SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
İlhan Hayırlıoğlu
Köşe Yazarı
İlhan Hayırlıoğlu
 

HAKİKATE UYANMAK

Işığın saniyedeki üçyüzbin kilometre hızı,enerjinin,dolayısıyla,Evrenimizin,en son hız sınırıdır.Işığın bu hızı sabittir,asla değişmez.Bir ışık demetinin peşine,ışık hızıyla gidilse,veya ışık hızı ile ondan uzaklaşılsa,bu ışık demetinin hızı,asla değişmeyecek,hep yine saniyede üçyüzbin kilometre yol alıyor görünecektir.Işığın görünür hızı hiçbir şekilde 300.000 km’den aza düşürülemez.Yalnızda ışıkta bulunan,bu şaşırtıcı özelliğinden dolayı,ışık Evrenin tek değişmez şeyi,tek sabiti,ve tek referans noktasıdır.İçınde yaşadığımız,Evrenin büyüklüğü hakkında yalnızca ışık hızı bize fikir verebilir.     Işık hızı,dünyayı bir saniyede yedibucuk kere dolanır.Aya bir saniyede ulaşır.Güneşe sekiz dakikada varır.Güneş sistemimizin en uzak gezegeni Plutona yüz saatte.Güneşimize en yakın komşu Vega yıldızına ise 4.4 yılda gidebilir.Ünlü Kutup yıldızına da 600 yılda ulaşabilir. Eğer,söz konusu evrenin sınırı ise,Işık henüz bir arpa boyu yol almış değil.        Uzaydaki yıldız kümelerine.yıldız adalarına Galaksi adı verilir.Güneş sistemimizin içinde bulunduğu,yıldız kümesine,Samanyolu Galaksisi adı verilmiştir.Samanyolu Galaksimizin içinde,Güneşimiz gibi ve Güneşimizden,beşbin kez daha büyük olan ikiyüz milyar cıvarında yıldız vardır.Samanyolu Galaksisi sıradan,küçük bir Galaksidir.Evrende ikiyüz milyar Galaksi bulunmakta olup,içlerinde trilyonun üzerinde yıldız barındıran Galaksiler vardır.Evren diğer adı ile Kosmos budur.    Işığın,Samanyolu Galaksisini,boydan boya geçip,dışına cıkması için,yüzbin yıla ihtiyacı var.Samanyolu Galaksisine en yakın,komşu Galaksimiz olan Andromeda Galaksisine varmak için ise,ikibucuk milyon yıl gerekecektir.Geride 199.999 milyar Galaksi var.Kaldıki ,ışığın  önünde,Big-Bang  (büyük patlama) ile başlayıp,halen çok büyük süratlerle,birbirlerinden uzaklaşan, kaçan Galaksiler ve genişleyen bir uzay,bir Evren var.Öylesine ki,çok uzaktaki Galaksilerin,genişleme     hızları,kaçış hızları,ışık hızına yakındır.Karşımızda,ışık hızının güç yetiremediği,muhteşem,akıl almaz büyüklükte,bir Evren,bir Kozmos var.Bu büyüklük karşısında,İnsan,açiz,şaşkın,ve hayranken.Yirmi milyar ışık yılı çapındaki, hayal edilemez,devasa büyüklüğündeki bu Evren için, YILDIZLARLA SÜSLÜ,AŞŞAĞILARIN EN AŞŞAĞISISINDAKİ ALEM ,kim diyebilir.ALLAHUEKBER Evet,yıldızlarla süslü,aşşağıların en aşşağısında olan bu Evren,bu Kosmos,  Madde ve cisimler Alemidir.İnsanın,kavramakta açiz olduğu,bu muazzam büyüklükteki Evren,diğer deyimi ile Madde ve Cisimler Alemi,ondört milyar yıl önce,yine akıl almaz,hayal edilemez,küçüklükteki bir noktada dürülmüş idi.ve o nokta Evrenin ta kendisiydi.EN BÜYÜK ŞEY,EN KÜÇÜK ŞEYİN İÇİNE SIKIŞTIRILMIŞ. BİLİMİN 20 YÜZYILDAKİ EN GÖRKEMLİ KEŞFİ İŞTE BUDUR   Bilimin bu keşfinden sonra,Bilim dünyasında ve filozoflar arasında,yüzyıllardır süregelen,Evrenin ve Zamanın,öncesiz(ezeli)ve sonsuz(ebedi)olduğu inanışlar,öğretiler, münakaşalar son bulmuş,Ateizmi besleyen önemli bir ana damar kesilmişdi.Bilim,günümüzde hiçbir bilim adamının,itiraz edemediği bir kesinlikle,delillendirdiği,ıspatladığı ve BİG-BANG (BÜYÜK PATLAMA) olarak adlandırdığı,Evreni,yani,Madde ve Cisimler Alemini var eden o sonsuz küçük noktanın patlayıp açılarak,ondört milyar yıl süre içinde akıllara durgunluk veren,muhteşem,kusursuz ahengiyle,trilyonlarca yıldız ve Galaksilere,hangi safhalardan gecerek,dönüştüğünü,detayları ile ortaya koymuştur.Yapılan cok hassas hesaplara göre, o büyük patlamadan bir saniye sonraki,genişleme hızı,yalnızca,yüzbin milyarda bir oranında az olsaydı,Kosmos yerine,Kaos oluşurdu.Nasılki,bir hüçredeki,mikron küçüklüğündeki genetik şifrelerde,bir santimin,milyarda biri kadar bir sapma,insanın dilini karnından cıkarırsa,Evreni var eden o ilk noktanın patlamasının ilk anında,trilyonda bir hata,Evreni Kaos’a dönüştürürdü Evrenin,bu hayal edilemez küçüklükteki başlangıç noktasına,Bilim,Noktasal Tekillik (Singularite)der.Noktasal Tekillik,maddeleşme ve cisimleşmenin henüz gerçekleşmediği anı ifade eder.Henüz madde ve cisim oluşmadığına göre, Evren madde ötesidir.SOYUTTUR,Bu şu demekti,Evren adını verdiğimiz, Madde ve Cisimler Alemi var edilmeden önce SOYUT ALEM,SOYUT UZAY vardı. Soyut Alemin manası,Madde ve Cisimler Alemine karşı,perdelenmiş,gizlenmiş, Madde ve Cisimler Aleminden bakıldığında,Hayal olarak algılanan Alem demektir.Soyut Alemdeki bir noktasal tekilliğin(sıfırdan küçük),bir etki ile patlayarak açılması,somut olan Madde ve Cisimler alemini var etti.Somut olarak algıladığımız,Madde ve Cisimler Aleminin Aslı,Özü Soyuttur.Soyut Alemdir.SOYUTTAN SOMUT VAR EDİLMİŞTİR.yani,EVRENİ,CİSİMLER ALEMİNİ VAR EDEN ŞEY,HAYAL OLARAK ALGILANAN ŞEYDİ  Madde ve Cismin Soyut Aleme girginliği yoktur.Bundan dolayı,Soyut Alem,Madde ve Cisme göre HAYALDİR,MÜCERRETTİR.Oysaki.ASIL ÖZ,KESKİN GERCEKLİK Oradadır.Burayı kuran Orasıdır. Bilim bu Soyut Alemi bulmuş ve adını SÜPER UZAY Koymuştur.Madde ve CisimlerAlemi olan Evrenimizin akıl almaz büyüklüğü,Soyut Aleminin Bilimsel adıyla Süper Uzayın yanında,çöldeki bir yüzük halkası kadardır.Süper Uzay(Soyut Alem)Madde ve Cisimler Aleminin üstünde yer alan en yakınındaki Alemdir.Dini verilerde adı MİSAL ALEMİ’dir.Arşa kadar,bu Alemler sıralanırken,her bir alem,bir sonrakinin yanında çöldeki bir yüzük halkası kadardır. Ve en son Arş katı ,bütün Alemleri kuşatır.İŞTE KAİNAT BUDUR İnsan,Madde bedeni ile,Cisimler Aleminin,Bu Evrenin bir parcasıdır.Ama bu Alemde, düşünen,hayal eden.bilen,gören,işiten,asla madde bedeni değildir.İnsanın Ruhudur.Beden yalnızca,Ruhu,Cisimler Alemine,Evrene açar,Madde ve Cisimler Alemiyle irtibatlandırır ve burayı algılatır.Ruh ise bu Evrenin bir parcası olmayıp,buraya ait değildir.Ruh da ,İnsanı, düşünce, Hayal ve Rüya yolu ile,sürekli ve kesintisiz olarak,Soyut Aleme açar,ve Soyut Alemle irtibatlandırır.Hayal ettiğimiz,düşündüğümüz her şey,gördüğümüz rüyalar,hepsi SOYUT ALEM(SÜPER UZAY)’da oluşur.Zaten,Soyut Alem,Soyut bir Mekan olmasaydı,hayal edemez, düşünemez,rüya göremezdik.    İnsan,bedenine ait duyu organları ile,ömrü boyunca,bu Fizik Alemden,kesintisiz algılar alır.Ömür sürer.Yaşadığı her anı,her saniyesi,her şimdiki zamanı,süratle,anılara, hatıralara,hayelllere dönüşerek,soyutlaşır,geçmişi olur.Her şimdiki zamanla yüzyüzeyiz, ama her şimdiki zamanımız,süratle kayıp giderek soyutlaşmakta,yeni yeni şimdiki zamanlarımızla yüzleşmekteyiz.Halden hale dönüşmekteyiz.Durmamızın asla mümkün olmadığı,soyut zaman boyutunda hızla yol alırken,her düşüncemiz,her hayalimiz,her anımız,her geçmişimiz, soyutlaşarak,Soyut Alemde kayıtlanıyor,Arşivleniyor.Geçmiş dediğimiz her şey,tamamıyla,noksansız ve eksiksiz bir biçimde,Soyut Alemde kayıtlanmakta, arşivlenmektedir.Bu kayıtlardan dolayıdır ki,Ruhumuzun Soyut Aleme girginliği sayesinde, o kayıtlar,anılarımız ve hatıralarımız olarak,hayellerimizde var olurlar. İnsan,Dünyadaki ömrünün,son saniyesinde,son nefesini verdiği zaman,Dünyadaki yaşantısı,tümüyle geçmişte kalmış,hayele dönüşmüş,düş olmuş,soyutlaşmıştır.Ama,  zerrece yaşadığı bir anı dahi asla kaybolmadan,Soyut Alemde kayıtlanmıştır.Ölüm,bedenin Ruh’a dünyayı açamaması,irtibat kurma kabiliyetinin iflas etmesi,bedenin aracı olma yeteneğini kaybetmesi demektir.Diğer bir deyişle,Ruh’un beden üzerindeki kontrol ve hakimiyetinin son bulmasıdır. Beden artık cesettir.süratle bozunmaya başlar.Ruh’un ise yalnızca dünyadaki kalış süresi olan Dünya ömrü sonlanmış olup,hayatı devam etmektedir.Ruh kendini birdenbire,ait olduğu asıl aleminde,Soyut Alemde bulur.Bedenden ayrılır ayrılmaz,Ruh’un yaşadığı hakikat budur.Ruh  Soyut Alemde,Dünyada sahip olduğu tüm bilinçiyle tüm bilgileriyle hayattadır.Ta kıyamete kadar.  Ruh’un,Soyut Alemdeki,gerçeklik algısı,çok keskindir,Dünya gerçeğinden kat be kat üstündür.Burada vasıtasız ve aracısız her şey çok keskin ve çok net algılanır.Dünya hayatı Bütünüyle kıssaçık hayaldir,soyuttur artık.Soyut Alemden bakıldığıda.Madde ve Cisimler alemi olan Evren tamamen Soyut ve Hayal olmuştur.Dünya hayatı çok kıssa sürmüş bir rüyadır.Ve RUH ÇOK KISSA SÜREN BİR RÜYADAN HAKİKATE UYANMIŞTIR.Tekrar uyumak,geri dönüş asla söz konusu değildir artık.  Ruh, asıl gerçek hakikatle yüzyüzedir.Soyut Alemde,kayıtlanmış,Arşivlenmiş, dünyadaki ömrü süresindeki hal ve yaşantısı,önündeki,sonsuza uzanan,hayatını şekillendirirken,ona hakiki kazançın ve hakiki kaybın ne olduğunu gösterecektir.                                                                                                                                           
Ekleme Tarihi: 15 Aralık 2013 - Pazar

HAKİKATE UYANMAK

Işığın saniyedeki üçyüzbin kilometre hızı,enerjinin,dolayısıyla,Evrenimizin,en son hız sınırıdır.Işığın bu hızı sabittir,asla değişmez.Bir ışık demetinin peşine,ışık hızıyla gidilse,veya ışık hızı ile ondan uzaklaşılsa,bu ışık demetinin hızı,asla değişmeyecek,hep yine saniyede üçyüzbin kilometre yol alıyor görünecektir.Işığın görünür hızı hiçbir şekilde 300.000 km’den aza düşürülemez.Yalnızda ışıkta bulunan,bu şaşırtıcı özelliğinden dolayı,ışık Evrenin tek değişmez şeyi,tek sabiti,ve tek referans noktasıdır.İçınde yaşadığımız,Evrenin büyüklüğü hakkında yalnızca ışık hızı bize fikir verebilir.    

Işık hızı,dünyayı bir saniyede yedibucuk kere dolanır.Aya bir saniyede ulaşır.Güneşe sekiz dakikada varır.Güneş sistemimizin en uzak gezegeni Plutona yüz saatte.Güneşimize en yakın komşu Vega yıldızına ise 4.4 yılda gidebilir.Ünlü Kutup yıldızına da 600 yılda ulaşabilir. Eğer,söz konusu evrenin sınırı ise,Işık henüz bir arpa boyu yol almış değil.       

Uzaydaki yıldız kümelerine.yıldız adalarına Galaksi adı verilir.Güneş sistemimizin içinde bulunduğu,yıldız kümesine,Samanyolu Galaksisi adı verilmiştir.Samanyolu Galaksimizin içinde,Güneşimiz gibi ve Güneşimizden,beşbin kez daha büyük olan ikiyüz milyar cıvarında yıldız vardır.Samanyolu Galaksisi sıradan,küçük bir Galaksidir.Evrende ikiyüz milyar Galaksi bulunmakta olup,içlerinde trilyonun üzerinde yıldız barındıran Galaksiler vardır.Evren diğer adı ile Kosmos budur.   

Işığın,Samanyolu Galaksisini,boydan boya geçip,dışına cıkması için,yüzbin yıla ihtiyacı var.Samanyolu Galaksisine en yakın,komşu Galaksimiz olan Andromeda Galaksisine varmak için ise,ikibucuk milyon yıl gerekecektir.Geride 199.999 milyar Galaksi var.Kaldıki ,ışığın  önünde,Big-Bang  (büyük patlama) ile başlayıp,halen çok büyük süratlerle,birbirlerinden uzaklaşan, kaçan Galaksiler ve genişleyen bir uzay,bir Evren var.Öylesine ki,çok uzaktaki Galaksilerin,genişleme     hızları,kaçış hızları,ışık hızına yakındır.Karşımızda,ışık hızının güç yetiremediği,muhteşem,akıl almaz büyüklükte,bir Evren,bir Kozmos var.Bu büyüklük karşısında,İnsan,açiz,şaşkın,ve hayranken.Yirmi milyar ışık yılı çapındaki, hayal edilemez,devasa büyüklüğündeki bu Evren için, YILDIZLARLA SÜSLÜ,AŞŞAĞILARIN EN AŞŞAĞISISINDAKİ ALEM ,kim diyebilir.ALLAHUEKBER

Evet,yıldızlarla süslü,aşşağıların en aşşağısında olan bu Evren,bu Kosmos,  Madde ve cisimler Alemidir.İnsanın,kavramakta açiz olduğu,bu muazzam büyüklükteki Evren,diğer deyimi ile Madde ve Cisimler Alemi,ondört milyar yıl önce,yine akıl almaz,hayal edilemez,küçüklükteki bir noktada dürülmüş idi.ve o nokta Evrenin ta kendisiydi.EN BÜYÜK ŞEY,EN KÜÇÜK ŞEYİN İÇİNE SIKIŞTIRILMIŞ. BİLİMİN 20 YÜZYILDAKİ EN GÖRKEMLİ KEŞFİ İŞTE BUDUR  

Bilimin bu keşfinden sonra,Bilim dünyasında ve filozoflar arasında,yüzyıllardır süregelen,Evrenin ve Zamanın,öncesiz(ezeli)ve sonsuz(ebedi)olduğu inanışlar,öğretiler, münakaşalar son bulmuş,Ateizmi besleyen önemli bir ana damar kesilmişdi.Bilim,günümüzde hiçbir bilim adamının,itiraz edemediği bir kesinlikle,delillendirdiği,ıspatladığı ve BİG-BANG (BÜYÜK PATLAMA) olarak adlandırdığı,Evreni,yani,Madde ve Cisimler Alemini var eden o sonsuz küçük noktanın patlayıp açılarak,ondört milyar yıl süre içinde akıllara durgunluk veren,muhteşem,kusursuz ahengiyle,trilyonlarca yıldız ve Galaksilere,hangi safhalardan gecerek,dönüştüğünü,detayları ile ortaya koymuştur.Yapılan cok hassas hesaplara göre, o büyük patlamadan bir saniye sonraki,genişleme hızı,yalnızca,yüzbin milyarda bir oranında az olsaydı,Kosmos yerine,Kaos oluşurdu.Nasılki,bir hüçredeki,mikron küçüklüğündeki genetik şifrelerde,bir santimin,milyarda biri kadar bir sapma,insanın dilini karnından cıkarırsa,Evreni var eden o ilk noktanın patlamasının ilk anında,trilyonda bir hata,Evreni Kaos’a dönüştürürdü

Evrenin,bu hayal edilemez küçüklükteki başlangıç noktasına,Bilim,Noktasal Tekillik (Singularite)der.Noktasal Tekillik,maddeleşme ve cisimleşmenin henüz gerçekleşmediği anı ifade eder.Henüz madde ve cisim oluşmadığına göre, Evren madde ötesidir.SOYUTTUR,Bu şu demekti,Evren adını verdiğimiz, Madde ve Cisimler Alemi var edilmeden önce SOYUT ALEM,SOYUT UZAY vardı. Soyut Alemin manası,Madde ve Cisimler Alemine karşı,perdelenmiş,gizlenmiş, Madde ve Cisimler Aleminden bakıldığında,Hayal olarak algılanan Alem demektir.Soyut Alemdeki bir noktasal tekilliğin(sıfırdan küçük),bir etki ile patlayarak açılması,somut olan Madde ve Cisimler alemini var etti.Somut olarak algıladığımız,Madde ve Cisimler Aleminin Aslı,Özü Soyuttur.Soyut Alemdir.SOYUTTAN SOMUT VAR EDİLMİŞTİR.yani,EVRENİ,CİSİMLER ALEMİNİ VAR EDEN ŞEY,HAYAL OLARAK ALGILANAN ŞEYDİ 

Madde ve Cismin Soyut Aleme girginliği yoktur.Bundan dolayı,Soyut Alem,Madde ve Cisme göre HAYALDİR,MÜCERRETTİR.Oysaki.ASIL ÖZ,KESKİN GERCEKLİK Oradadır.Burayı kuran Orasıdır. Bilim bu Soyut Alemi bulmuş ve adını SÜPER UZAY Koymuştur.Madde ve CisimlerAlemi olan Evrenimizin akıl almaz büyüklüğü,Soyut Aleminin Bilimsel adıyla Süper Uzayın yanında,çöldeki bir yüzük halkası kadardır.Süper Uzay(Soyut Alem)Madde ve Cisimler Aleminin üstünde yer alan en yakınındaki Alemdir.Dini verilerde adı MİSAL ALEMİ’dir.Arşa kadar,bu Alemler sıralanırken,her bir alem,bir sonrakinin yanında çöldeki bir yüzük halkası kadardır. Ve en son Arş katı ,bütün Alemleri kuşatır.İŞTE KAİNAT BUDUR

İnsan,Madde bedeni ile,Cisimler Aleminin,Bu Evrenin bir parcasıdır.Ama bu Alemde, düşünen,hayal eden.bilen,gören,işiten,asla madde bedeni değildir.İnsanın Ruhudur.Beden yalnızca,Ruhu,Cisimler Alemine,Evrene açar,Madde ve Cisimler Alemiyle irtibatlandırır ve burayı algılatır.Ruh ise bu Evrenin bir parcası olmayıp,buraya ait değildir.Ruh da ,İnsanı, düşünce, Hayal ve Rüya yolu ile,sürekli ve kesintisiz olarak,Soyut Aleme açar,ve Soyut Alemle irtibatlandırır.Hayal ettiğimiz,düşündüğümüz her şey,gördüğümüz rüyalar,hepsi SOYUT ALEM(SÜPER UZAY)’da oluşur.Zaten,Soyut Alem,Soyut bir Mekan olmasaydı,hayal edemez, düşünemez,rüya göremezdik.  

 İnsan,bedenine ait duyu organları ile,ömrü boyunca,bu Fizik Alemden,kesintisiz algılar alır.Ömür sürer.Yaşadığı her anı,her saniyesi,her şimdiki zamanı,süratle,anılara, hatıralara,hayelllere dönüşerek,soyutlaşır,geçmişi olur.Her şimdiki zamanla yüzyüzeyiz, ama her şimdiki zamanımız,süratle kayıp giderek soyutlaşmakta,yeni yeni şimdiki zamanlarımızla yüzleşmekteyiz.Halden hale dönüşmekteyiz.Durmamızın asla mümkün olmadığı,soyut zaman boyutunda hızla yol alırken,her düşüncemiz,her hayalimiz,her anımız,her geçmişimiz, soyutlaşarak,Soyut Alemde kayıtlanıyor,Arşivleniyor.Geçmiş dediğimiz her şey,tamamıyla,noksansız ve eksiksiz bir biçimde,Soyut Alemde kayıtlanmakta, arşivlenmektedir.Bu kayıtlardan dolayıdır ki,Ruhumuzun Soyut Aleme girginliği sayesinde, o kayıtlar,anılarımız ve hatıralarımız olarak,hayellerimizde var olurlar.

İnsan,Dünyadaki ömrünün,son saniyesinde,son nefesini verdiği zaman,Dünyadaki yaşantısı,tümüyle geçmişte kalmış,hayele dönüşmüş,düş olmuş,soyutlaşmıştır.Ama,  zerrece yaşadığı bir anı dahi asla kaybolmadan,Soyut Alemde kayıtlanmıştır.Ölüm,bedenin Ruh’a dünyayı açamaması,irtibat kurma kabiliyetinin iflas etmesi,bedenin aracı olma yeteneğini kaybetmesi demektir.Diğer bir deyişle,Ruh’un beden üzerindeki kontrol ve hakimiyetinin son bulmasıdır. Beden artık cesettir.süratle bozunmaya başlar.Ruh’un ise yalnızca dünyadaki kalış süresi olan Dünya ömrü sonlanmış olup,hayatı devam etmektedir.Ruh kendini birdenbire,ait olduğu asıl aleminde,Soyut Alemde bulur.Bedenden ayrılır ayrılmaz,Ruh’un yaşadığı hakikat budur.Ruh  Soyut Alemde,Dünyada sahip olduğu tüm bilinçiyle tüm bilgileriyle hayattadır.Ta kıyamete kadar. 

Ruh’un,Soyut Alemdeki,gerçeklik algısı,çok keskindir,Dünya gerçeğinden kat be kat üstündür.Burada vasıtasız ve aracısız her şey çok keskin ve çok net algılanır.Dünya hayatı Bütünüyle kıssaçık hayaldir,soyuttur artık.Soyut Alemden bakıldığıda.Madde ve Cisimler alemi olan Evren tamamen Soyut ve Hayal olmuştur.Dünya hayatı çok kıssa sürmüş bir rüyadır.Ve RUH ÇOK KISSA SÜREN BİR RÜYADAN HAKİKATE UYANMIŞTIR.Tekrar uyumak,geri dönüş asla söz konusu değildir artık. 

Ruh, asıl gerçek hakikatle yüzyüzedir.Soyut Alemde,kayıtlanmış,Arşivlenmiş, dünyadaki ömrü süresindeki hal ve yaşantısı,önündeki,sonsuza uzanan,hayatını şekillendirirken,ona hakiki kazançın ve hakiki kaybın ne olduğunu gösterecektir.

 
                                                                                                                                      

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.