Zeytinburnu bir dönem İstanbul'un gece kondu semti olarak anılırdı. Bakırköy, Ataköy, Fatih,Güngören, Bağcılar ve bir çok semt arasında çok değer görmeyen işçi gariban sınıfının yaşadığı tekstil atölyeleri ve deri semti olarak anılırdı.
Zeytinburnu'na sahip çıkan değer katan değersiz olduğu dönemlerde dahi onların gözünde çok büyük değere sahip olan Zeytinburnu Halkı şimdi yaşadığı semtten dışlanmamakla karşı karşıya.
Vatan, üzerinde bağımsız yaşadığımız, milletimiz ve ailemizle hatıralarımızı oluşturduğumuz, kültürümüzün, devletimizin ve tarihimizin ortak öğesi toprak parçasına verdiğimiz isimdir.
Son dönemde gündeme gelen Kentsel Dönüşümü yasası ve on yıldır verdikleri mekanlarına sahip çıkma mücadelesi ile Merkezefendi Arnavut Mahallesi sakinleri bir kez daha gündeme geldiler.
Arnavutların 60 yıldır bitmeyen çilesi de kentsel dönüşüm denen hatta kültür vadisi projesine peşkeş çekilmek mi isteniyor? Rumeli topraklarından kopartılan bu insanlar bundan tam atmış yetmiş yıl önce anavatana dalga,dalga geldiler ve kendilerine derme çatma gece kondular kurarak Zeytinburnu’na sığındılar.
Zeytinburnu'nun o dönem en değersiz mezarlıkların içerisindeki bölgesine kültürleri ve yaşam tarzları ile sahip çıktılar değer kattılar. Sit alanı içerisinde kaldığı iddia edilen mahalle sakinlerinin tapu tahsis bölgeleri iptal edildi ve sokağa terk edildiler.
Geçen ay meclisten bir karar geçiren ak parti meclis üyeleri hem bu insanları başlarından atı İstanbul Büyükşehir'e gönderdiler. Hem de enkaz bedeli karşılığında yerlerini elerinden almak için meclisten birde övüne övüne bunlar işgalci deyip 30 bin lira karşılığında borçlandırılacaklarını söylediler.
Peki buna sessiz mi kalınacak diye Arnavut mahallesine gittim. Mahallede bir amca yanıma yaklaşarak oğul bunlar bizim yerimizi alıp İstanbul belediyesine gönderip seçtiğimiz insanlar bizleri görmezden gelip İstanbul belediyesine havale ettiler ya bende onları Allah'a havale ediyorum dedi.
İşte amcamızın bu yakarışı aslında her şeyi özetliyor.Bizim 70 yılık bir tarihimiz var burada babalarımız ta Rumeli topraklarından kaçıp gelip buralarda imkansızlıklarla yaşadı ve öldüler biz buralarda evlendik çocuk sahibi olduk.
Çocuklarımız anavatanda yetişti. Aynı kültür aynı bayrak aynı din aynı Allah'a inanan insanlar olarak bizde bu topraklarda yani Zeytinburnu'nda ölmek istiyoruz. Şimdi de dedelerimizin hatta babalarımızın kaderini bizlere yaşatmak istiyor yerlerimizi almak istiyorlar bunu bir türlü anlamış değilim.
Zeytinburnu Belediyesi, STK'lar, Yöneticiler vatandaşlarına sahip çıkmalı. Oturduğu semte değer kan insanlar bürokrasi uğruna sokağa terk edilmemeli yerinden yurdundan sürülmemeli..
KALIN SAĞLICAKLA