ekonomi üzerine mezun olmuş matematik dâhisi Peter Brand’ı(Jonah Hill) yardımcı olarak tutar. Burada Jonah Hill’de gerçekten çok güzel bir rol sergiliyor ve Oscar’a aday olmayı hak ediyor.
Peter’in gelenek karşıtı oyuncu seçimine karşı geliştirdiği bir teknik vardır ve Billy de buna inanmakta ve güvenmektedir. Billy de oyuncu seçiminde izlenen ve takip edilen yolların dışında bir yol takip etmektedir. İki aykırı adam bir araya gelip metotlarını birleştirince ortaya o güne kadar uygulanmayan bir yöntem çıkar. Tabii ki yöneticilerini ve ekibini buna inandırmada ve kabullendirmede zorluk çekeceklerinden alay konusu olacaklar ve septik bir gözle izleneceklerdir.
Billy’nin büyük bir riziko almasına sebep olan bu teknik, yeteneklerinden dolayı oyuncu transferinden ziyade, yani yıldız oyuncu almayı bir kenara bırakarak, takımın bütününü ele alarak, Peter’in geliştirdiği istatistik ve matematiksel veriler ile ucuz ve faydalı olabilecek oyuncuları alıp, bunları gene matematiksel işlemler ile bir araya getirip teorik olarak mükemmel ve yenilmez bir takım oluşturmayı amaçlıyor. Öyle bir matematiksel işlem ki oyuncular öyle bir kurgu da sıralanıyor ve oyuna alınıyor ki hepsi aynı anda olduğunda ve uyum içerisinde oynadıklarında başarısız olma şansları yok.
Formül mükemmel fakat insanları buna inandırma ve formülün pratiğe dökülmesi o kadar kolay olmuyor. Sezonun başında herkesin tahminde zorlanmadığı şekilde takım sonunculuğa demir atmış halde yerlerde sürünürken, alay konusu olan Billy ve Peter’in inanılmaz inancı, kararlılığı ve çalışmaları sonucunda Oakland en unutulmaz sezonunu geçiriyor. Tabii, benim böyle kısa bir şekilde size tek cümlede anlattığıma bakmayın. Billy ve Peter’in, oyunu baştan sona değiştirmedeki çabaları, kendilerine yönteminiz yanlış ve tutmayacak diyenlere karşı mücadeleleri ve başarısızlıkları, oyuncu alımında ki mücadeleleri sonrasında imkânsızı başarıp şampiyon olmaları ancak seyredilerek anlaşılır.
Film, sahada olanlardan ziyade saha arkasında ki olaylara daha çok odaklanmış durumda. Birkaç heyecanlı müsabaka sahnesi var ama sizi heyecanlandıracak, duygusallaştıracak ve koltuğunuza çivileyecek kadar uzun ve gergin değil. Daha çok menajerlik tarafına odaklanmış ve aralarında geçen diyalogları çok gerçekçi bir şekilde yansıtmış.
Burada Jonah Hill’i de tebrik etmek lazım. Film de ki duruşunu, bakışını ve karakterini seviyor ve onu izlemek istiyorsunuz. Vizyondan kalkmış olabilir fakat çıkan CD ve/veya DVD’sini alarak seyredebilirsiniz. Başarı öyküleri her zaman hem okuyanları hem de seyredenleri müspet yönde motive etmiş ve azimlerini arttırmıştır.Gerçek hayattan alınma yaşanmış bir başarı öyküsü olduğunu unutmayın.

M.Metin Bayram
Yönetmen: Bennett Miller,
Oyuncular: Brad Pitt, Philip Seymour Hoffman, Jonah Hill, Kathryn Morris, Robin Wright Penn, Chris Pratt, Glenn Morshower, Tammy Blanchard, Frankie ıngrassia, Rick Yudt,
Senaryo: Philip Seymour Hoffman, Steven Zaillian, Aaron Sorkin, Stephen J. Rivele, Stan Chervin, Art Ortiz, Christopher Wilkinson, Robin Wright, Keith Middlebrook,
Senaryo (Kitap): Michael Lewis,
Sinema, Kitap gibi değil. Çok çabuk vizyondan kaldırılıp, gündemden düşebiliyor. Bir kitap bir yıl boyunca gündemde kalabilirken, iyi bir film iki üç ayda tüketilebiliyor. O yüzden film özetlerinde birebir yakalamak ve hemen vizyona girdiğinde ciddi bir eleştiri yapmak mümkün olmuyor. Buna bir de her filmin izlenmesi gerekmiyor düşüncesi ile baktığınızda seçici olmak zorunda kalıyorsunuz. Kitaplar genellikle herkes tarafından beğenilirken, filmlerin özel seyircileri oluyor. Kimileri korku filmlerini severken, benim gibi bazıları sevmeyebiliyor. Ama “Siyahlı Kadın”ı sizin için seyrettim. Vizyondan erken kalkan filmlerin CD ve DVD’leri bir süre sonra raflarda yerlerini alması ile izleyemediğimiz filmleri seyretme imkânı buluyoruz. Şu an yeni CD’si çıkan “Money Ball” en iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi uyarlama senaryo, en iyi kurgu dallarında OSCAR’a aday olmasına rağmen Oscar alamayan filmlerden.
Film gazeteci-yazar Michael Lewis’in Oakland Athletics Beyzbol takımının gerçek öyküsünü anlatan aynı adlı kitabından uyarlanmış ve beyzbol’dan hoşlananlar için kaçırılmayacak bir film. Sezona hazırlanan Oakland Takımı yıldız oyuncularını büyük takımlara kaptırmış ve zor durumdadır. Takımın genel menajeri Billy Beane(Brad Pitt) bunun farkında ve çözüm yolları aramaktadır.
Kendisine verilen kısıtlı bütçe ile büyük takımlara meydan okumak zorunda kalan Brad Pitt bu rolün hakkını vermiş diyebilirim. Fakat Brad Pitt de bir takıma güç verecek, onları inandıracak ve arkasından sürükleyip getirecek karakter ve görüntü tam anlamı ile yok. Zannederim o yüzden de Oscar’ı alamadı. O da bunu sağlamak için filmde bazı sahnelerde agresif ve sinirli bir karakter rolüne bürünmüş. Takıma oyuncu seçiminde, alışılmışın dışında bir yöntem takip etmesi açısından ise o rol ona yakışmış ve iyi sahnelemiş diyebilirim.
Öncelikle beyzbol çok ilginç, bizim hiç bilmediğimiz ve çok da merak etmediğimiz bir oyun. Futbol olsa belki bize daha cazip gelebilirdi. Kurallarını ve nasıl oynandığını bilmediğimizden filmi izlerken yaşanılan gerginlikleri ve zorlukları anlayamayabiliyor ve gerçekten “seyirci” kimliğinde izliyoruz. O yüzden size sıkıcı gelebilir ve ben bunu neden seyrediyorum diyebilirsiniz. Bilmediğiniz bir spor dalı ile alakalı bir film ne kadar sevilir ve cazip gelebilir diye düşünmeyin. Sonuçta oynanan bir oyun ve kazanılması gereken maçlar var. Başarılar, başarısızlıklar, ümitler, hayal kırıklıkları, yaşanılan stres sizi filme bağlıyor.
Yıldız oyuncular elinden gitmiş ve kısıtlı bütçesi ile Rakibi olan zengin ve güçlü kulüplere karşı sezonu kaybetmeye mahkûm olan takımını farklı bir yol izleyerek, aralarından sıyrılabileceğini ve şampiyon olacağını düşünen Billy önce kendisine Yale’den ekonomi üzerine mezun olmuş matematik dâhisi Peter Brand’ı(Jonah Hill) yardımcı olarak tutar. Burada Jonah Hill’de gerçekten çok güzel bir rol sergiliyor ve Oscar’a aday olmayı hak ediyor.
Peter’in gelenek karşıtı oyuncu seçimine karşı geliştirdiği bir teknik vardır ve Billy de buna inanmakta ve güvenmektedir. Billy de oyuncu seçiminde izlenen ve takip edilen yolların dışında bir yol takip etmektedir. İki aykırı adam bir araya gelip metotlarını birleştirince ortaya o güne kadar uygulanmayan bir yöntem çıkar. Tabii ki yöneticilerini ve ekibini buna inandırmada ve kabullendirmede zorluk çekeceklerinden alay konusu olacaklar ve septik bir gözle izleneceklerdir.
Billy’nin büyük bir riziko almasına sebep olan bu teknik, yeteneklerinden dolayı oyuncu transferinden ziyade, yani yıldız oyuncu almayı bir kenara bırakarak, takımın bütününü ele alarak, Peter’in geliştirdiği istatistik ve matematiksel veriler ile ucuz ve faydalı olabilecek oyuncuları alıp, bunları gene matematiksel işlemler ile bir araya getirip teorik olarak mükemmel ve yenilmez bir takım oluşturmayı amaçlıyor. Öyle bir matematiksel işlem ki oyuncular öyle bir kurgu da sıralanıyor ve oyuna alınıyor ki hepsi aynı anda olduğunda ve uyum içerisinde oynadıklarında başarısız olma şansları yok.
Formül mükemmel fakat insanları buna inandırma ve formülün pratiğe dökülmesi o kadar kolay olmuyor. Sezonun başında herkesin tahminde zorlanmadığı şekilde takım sonunculuğa demir atmış halde yerlerde sürünürken, alay konusu olan Billy ve Peter’in inanılmaz inancı, kararlılığı ve çalışmaları sonucunda Oakland en unutulmaz sezonunu geçiriyor. Tabii, benim böyle kısa bir şekilde size tek cümlede anlattığıma bakmayın. Billy ve Peter’in, oyunu baştan sona değiştirmedeki çabaları, kendilerine yönteminiz yanlış ve tutmayacak diyenlere karşı mücadeleleri ve başarısızlıkları, oyuncu alımında ki mücadeleleri sonrasında imkânsızı başarıp şampiyon olmaları ancak seyredilerek anlaşılır.
Film, sahada olanlardan ziyade saha arkasında ki olaylara daha çok odaklanmış durumda. Birkaç heyecanlı müsabaka sahnesi var ama sizi heyecanlandıracak, duygusallaştıracak ve koltuğunuza çivileyecek kadar uzun ve gergin değil. Daha çok menajerlik tarafına odaklanmış ve aralarında geçen diyalogları çok gerçekçi bir şekilde yansıtmış.
Burada Jonah Hill’i de tebrik etmek lazım. Film de ki duruşunu, bakışını ve karakterini seviyor ve onu izlemek istiyorsunuz. Vizyondan kalkmış olabilir fakat çıkan CD ve/veya DVD’sini alarak seyredebilirsiniz. Başarı öyküleri her zaman hem okuyanları hem de seyredenleri müspet yönde motive etmiş ve azimlerini arttırmıştır.Gerçek hayattan alınma yaşanmış bir başarı öyküsü olduğunu unutmayın.

M.Metin Bayram
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.