SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
İlhan Hayırlıoğlu
Köşe Yazarı
İlhan Hayırlıoğlu
 

KÜRESEL ANALİZ

Ortadoğu,peygamberler diyarı,kutsal mekanların yurdu,ilahi vahyin yeryüzüne yayıldığı ana merkez.  Bugün kaosun kucağında.Savaş ve katliamlara,dayanılmaz acılara,vahşetlere ,kan ve gözyaşlarına tutsak edilmis. Bela ve musibetler ard arda yağıyor                                        Ortadoğuyu karıştıran, derinden sarsan bu savaşlar,bu kavgalar neden?,niçin? İstenen ne?,hedef ne? Dar açıdan bakıldığında,cevap çok.Son iki yüzyılı içine alan,dünya genelinde bakıldığında ise,amansız bir mücadelenin son safhasının,ortadoğuda sürdüğü görülecektir.  Dönüşü asla olmayan, barışı asla olmayan,büyük bir savaşın,büyük bir kavganın son hesaplaşma yeridir Ortadoğu Ortadoğudaki savaşın galibi dünyaya mührünü vuracak ve yeni dünya düzenini o  kuracaktır    ABD,Rusya,Cin gibi süper güçlere rağmen,yeryüzünün en dağınık bölgesi olan ortadoğu,hangi güçü bağrında barındırıyor ki,bu güç onu ,yeni dünya düzenin kurulmasında ,söz sahibi yapabiliyor Bu güç ilahi vahyin güçüdür.Bu güç islamın güçüdür.   Son iki yüzyıl içinde,dünya tarihinde,hic rastlanmadık biçimde,yeryüzünde,Seküler bir  düzen kurulmuştur.Ve insanların yaşamları sekülerleştirilmiştir.insanların hedef ve varoluş alanları,dünya ile sınırlandırılmış,insanın dünyadaki yaşamını biçimlendiren her türlü hüküm ve kural,insan eliyle oluşturulmuş,ilahi vahiy ve uhrevi inanç bastırılmış,hayat sadece bu dünyadan ibaret kılınmış,insanların arzu ve istekleri var güçle azdırılarak,dunya sevgisi ile kalpler kuşatılmıştır.  Seküler düzen buydu.Öz olarak,Allah ve Ahiret inancının tam karşısında olan Düzenin adı, Seküler Düzen idi. Seküler Düzen kurucu güç odağının hedefi,yeryüzünde Seküler Düzenin hükümferma olduğu bir dünya eğemenliğidir. Yalan,hile,aldatma,Seküler düzen mimarlarının en usta oldukları,en etkili kullandıkları,en yıkıcı en tahripkar silahlarıdır.Bunun için,Materyalizm,Darwinizm, Naturalizm ile zihinleri zehirlediler.Sosyalizmi,Kominizmi,Kapitalizmi devreye soktular. Modernizim,Ulusculuk,Irkcılık,Laiklik,Humanizm,cağdaşcılık gibi kavramlarla,fikirleri ifsad ettiler. Bir süre akıl ve bilimi,eğip bükerek,amaçları için kullandılar.Evren için ezeli ve ebedi dediler. Tıkandıkları yerde,Tesadüfü kullandılar.Determinist yasaları ve nedenselliği baş taçı yaptılar.   Hedeflerine cok yaklaştıkları sırada,yirminci yüzyılın ortalarına doğru,Insanları ikna etmede en etkili oldukları yerden,Bilimden,en ağır,ve en yıkıcı darbeleri almaya başladılar. Evren ezeli ve Ebedi değildi,başlangıcı ve sonu vardı (Big-Bang) Maddenin aslı enerji zerrecikleriydi.Bu enerji zerrecikleri de,ışıktan hızlı titreşen,madde ötesi, görünmeyen soyut kütleden var edilmişti.Görünmeyenden görünene doğru olan bir yaradılış söz konusuydu ve asıl öz görünmeyen idi.Zerreler aleminde klasik fizik yerle bir olmuş,Determinist ve Nedensellik ilkeleri iflas etmisti.Bir Elektronun ayni anda,binlerce yerde birden olması,zerrelerin (Atomaltı parcacıklar) hem burda,hem her yerde olması (Parcacık-Dalgacık Dualitesi) Bilim dünyasını alt üst etmişdi.Onbirboyutlu Süper Sicim Teoremi gündeme oturmuş,Gökleri düren,maddeyi,enerjiyi,mekanı ve zamanı yutan Karadelikler bilim adamlarını şoke etmis,parelel Evrenlerin,Soyut Alemlerin izleri bulunmuşdu.Canlıları oluşturan hüçrelerdeki akıl almaz düzen ve isleyis …… Kıssaca,Bilim,Bilim adamlarını öylesine harika,olağanüstü,akıl almaz hassas dengeler üzerine kurulu,kusursuz bir varoluş ve işleyişle karşı karşıya getirmişdi ki, Tesadüf demek asla mümkun değildi.Yaradılış gerceğini ifiraf etmekten başka bir izah yolu yokdu.Sekülerizmin amaclarına doğru eğilip,bükülmuş olan Bilim,doğru istikametine yönelmiş,Allah inancının ve Dinin hizmetkarı olmuştu Seküler Düzen Kurucu güç merkezleri,Bilimin açtığı bu yepyeni ufukları,Dünya kamuoyundan hernekadar gizlemeye calışmışlarsada,iletişimin,haberleşmenin ve bilgiye ulaşmanin gerçekleşen olağanüstü kolaylığı sayesinde,tam başarılı olamamışlar ve doğal sonuç olarak Sekülerizmi besleyen ana damarlar tıkanmış,hızla Allah inancına ve ilahi Vahye doğru bir uyanış başlamşdı. Bilimin actığı bu yepyeni ufuklarda,Akıl ve Bilim islamın ilahi Vahyini doğruluyor ve tasdik ediyorken,diğer dinlerin kutsal kitapları ile çelişiyordu.Bu yüzden her türlü engellemelere rağmen,islamiyet,dünyanın her yerinde ve özellikle,Seküler Düzenin merkezi konumunda olan batı toplumunun bağrında önlenemez bir biçimde yükseliyordu.Seküler Düzenin bunalımlı,çaresiz insanları İslama yöneliyordu.  Seküler Düzen kurucu kibirli mimarlar bu gelişmeyi gördüler.Ve farkına vardılar ki,yeryüzündeki güçlü olan hiçbir ülke ne Cin ne Rusya ne de diğerlerinin,zihin ve düşünçe kalıplarında,misyonlarında,oluşdurdukları Seküler Düzenlerine karşı bir tehdit,bir karşı duruş,bir karşı Düzen asla yokdu.Bunlar seküler düzeni kabullenmis ve Seküler Düzene baş eğdirilmişdi.  Yeryüzünde baş eğdiremedikleri bir tek İslam vardı.Ve yeryüzünde, önlerindeki tek ve en büyük engel ve karşı Düzen Kurucu olarak,yalnız ve yalnız İslam duruyordu.Bu yüzden Seküler Düzen ile İslamın savaşı kaçınılmazdı.Aslında, insanlık tarihi,genel olarak,farklı şekillerde süregelen,bu çatışmanın tarihidir.Günümüzde, Medeniyetler savaşı veya,batı ile İslam medeniyeti arasındaki savaş dedikleri şey,seküler Düzen tarafarları ile,İlahi Vahye dayalı Düzen taraftarları arasındaki müçadeleden başka bir şey değildir.Dünyadaki bütün müslümanlara uygulanan,her türlü,baskı ve zülmün arkasında yatan gerçek budur.Zaten 20.yüzyılın sonlarına doğru, Seküler düzenin  sözcüleri,açıktan açığa,İslamı,Dünyaya düşman olarak ilan ettiler ve bundan da çekinmediler. Bu yüzden,ortadoğu,kaosun kucağındadır. Hedeflenen,yeryüzünde  gittikce yükselen,İslamın gür sesini, İslamın ana merkezi konumunda olan bu coğrafyada ,kısmak ve susturmakır. Şimdi,zihinlerin en dehşetli şekilde allak bullak edildiği ve edileceği bir zaman dilimindeyiz.Hain ile kahramanın,dost ile düşmanın,özgürlük ile köleliğin,gerçek ile yalanın,Hak ile batılın yerleri,dünya tarihinde,benzeri olmayan,keskin bir biçimde değiştiriliyor ve değiştirilecek,zihinler ablukaya alınıyor ve alınacak.Bu yalan tufanından kurtulmanın tek bir yolu,tek bir çaresi vardır.İlahi Vahye şuurlu olarak sımsıkı tutunmak. Aksi takdirde,bu müthiş yalan girdabından kurtulmak mümkün değildir. Seküler Düzen kurucu güç odağının,İslama karşı topyekün sinsice yürüttüğü bir savaşın içindeyiz.İslam ülkeleri,biraraya gelip,ittifak oluşturmanın kaçınılmaz zorunluluğunu görmelidirler.Aksi takdirde,günümüzün hiçbir islam ülkesi,tek başına,bu güç odağına karsı duramaz. İslam coğrafyasında,birliği ve ittifakı organize edip,gerçekleştirebileçek,tek bir ülke vardır,o ülke Türkiyedir.Seküler Düzen kurucu güç merkezi,Türkiyenin bu müthiş potansiyelini cok iyi bilmektedir.Bunun içindir ki,Ortadoğudaki gerçek ana hedef Türkiyedir.  Ve bu yüzden,Türkiye iki seçenekten birine mahkumdur.ya küresel güç olarak,yeni Dünya Düzeninin kurulmasında ana aktor olacak,ya da parçalanacak..Baska seçeneği yok.Türkiyenin,parçalanmaktan kurtulabilmesi için,küresel güç olma hedefinden başka çaresi ve yolu yoktur.Bundan sonra,dünyanın neresinde,bir İslam ülkesinde ve müslümanlarla ilgili bir sorun varsa,o sorun,ayni zamanda,Türkiyenin sorunudur.Bundan bana ne diyemez,Tarihinden gelen misyonu ile,bu çok çetin ve çok zor olan,fakat o ölçüdede onurlu ve şerefli bu hedefi,günümüz şartları,vazgecemiyeceği bir biçimde,Türkiyenin önüne koymuştur. Doğal olarak,bu Küresel güç olma hedefine uygun,değişim ve yeniden yapılanma,Türkiyenin zorunlu gündemidir.Açıklık ve şeffaflığın hakim olduğu,İnsanların hak ve özgürlüklerinin,genişletilip korundugu,güçünü yalnızca halktan alan ve halkına hizmetkar bir yönetim anlayışı.işte bunlar,değisimin ve yeniden yapılanmanın ana kriterleridir. Yeniden dirilişin dinamikleri oluşmaktadır.Son derece çetin,zor ve uzun sürecek bu sürece doğru ilerliyoruz.Ortadoğudaki kaos girdabı gittikçe siddetlendirilerek döndürülüyor.Bölge ülkelerinin tümü bu girdabın içine sürükleninceye kadar da dahada şiddetlendirilerek döndürülecek.Yakın gelecekte Ortadoğuda istikrar beklemek beyhudedir  Türkiye,Seküler Düzen kurucu güç odaklarının,Kürt çelmesini aşmak zorundadır.Bunun için,Türk-Kürt birlikteliğini,kardeşliğini sağlamlaştırmalı,Bölünmeye geçit vermeyen,diğer bütün çözüm yolları zorlanmalıdır.Türkiyenin Küresel güç olma yolundaki ilk ve önemli engeli budur.Ve bu engeli,bir an önce muhakkak aşmalıdır. Çünkü,çok daha vahim,çok daha dehşetli bir felaketin,ayak sesleri gittikce şiddetlendirilmektedir.Bu  felaket,Mezhep çatısması felaketidir. Son otuz yıl,dikkatlice analiz edildiğinde,Seküler Düzen kurucu güç odaklarının,Ortadoğudaki ana hedeflerinin,ana tuzaklarının,ana hilelerinin,bütün İslam ülkelerini kendi içinde,mezhep ekseninde,çatıştırmak,savaştırmak olduğu görülecektir.Bu yazımdan önçeki son yazımı,Flaş Haberin Haziran 2007 sindeki sayısında yazmışım.O yazımda,bu tehlikeye,özellikle dikkat çekmiş ve Mezhep çatısmasının öncü fitilerinin,Irak.Lübnan ve filistinde ateşlendiğini söylemişim. Aradan tam altı sene gecmiş.Bugün,bu çatışma tehlikesi çok daha büyümüs, çok daha vahim boyutlara ulaşmışdır.  Yine son otuz yıla dikkatliçe bakıldığında,Ülkemizde ve Ortadoğuda, yaşanan,bütün önemli olayların,ana ekseni,ana seyri,Mezhep ve Etnik kimliklerin, ayrıştırılarak,çatışma ortamına uygun hale getirme yönünde planlandığı görülecektir.Çelişkili gibi görünen,veya anlam verilemiyen,bir cok olaylar,bu çerçeveden bakıldığında, çelişkiler kalkıp anlam kazanmaktadır. 1979 İran devriminden bu yana,olayların akışı.Mezhepsel ve Etnik çatışmaya uygun yönde akıttırılmaktadır.Ve son durak Suriyedir.Suriye Mezhep çatışmasının kilit ülkesidir.Bu ülkede başlatılan yangın söndürülmeyecek,aksine,körüklenecektir.Ta ki,bu yangın Ortadoğuda  sii-sünni mezhep catışmasını tutuşturuncaya dek.Böyle bir çatışma basladığı an,bu çatışmanın Domino tesiri ile,bütün İslam ülkelerine yayılması kaçınılmaz olacaktır. Seküler Düzen kurucu Satanist güç merkezinin Ortadoğuda kurmuş olduğu büyük ve dehşetli tuzak budur.Ve bu yüzden Ortadoğu kaosun kucağındadırBöylesine korkunç bir tehlikenin altında,İslam ülkeleri,nasıl birlik oluşturabilecekler,nasıl ittifak edebilecekler.İslam ülkelerinin birliği,ittifakı, taassupların Tarihi ihtilafların,yüzyıllardır zihinlere ekilmiş olan fitnelerin,ortak akılla halledilerek, çözüme kavuşturularak,anlasıp,uzlaşıp mi gerçekleştirilecek, yoksa,birbirlerinin kanını dökecek olan,topyekün,büyük ve müthiş bir ic hesaplaşmadan sonramı akıllar başa gelecek.      Bunun cevabı,İslam ülkelerinde yaşayan,günümüz müslümanlarının,İslamı ne ölcüde,hayatlarına ve yaşayışlarına,rehber ve klavuz yaptıklarında gizlidir. İbrahim Suresi 46.Ayetin meali ile bitiriyorum.Yeryüzünde,Seküler Düzen kuran Satanist güçlerin,Tuzakları ve Hileleri,dağları yerinden oynatacak güçte olsalar bile, gerçek şu ki,Allah Katında onlara hazırlanmış bir Tuzak ve bir Karşılık vardır.
Ekleme Tarihi: 11 Haziran 2013 - Salı

KÜRESEL ANALİZ

Ortadoğu,peygamberler diyarı,kutsal mekanların yurdu,ilahi vahyin yeryüzüne yayıldığı ana merkez.  Bugün kaosun kucağında.Savaş ve katliamlara,dayanılmaz acılara,vahşetlere ,kan ve gözyaşlarına tutsak edilmis. Bela ve musibetler ard arda yağıyor                                       

Ortadoğuyu karıştıran, derinden sarsan bu savaşlar,bu kavgalar neden?,niçin? İstenen ne?,hedef ne?

Dar açıdan bakıldığında,cevap çok.Son iki yüzyılı içine alan,dünya genelinde bakıldığında ise,amansız bir mücadelenin son safhasının,ortadoğuda sürdüğü görülecektir.  Dönüşü asla olmayan, barışı asla olmayan,büyük bir savaşın,büyük bir kavganın son hesaplaşma yeridir Ortadoğu

Ortadoğudaki savaşın galibi dünyaya mührünü vuracak ve yeni dünya düzenini o  kuracaktır    ABD,Rusya,Cin gibi süper güçlere rağmen,yeryüzünün en dağınık bölgesi olan ortadoğu,hangi güçü bağrında barındırıyor ki,bu güç onu ,yeni dünya düzenin kurulmasında ,söz sahibi yapabiliyor

Bu güç ilahi vahyin güçüdür.Bu güç islamın güçüdür.   Son iki yüzyıl içinde,dünya tarihinde,hic rastlanmadık biçimde,yeryüzünde,Seküler bir  düzen kurulmuştur.Ve insanların yaşamları sekülerleştirilmiştir.insanların hedef ve varoluş alanları,dünya ile sınırlandırılmış,insanın dünyadaki yaşamını biçimlendiren her türlü hüküm ve kural,insan eliyle oluşturulmuş,ilahi vahiy ve uhrevi inanç bastırılmış,hayat sadece bu dünyadan ibaret kılınmış,insanların arzu ve istekleri var güçle azdırılarak,dunya sevgisi ile kalpler kuşatılmıştır. 

Seküler düzen buydu.Öz olarak,Allah ve Ahiret inancının tam karşısında olan Düzenin adı, Seküler Düzen idi. Seküler Düzen kurucu güç odağının hedefi,yeryüzünde Seküler Düzenin hükümferma olduğu bir dünya eğemenliğidir.

Yalan,hile,aldatma,Seküler düzen mimarlarının en usta oldukları,en etkili kullandıkları,en yıkıcı en tahripkar silahlarıdır.Bunun için,Materyalizm,Darwinizm, Naturalizm ile zihinleri zehirlediler.Sosyalizmi,Kominizmi,Kapitalizmi devreye soktular.

Modernizim,Ulusculuk,Irkcılık,Laiklik,Humanizm,cağdaşcılık gibi kavramlarla,fikirleri ifsad ettiler. Bir süre akıl ve bilimi,eğip bükerek,amaçları için kullandılar.Evren için ezeli ve ebedi dediler. Tıkandıkları yerde,Tesadüfü kullandılar.Determinist yasaları ve nedenselliği baş taçı yaptılar.  

Hedeflerine cok yaklaştıkları sırada,yirminci yüzyılın ortalarına doğru,Insanları ikna etmede en etkili oldukları yerden,Bilimden,en ağır,ve en yıkıcı darbeleri almaya başladılar.
Evren ezeli ve Ebedi değildi,başlangıcı ve sonu vardı (Big-Bang) Maddenin aslı enerji zerrecikleriydi.Bu enerji zerrecikleri de,ışıktan hızlı titreşen,madde ötesi, görünmeyen soyut kütleden var edilmişti.Görünmeyenden görünene doğru olan bir yaradılış söz konusuydu ve asıl öz görünmeyen idi.Zerreler aleminde klasik fizik yerle bir olmuş,Determinist ve Nedensellik ilkeleri iflas etmisti.Bir Elektronun ayni anda,binlerce yerde birden olması,zerrelerin (Atomaltı parcacıklar) hem burda,hem her yerde olması (Parcacık-Dalgacık Dualitesi) Bilim dünyasını alt üst etmişdi.Onbirboyutlu Süper Sicim Teoremi gündeme oturmuş,Gökleri düren,maddeyi,enerjiyi,mekanı ve zamanı yutan Karadelikler bilim adamlarını şoke etmis,parelel Evrenlerin,Soyut Alemlerin izleri bulunmuşdu.Canlıları oluşturan hüçrelerdeki akıl almaz düzen ve isleyis ……

Kıssaca,Bilim,Bilim adamlarını öylesine harika,olağanüstü,akıl almaz hassas dengeler üzerine kurulu,kusursuz bir varoluş ve işleyişle karşı karşıya getirmişdi ki, Tesadüf demek asla mümkun değildi.Yaradılış gerceğini ifiraf etmekten başka bir izah yolu yokdu.Sekülerizmin amaclarına doğru eğilip,bükülmuş olan Bilim,doğru istikametine yönelmiş,Allah inancının ve Dinin hizmetkarı olmuştu

Seküler Düzen Kurucu güç merkezleri,Bilimin açtığı bu yepyeni ufukları,Dünya kamuoyundan hernekadar gizlemeye calışmışlarsada,iletişimin,haberleşmenin ve bilgiye ulaşmanin gerçekleşen olağanüstü kolaylığı sayesinde,tam başarılı olamamışlar ve doğal sonuç olarak Sekülerizmi besleyen ana damarlar tıkanmış,hızla Allah inancına ve ilahi Vahye doğru bir uyanış başlamşdı.

Bilimin actığı bu yepyeni ufuklarda,Akıl ve Bilim islamın ilahi Vahyini doğruluyor ve tasdik ediyorken,diğer dinlerin kutsal kitapları ile çelişiyordu.Bu yüzden her türlü engellemelere rağmen,islamiyet,dünyanın her yerinde ve özellikle,Seküler Düzenin merkezi konumunda olan batı toplumunun bağrında önlenemez bir biçimde yükseliyordu.Seküler Düzenin bunalımlı,çaresiz insanları İslama yöneliyordu. 

Seküler Düzen kurucu kibirli mimarlar bu gelişmeyi gördüler.Ve farkına vardılar ki,yeryüzündeki güçlü olan hiçbir ülke ne Cin ne Rusya ne de diğerlerinin,zihin ve düşünçe kalıplarında,misyonlarında,oluşdurdukları Seküler Düzenlerine karşı bir tehdit,bir karşı duruş,bir karşı Düzen asla yokdu.Bunlar seküler düzeni kabullenmis ve Seküler Düzene baş eğdirilmişdi. 

Yeryüzünde baş eğdiremedikleri bir tek İslam vardı.Ve yeryüzünde, önlerindeki tek ve en büyük engel ve karşı Düzen Kurucu olarak,yalnız ve yalnız İslam duruyordu.Bu yüzden Seküler Düzen ile İslamın savaşı kaçınılmazdı.Aslında, insanlık tarihi,genel olarak,farklı şekillerde süregelen,bu çatışmanın tarihidir.Günümüzde, Medeniyetler savaşı veya,batı ile İslam medeniyeti arasındaki savaş dedikleri şey,seküler Düzen tarafarları ile,İlahi Vahye dayalı Düzen taraftarları arasındaki müçadeleden başka bir şey değildir.Dünyadaki bütün müslümanlara uygulanan,her türlü,baskı ve zülmün arkasında yatan gerçek budur.Zaten 20.yüzyılın sonlarına doğru, Seküler düzenin  sözcüleri,açıktan açığa,İslamı,Dünyaya düşman olarak ilan ettiler ve bundan da çekinmediler.

Bu yüzden,ortadoğu,kaosun kucağındadır. Hedeflenen,yeryüzünde  gittikce yükselen,İslamın gür sesini, İslamın ana merkezi konumunda olan bu coğrafyada ,kısmak ve susturmakır.
Şimdi,zihinlerin en dehşetli şekilde allak bullak edildiği ve edileceği bir zaman dilimindeyiz.Hain ile kahramanın,dost ile düşmanın,özgürlük ile köleliğin,gerçek ile yalanın,Hak ile batılın yerleri,dünya tarihinde,benzeri olmayan,keskin bir biçimde değiştiriliyor ve değiştirilecek,zihinler ablukaya alınıyor ve alınacak.Bu yalan tufanından kurtulmanın tek bir yolu,tek bir çaresi vardır.İlahi Vahye şuurlu olarak sımsıkı tutunmak. Aksi takdirde,bu müthiş yalan girdabından kurtulmak mümkün değildir.

Seküler Düzen kurucu güç odağının,İslama karşı topyekün sinsice yürüttüğü bir savaşın içindeyiz.İslam ülkeleri,biraraya gelip,ittifak oluşturmanın kaçınılmaz zorunluluğunu görmelidirler.Aksi takdirde,günümüzün hiçbir islam ülkesi,tek başına,bu güç odağına karsı duramaz.

İslam coğrafyasında,birliği ve ittifakı organize edip,gerçekleştirebileçek,tek bir ülke vardır,o ülke Türkiyedir.Seküler Düzen kurucu güç merkezi,Türkiyenin bu müthiş potansiyelini cok iyi bilmektedir.Bunun içindir ki,Ortadoğudaki gerçek ana hedef Türkiyedir.  Ve bu yüzden,Türkiye iki seçenekten birine mahkumdur.ya küresel güç olarak,yeni Dünya Düzeninin kurulmasında ana aktor olacak,ya da parçalanacak..Baska seçeneği yok.Türkiyenin,parçalanmaktan kurtulabilmesi için,küresel güç olma hedefinden başka çaresi ve yolu yoktur.Bundan sonra,dünyanın neresinde,bir İslam ülkesinde ve müslümanlarla ilgili bir sorun varsa,o sorun,ayni zamanda,Türkiyenin sorunudur.Bundan bana ne diyemez,Tarihinden gelen misyonu ile,bu çok çetin ve çok zor olan,fakat o ölçüdede onurlu ve şerefli bu hedefi,günümüz şartları,vazgecemiyeceği bir biçimde,Türkiyenin önüne koymuştur.

Doğal olarak,bu Küresel güç olma hedefine uygun,değişim ve yeniden yapılanma,Türkiyenin zorunlu gündemidir.Açıklık ve şeffaflığın hakim olduğu,İnsanların hak ve özgürlüklerinin,genişletilip korundugu,güçünü yalnızca halktan alan ve halkına hizmetkar bir yönetim anlayışı.işte bunlar,değisimin ve yeniden yapılanmanın ana kriterleridir.
Yeniden dirilişin dinamikleri oluşmaktadır.Son derece çetin,zor ve uzun sürecek bu sürece doğru ilerliyoruz.Ortadoğudaki kaos girdabı gittikçe siddetlendirilerek döndürülüyor.Bölge ülkelerinin tümü bu girdabın içine sürükleninceye kadar da dahada şiddetlendirilerek döndürülecek.Yakın gelecekte Ortadoğuda istikrar beklemek beyhudedir 

Türkiye,Seküler Düzen kurucu güç odaklarının,Kürt çelmesini aşmak zorundadır.Bunun için,Türk-Kürt birlikteliğini,kardeşliğini sağlamlaştırmalı,Bölünmeye geçit vermeyen,diğer bütün çözüm yolları zorlanmalıdır.Türkiyenin Küresel güç olma yolundaki ilk ve önemli engeli budur.Ve bu engeli,bir an önce muhakkak aşmalıdır. Çünkü,çok daha vahim,çok daha dehşetli bir felaketin,ayak sesleri gittikce şiddetlendirilmektedir.Bu  felaket,Mezhep çatısması felaketidir.

Son otuz yıl,dikkatlice analiz edildiğinde,Seküler Düzen kurucu güç odaklarının,Ortadoğudaki ana hedeflerinin,ana tuzaklarının,ana hilelerinin,bütün İslam ülkelerini kendi içinde,mezhep ekseninde,çatıştırmak,savaştırmak olduğu görülecektir.Bu yazımdan önçeki son yazımı,Flaş Haberin Haziran 2007 sindeki sayısında yazmışım.O yazımda,bu tehlikeye,özellikle dikkat çekmiş ve Mezhep çatısmasının öncü fitilerinin,Irak.Lübnan ve filistinde ateşlendiğini söylemişim. Aradan tam altı sene gecmiş.Bugün,bu çatışma tehlikesi çok daha büyümüs, çok daha vahim boyutlara ulaşmışdır. 

Yine son otuz yıla dikkatliçe bakıldığında,Ülkemizde ve Ortadoğuda, yaşanan,bütün önemli olayların,ana ekseni,ana seyri,Mezhep ve Etnik kimliklerin, ayrıştırılarak,çatışma ortamına uygun hale getirme yönünde planlandığı görülecektir.Çelişkili gibi görünen,veya anlam verilemiyen,bir cok olaylar,bu çerçeveden bakıldığında, çelişkiler kalkıp anlam kazanmaktadır.
1979 İran devriminden bu yana,olayların akışı.Mezhepsel ve Etnik çatışmaya uygun yönde akıttırılmaktadır.Ve son durak Suriyedir.Suriye Mezhep çatışmasının kilit ülkesidir.Bu ülkede başlatılan yangın söndürülmeyecek,aksine,körüklenecektir.Ta ki,bu yangın Ortadoğuda  sii-sünni mezhep catışmasını tutuşturuncaya dek.Böyle bir çatışma basladığı an,bu çatışmanın Domino tesiri ile,bütün İslam ülkelerine yayılması kaçınılmaz olacaktır.

Seküler Düzen kurucu Satanist güç merkezinin Ortadoğuda kurmuş olduğu büyük ve dehşetli tuzak budur.Ve bu yüzden Ortadoğu kaosun kucağındadırBöylesine korkunç bir tehlikenin altında,İslam ülkeleri,nasıl birlik oluşturabilecekler,nasıl ittifak edebilecekler.İslam ülkelerinin birliği,ittifakı, taassupların Tarihi ihtilafların,yüzyıllardır zihinlere ekilmiş olan fitnelerin,ortak akılla halledilerek, çözüme kavuşturularak,anlasıp,uzlaşıp mi gerçekleştirilecek, yoksa,birbirlerinin kanını dökecek olan,topyekün,büyük ve müthiş bir ic hesaplaşmadan sonramı akıllar başa gelecek.     

Bunun cevabı,İslam ülkelerinde yaşayan,günümüz müslümanlarının,İslamı ne ölcüde,hayatlarına ve yaşayışlarına,rehber ve klavuz yaptıklarında gizlidir.
İbrahim Suresi 46.Ayetin meali ile bitiriyorum.Yeryüzünde,Seküler Düzen kuran Satanist güçlerin,Tuzakları ve Hileleri,dağları yerinden oynatacak güçte olsalar bile, gerçek şu ki,Allah Katında onlara hazırlanmış bir Tuzak ve bir Karşılık vardır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.