Meclis Üyesi Mustafa Güreler: Herkes Kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarına saygı duymak zorundadır

Sayın Başkan, Değerli meclis üyeleri. Basınımızın Güzide temsilcileri. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Gündem dışı konuşma yapmak için söz almış bulunmaktayım. Bugün size Yugoslavya da kurşuna dizilerek ŞEHİT edilen.. Yugoslavya’da yaşayan Türklerine hak ve hukukunu muhafaza ve  müdafaa etmek üzere kurulan YÜCEL TEŞKİLATI üyelerinden bahsedeceğim.2. Dünya Savaşından sonra Yugoslavya idarecileri Türklere dil, din, eğitim, kültür, sosyo-ekonomik ve siyasi baskılar yaptılar.Yücelcilerin Amaçları Dillerini, Dinlerini, Vatanlarını, bayraklarını, örflerini ve adetlerini korumak uğruna direnmekti. Yücelciler “Birlik”dediler ve Yugoslavyadaki ilk Latin alfabeli Türkçe gazeteyi çıkardılar.Hatta savaş öncesinde sıbyan mektepleriyle devam edilen,savaş yıllarında kesilen eğitimi hem modernize ettiler,hemde açtıkları öğretmen kurslarıyla,yazdıkları kitaplarla,kurulan ve ihya edilen okullarla faaliyetlerini sürdürdüler. Kendilerinin kurduğu Birlik gazetesinde Türkiye’ye düşmanlık güden bir yazı yayınlanmak istendi.Yücelciler direndiler,kabul etmediler ve fişlendiler.1947’nin  Eylül ayında tutuklandılar ve işkence gördüler.Nihayetinde Aralık ayında düzmece mahkeme salonu kuruldu, Avukat dahi tutmalarına izin verilmedi. Yücelciler arkalarında süngü takmış askerlerle sanık kürsüsüne oturtuldular.İtiraf etmelerini istediler halbuki neyi itiraf edeceklerdi.Onların tek derdi  Tek emeği mensubu oldukları Türk halkına hizmet etmekti.19 OCAK 1948'de mahkeme duruşmaları başlamış.Tutuklananların Mahkeme tarafından idam veya ağır cezalara çarptırılması için düzmece mitingler tertip edilmiş.Mahkeme salonu  idam diye bağıran figüranlarla doldurulmuş Mahkeme duruşmaları Üsküp’te yaşayan Türk’leri sindirmek,korkutmak ve pasifize etmek için  canlı yayın yaparak hoparlörlerle Üsküp halkına dinlettiriliyordu. Mahkeme jet kararla 25 Ocak'ta 14 Yücelci Türkü  ağır hapis cezasına 4 Yücelci  Türk’üde idam cezasına çarptırdı. 27 Şubat 1948'de kurşuna dizilerek şehit edilen, Yücel Teşkilat Başkanı Şuayp Aziz, Nazmi Ömer, Ali Abdurrahman ve Adem Ali’yi Şehadetlerinin 75. Yılında  Rahmet,minnet ve saygıyla anıyoruz. Bugün bu konuya değinmemin sebebi zaman zaman Rumeli muhacirleri üzerinden yapılan mesnetsiz konuşmalar. 2017 Yılında, Bir televizyon kanalında canlı yayında sarf ettiği  sözlerle Boşnak kökenli vatandaşlarımızın milli ve dini değerlerine uymayan, Küçümseyen, tahrik eden, nefret, hakaret ve terbiyesizlik içerikli bir sözü söyleyen. Hemen hemen yaptığı her konuşmada birilerine hakaret etmeyi ve onları aşağılamayı alışkanlık haline getirmiş, başka bir mahareti bulunmayan sözde gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı isimli şahsı bir daha  program yaptırılmayacağı sözünü veren televizyon kanalı sahibinin aradan belli bir süre geçtikten sonra bu şahsın tekrar televizyon kanalında program yapması vermiş olduğu sözü tutmayan kanal sahibinin ise  Ankara’dan Ak partiden milletvekili adayı yapılması 2018  Milletvekili seçimlerinde, AK Partinin Yolava Milletvekili adayı ve şimdiki milletvekili  Meliha Akyol, Yalova'da düzenlediği bir basın toplantısında.Seçim çalışmalarından bahsederken  Yalova’nın seçmen profilini çok iyi bildiğini iddia ederek mevcut yönetime oy veren seçmen için ‘Batı Trakya’dan, oradan, buradan, kimisi doğudan gelen kendisini ifade edemeyen ezik insanlar’ ifadesini kullanıyor. Bu kişi hala milletvekili ve bu dönemde de milletvekili adayı olması   2021 mayıs ayında Düzce’de Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu, Bizim için kutsal olan camide cuma namazı vaazında Selanik muhacirleri için "Yüzde 90'ı Sabetayist. Aslında Müslüman değil" demesi, 6 Mayıs 2022’de bir gazetenin manşetinde ‘Kapımız İdlibliye de Selanikliye de açık’ Rumeli muhacirlerini mülteci gibi göstermeye çalışan bir yayın organı Türkler, 1353 yılından itibaren Rumeli’ye yerleşmeye başlamıştır. Yaklaşık beşyüz yıl süren bu dönemde Türk Kültürü Balkanlar’da kalıcı bir hale gelmiştir. Yüzyıllar boyunca Türkler ve Balkanlar’da yaşayan diğer milletler huzur içerisinde hep beraber hayatlarını devam ettirmişlerdi. “Balkanlar’dan Rumeliden , Selanik’ten gelen muhacirler yapılan zulüm ve baskılardan dolayı ana vatanlarına dönmüşlerdi. 2023 yılı Yine seçim öncesi, Büyük Birlik Partisi  Genel Başkanı Mustafa Destici, katıldığı bir televizyon programında Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş için, “Adam Tito artığı. Gerçek soyadı Jusoviç. Alman istihbaratlarının kontrolünde yetiştiriliyorsun, Türkiye’ye gönderiliyorsun” Erkan Baş’ı eleştirebilirsin, Erkan Baş’ı sevmeyebilirsin bu bizi ilgilendirmiyor. Tito artığı.  Gerçek soyadı Jusoviç. Yuseviç’in  Yusufoğlu demek olduğunu  bilmiyor musunuz ! Alman istihbaratlarının kontrolünde yetiştiriliyorsun, Türkiye’ye gönderiliyorsun”. Yugoslavya’dan Anavatanımıza göç ettirilen milyonlarca insan var. Gönderilme değil Türklere ve Müslümanlara yapılan zulüm ve baskılardan dolayı göç ettirilme olayı var. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu bu sözleri asla söylemezdi ve de söyletmezdi. Türkiye’ye ANA VATANIMIZA geldikten sonra herkes kendisine ailesine  bir soyad aldı.Mademki ajan Devletin içişleri bakanı var. Neden İçişleri bakanına elinizdeki evrakları vermiyorsunuz da böyle mesnetsizce bir açıklamayı bir televizyon programında yapıyorsunuz. Devlet’in yapması gereken işlemleri sizler yapamazsınız. Rumeli camiası Dinini, Devletini, Bayrağını ve Toprağını sever. Vatanına ihanet etmez.Siyasetin asla girmemesi gereken alanlardan biri kişilerin etnik kökenidir. Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlardan Kafkaslara kadar kendisini bu vatanın evladı gören herkese kucağını açmış ve yıkılan bir imparatorluğun ardından kısa sürede ayağa kalkmayı bu birlik ve beraberlik sayesinde başarabilmiştir. 14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri öncesinde insanların kökeninin değil, ülkemizin geleceğine dair projelerin konuşulmasının uygun olacağını düşünüyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Muhacirler kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır. Sözünü hatırlatıyorum. Saygılar sunuyorum.