Bir zamanlar çok güzel bir ormanda koca bir çınar ağacı yaşarmış… Çınar ağacının 7 tane fidanı varmış…Koca çınar onları o kadar çok severmiş ki , geniş dallarının altından hiç ayrılsın istemezlermiş.Fidanlar büyüdükçe çınarında dalları büyür genişler her daim fidanları korur gözetirmiş…Koca çınar, yağan yağmuru yapraklarına toplar böylece fidanlarını beslenirmiş…Fidanlarına azla yetinmeyi ve sabrı öğretmiş bu şekilde…
Koca çınar dev gövdesini siper etmiş fidanlarına ,dallarıyla savurmuş gelen tehlikeleri….Yapraklarına çarpan rüzgarı melodiye çevirip şarkılar söylemiş fidanlarına…Fidanlar büyümüş büyümesine ama koca çınarda çok yorulmuş…Artık esen sert rüzgarlarda kıvrakça salınamıyor yaşlı gövdesinde yorgunluğun sesleri duyulur olmuş…Artık yapraklarının da eski rengi yokmuş…Mevsimlerden sonbahar değilmiş ama koca çınar hayatının sonbaharını yaşıyormuş….
Fidanlar genç birer ağaç olmuşlar hayatlarının baharını yaşıyorlarmış… Ama koca çınar hayatının kış mevsiminde bir Cuma sabahı ansızın devrili vermiş…
Koca çınar devrilirken bile asaletle devrilmiş… hiçbir yavrusunun üstüne değil de kendi elleriyle serdiği yapraklarının üstüne bırakmış kendini. Giderken yavrularına dört şey bırakmış. Adaletli olmayı, şefkatli olmayı, yalan söylememeyi ve doğruluktan ayrılmamayı.
İşte bu Ulu çınar bizim babamız. Babamızı, bu koca çınarı bir Cuma sabahı ansızın kaybettik.
Evimizin direğini yitirdik… öksüz kaldık. Öldüğünde yanına varamadım öpüp koklayamadım. Sanki hiç ölmemişti. İçimden kalk Ahmet ağa, ölüm sana yakışmıyor. Kalk da oğluna son bir kez o dev gövdenle sarıl. Benim arkamdan üzülmeyin ben mutluyum de. Ama musallat taşında son kez kardeşlerimle sana baktığımızda gülümseyen gözlerin, ben sizlere bunu söylemeyeceğim siz anlayın dercesine bize mesaj veriyordu.
Belki çok saçma sapan cümleler kurdum. Ama beni hoş karşılayın. Baba acısı bunu anlatacak hiçbir kelime hiçbir cümle yok. Acımız, acım çok büyük. Ne yapsam olmuyor. Unutamıyorum. Sanki kolum kanadım kırılmış, dünya başıma yıkılmış.
Hatırlıyorum da öyle bir yürüyüşü vardı ki sanki dağlarda onunla yürür yürüyüşünde asalet bakışlarında şefkat vardı ve oldukça otoriterdi.
Eli açık, dostuna dost, düşmanına düşmandı, mertti. Babam kendi oğlunun ceza alması pahasına doğruluktan ayrılmamış bir adamdı…
İşte benim aslan babam geriye kalan sensizlik ve dudaklarımdan dökülen dualar… Allah rızası için El Fatiha… Sensizlik zor be Ahmet Baba …Allah Rahmet Eylesin
BENİM BABAM ANADOLUYDU
Benim BABAM, Hiç kötülük yapmadı kimseye, Dürüstlük hep ilkesi oldu, Yön verdi iyiye, güzele, Benim babam Anadoluydu, Özel adamdı, güzel adamdı, Babam benim adam gibi adamdı, Hiç kula kul olmadı, Haram'a hiç dokunmadı, İyiliğe yaklaştı, kötülüğe bulaşmadı, Benim babam Anadoluydu, Özel adamdı, güzel adamdı, Babam benim adam gibi adamdı
RUHUN ŞAD MEKANININ CENNET OLSUN BABACIĞIM….