SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Av. Ozan Karasay
Köşe Yazarı
Av. Ozan Karasay
 

İŞ KAZALARINDA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

İş kazası, kişinin çalışma hayatında 5510 sayılı Kanunda sayılan hallerden birinde meydana gelen sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hale getiren veya ölümüne sebep olan olaydır. İş kazasının yaşanması halinde kolluk kuvvetlerine derhal, Sosyal Güvenlik Kurumuna ise kazanın yaşandığı tarihten itibaren üç iş günü içerisinde işveren tarafından bildirimde bulunulmalıdır. Bildirimde bulunmamanın cezası bulunmaktadır. İşveren tarafından bildirimde bulunulmaması halinde işçi tarafından da gerekli bildirimde bulunulabilir ancak uygulamada işçinin işveren tarafından baskı görmesi durumlarıyla karşılaşılabilmektedir. Olay, iş kazası gibi değil de normal bir yaralanmaymış gibi kayıtlara geçirilebilmektedir. Bu sebeple işçinin o an hastanede veya kolluk kuvvetlerine bildirimde bulunmamasından dolayı herhangi bir ceza düzenlenmemektedir. Kanun gereği SGK’ya sadece işverenin bildirimde bulunmamasının yaptırımı ve cezası bulunmaktadır. Ayrıca ilgili kolluk güçleri ve Cumhuriyet Savcısı gerekli soruşturmayı yaparak ilgililer aleyhine ceza davası açabilecektir. Söz konusu bu süreç, ölüm halinde genel olarak kamu davasına dönüşecek ve mirasçıların takip etmesine lüzum kalmaksızın ceza mahkemesi tarafından sonuçlandırılacaktır. Ceza davası yanında en önemli süreç, işçinin yaralanması durumunda işçi veya ölümü halinde mirasçıları tarafından iş mahkemelerinde tazminat davası açılabilecek olmasıdır. Bu davalarda amaç iş kazası neticesinde işçinin veya ölüm halinde yakınlarının uğramış olduğu maddi ve manevi zararı tazmin etmektir. İş kazası geçiren işçi, özellikle maluliyet derecesine göre ruhen ve bedenen zarara uğrar. İşçinin bu zararını gidermesi adına İş Mahkemelerinde dava açma hakkı vardır. İşçi bedensel zarar halinde; tedavi giderlerini, kazanç kaybını, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplarını kusurlu olan işverenden kusuru ve SGK tarafından belirlenecek maluliyeti oranında talep edebilir. İşçinin ölümü halinde ise mirasçıları destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabileceklerdir. Burada belirleyici kriter iş kazası sonrasında (ölenin) yakınlarının bu şahsın desteğinden yoksun kalacak olmalarıdır. İşçinin iş kazası neticesinde ölmesi halinde; işçinin varsa eşi, çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler, işçinin desteğinden yoksun kalacaklar ve maddi açıdan kayba uğrayacaklar. Buradaki ana unsur şayet işçi ölmeyip yaşasaydı ilgililere maddi açıdan desteği devam edecek olması, ancak iş kazası nedeniyle vefatından ötürü bu desteğinden mahrum kalmış olmalarıdır. Yine şayet iş kazası ölüm ile sonuçlanmış ise bu durumda işçinin yasal mirasçıları kusurlu olan işverenden manevi tazminat talebinde bulunabileceklerdir. İş kazaları nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında istem halinde olay tarihinden itibaren faize hükmedilecektir. İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında 10 yıllık zamanaşımı hükümleri uygulanmaktadır. İş kazasından hemen sonra işçinin, şayet vefat söz konusu ise mirasçılarının SGK tarafından başlatılması gereken sürece müdahil olmaları önemlidir. Zira işçinin maluliyeti halinde SGK tarafından önce işçinin maluliyet derecesi tespit edilecek, sonra olayın bir iş kazası olup olmadığı SGK müfettişleri tarafından tespit edilecektir. Bu iki husus da iş mahkemelerinde açılan maddi ve manevi tazminat davalarının belkemiğidir. Zira SGK tarafından bu iki süreç sonuçlandırılmadan iş mahkemeleri davayı sonuçlandıramayacak, SGK tarafından sonuçlandırılması gereken bu iki süreci bekletici mesele yapacaktır. Sigortasız çalıştırılan işçilerin iş kazası yaşaması halinde maddi ve manevi tazminat isteme hakları da bulunmaktadır. Çırak veya stajyer olarak çalıştırılanlar da tazminat talebinde bulunabilirler. İş kazasının mesai saatlerinde olup olmamasının bir önemi yoktur. Mesai saatleri dışında ve iş yerinde gerçekleşen kazalar da iş kazası sayılmaktadır. İşyeri dışında gerçekleşen kazalarda ise işveren tarafından verilen işin yapılması sırasında olması gerekmektedir. İş kazalarında uygulanan usul ve esaslar kısaca bu şekildedir. Hay kaybına uğramamanız için alanında uzman bir avukattan yardım alabilirsiniz. Av.Arb.Ozan KARASAY av.ozankarasay@hotmail.com
Ekleme Tarihi: 16 Şubat 2022 - Çarşamba

İŞ KAZALARINDA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

İş kazası, kişinin çalışma hayatında 5510 sayılı Kanunda sayılan hallerden birinde meydana gelen sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hale getiren veya ölümüne sebep olan olaydır.

İş kazasının yaşanması halinde kolluk kuvvetlerine derhal, Sosyal Güvenlik Kurumuna ise kazanın yaşandığı tarihten itibaren üç iş günü içerisinde işveren tarafından bildirimde bulunulmalıdır.

Bildirimde bulunmamanın cezası bulunmaktadır. İşveren tarafından bildirimde bulunulmaması halinde işçi tarafından da gerekli bildirimde bulunulabilir ancak uygulamada işçinin işveren tarafından baskı görmesi durumlarıyla karşılaşılabilmektedir. Olay, iş kazası gibi değil de normal bir yaralanmaymış gibi kayıtlara geçirilebilmektedir. Bu sebeple işçinin o an hastanede veya kolluk kuvvetlerine bildirimde bulunmamasından dolayı herhangi bir ceza düzenlenmemektedir. Kanun gereği SGK’ya sadece işverenin bildirimde bulunmamasının yaptırımı ve cezası bulunmaktadır.

Ayrıca ilgili kolluk güçleri ve Cumhuriyet Savcısı gerekli soruşturmayı yaparak ilgililer aleyhine ceza davası açabilecektir. Söz konusu bu süreç, ölüm halinde genel olarak kamu davasına dönüşecek ve mirasçıların takip etmesine lüzum kalmaksızın ceza mahkemesi tarafından sonuçlandırılacaktır.

Ceza davası yanında en önemli süreç, işçinin yaralanması durumunda işçi veya ölümü halinde mirasçıları tarafından iş mahkemelerinde tazminat davası açılabilecek olmasıdır. Bu davalarda amaç iş kazası neticesinde işçinin veya ölüm halinde yakınlarının uğramış olduğu maddi ve manevi zararı tazmin etmektir.

İş kazası geçiren işçi, özellikle maluliyet derecesine göre ruhen ve bedenen zarara uğrar. İşçinin bu zararını gidermesi adına İş Mahkemelerinde dava açma hakkı vardır. İşçi bedensel zarar halinde; tedavi giderlerini, kazanç kaybını, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplarını kusurlu olan işverenden kusuru ve SGK tarafından belirlenecek maluliyeti oranında talep edebilir. İşçinin ölümü halinde ise mirasçıları destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabileceklerdir.

Burada belirleyici kriter iş kazası sonrasında (ölenin) yakınlarının bu şahsın desteğinden yoksun kalacak olmalarıdır. İşçinin iş kazası neticesinde ölmesi halinde; işçinin varsa eşi, çocukları ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler, işçinin desteğinden yoksun kalacaklar ve maddi açıdan kayba uğrayacaklar. Buradaki ana unsur şayet işçi ölmeyip yaşasaydı ilgililere maddi açıdan desteği devam edecek olması, ancak iş kazası nedeniyle vefatından ötürü bu desteğinden mahrum kalmış olmalarıdır.
Yine şayet iş kazası ölüm ile sonuçlanmış ise bu durumda işçinin yasal mirasçıları kusurlu olan işverenden manevi tazminat talebinde bulunabileceklerdir.

İş kazaları nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında istem halinde olay tarihinden itibaren faize hükmedilecektir. İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında 10 yıllık zamanaşımı hükümleri uygulanmaktadır.

İş kazasından hemen sonra işçinin, şayet vefat söz konusu ise mirasçılarının SGK tarafından başlatılması gereken sürece müdahil olmaları önemlidir. Zira işçinin maluliyeti halinde SGK tarafından önce işçinin maluliyet derecesi tespit edilecek, sonra olayın bir iş kazası olup olmadığı SGK müfettişleri tarafından tespit edilecektir. Bu iki husus da iş mahkemelerinde açılan maddi ve manevi tazminat davalarının belkemiğidir. Zira SGK tarafından bu iki süreç sonuçlandırılmadan iş mahkemeleri davayı sonuçlandıramayacak, SGK tarafından sonuçlandırılması gereken bu iki süreci bekletici mesele yapacaktır.

Sigortasız çalıştırılan işçilerin iş kazası yaşaması halinde maddi ve manevi tazminat isteme hakları da bulunmaktadır. Çırak veya stajyer olarak çalıştırılanlar da tazminat talebinde bulunabilirler. İş kazasının mesai saatlerinde olup olmamasının bir önemi yoktur. Mesai saatleri dışında ve iş yerinde gerçekleşen kazalar da iş kazası sayılmaktadır. İşyeri dışında gerçekleşen kazalarda ise işveren tarafından verilen işin yapılması sırasında olması gerekmektedir. İş kazalarında uygulanan usul ve esaslar kısaca bu şekildedir. Hay kaybına uğramamanız için alanında uzman bir avukattan yardım alabilirsiniz.

Av.Arb.Ozan KARASAY
av.ozankarasay@hotmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.