Üç bayramı bir arada kutladık
30. Ağustos Zafer Bayramı’nın 89. yıl kutlaması.
Şeker Bayramı ( Ramazan Bayramı)’nın ilk günü kutlaması.
Türk Silahlı Kuvvetler Günü kutlaması
İlçemizde, Hükümet Konağı önünde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı, Çevre Haftası, Eğitim yılı yılın ilk günü kutlaması Cumhuriyet Bayramı, Atatürk’ün Ölüm Yıldönümü ve Atatürk’ü Anma, İstanbul’un Kurtuluşu’nun kutlaması törenleri yapılıyordu. İlçemiz 15. Dönem Kaymakamı Mustafa PEKDEMİR dönemine kadar ilçemizde 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlaması hiç yapılmamıştı. O dönemin Garnizon Komutanlığı Temsilcisi, Askerlik Şube Başkanı Personel Kıdemli Binbaşı Cenk ALPAN 30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri için Kadıköy’de düzenlenen etkinliklere iştirak ediyordu.
Kadıköy İstanbul’un bir ilçesiydi. Zeytinburnu’da İstanbul’un bir ilçesi. O ilçe deniz kıyısındaysa bizim ilçemizde deniz kıyısındaydı. 30 Ağustos Zafer Bayramı bizim ilçemizdeki Hükümet Konağı önünde neden kutlanmıyor veya kutlanamıyordu. O zaman Cenk ALPAN’la konuştuk. İlçemizde yapılması çok zor dedi. Israr ettim, Bu tören ilçemizde yapılır ve yapılmasını da hep birlikte sağlarız dedim.
Ardı ardına bir kaç kez köşe yazılarımda bu konuyu işledim ve ilgililere onlarca soru sordum. Kaymakam Mustafa PEKDEMİR bu konu üzerinde hashasiyetle durdu. Personel Kıdemli Binbaşı Cenk ALPAN ile konu hakkında yapılabilirleri tartıştı. Mustafa PEKDEMİR Ankara’da bir fiil 12 yıl Başbakan Müşteşarlığı yaptığı için bu usül ve girişimleri çok iyi biliyordu. PEKDEMİR çalışmaları başlattı ve tüm ilgililer ile girişimlerde bulundu.
Bir gün, gazetemize İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından bir tören davetiyesi geldi. Tören davetiyesi 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın Zeytinburnu Hükümet Konağı önündeki tören alanında yapılacak olan tören ile ilgiliydi. Tören alanında hazırlıklar yapılırken ilk önce o zaman ANAP Meclis Üyesi olan Mustafa YİĞİTOĞLU geldi. Merakla çalışmaları izliyordu. Tabii ki ben de erken saatlerde aynı meraklarla oradaydım.Alan kalabalıklaşmaya başladı. Askerlik Şube Başkanı Kıdemli Personel Binbaşı Cenk ALPAN yanıma geldi. “ Vallahi helal olsun Alpay abi. Bu yıl olmasa bile sen bu konu üzerinde ısrarla durur ve bu törenin yapılması için yine çabalardın. Kaymakam Mustafa PEKDEMİR bey de konu ile yakinen çok ilgilendi ve yoğun çaba harcadı” demişti.
Şimdi ilçemizde resmi kurum ve kuruluşların iştirak ettiği ve Hükümet Konağı önündeki tören alanında 6 törende çelenk sunumları yapılıyor. Fakat hiçbir tören 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlama Töreni gibi cılız, ilgisiz, ciddiyetsiz kutlanmıyor. Protokol usulen her zamanki yerinde. Tüm ciddiyet üzerlerinde. Her ne kadar Kaymakam Mustafa DÜNDAR safta protokol ile siyasi parti ilçe liderlerinin de yanlarında durmalarını istese de bir curcuna görüntü oluşuyor. Zaten önemi büyük olan bu bayrama tüm siyasi partiler de katılmıyor. Hele hele bir siyasi parti uzun zamandır tören alanında hiç yok. Bazen protokol ilgilileri bile tören alanına geç geliyor. Örnekleri de her zaman tartışılıyor.
Her zaman yazıyorum ve yine de yazmaya devam edeceğim. Tören alanı ve törende çelenk sunumu büyük ciddiyettir ve ciddiyetlilik ister. Kurum ve kuruluşların çoğu koydukları çelenge karşı saygı ve selam duruşu yapıyorlar. Bu gözlerden kaçmıyor. Veya Atatürk Anıtı’na, Atatürk adına saygı duruşu yapılıyor. Selam yine Atatürk Anıtı’na veriliyor. Olmadı beyler. Saygı duruşunda Atatürk Anıtı’na doğru birkaç saniye eşitlik halinde saygıda durun ve Türk Bayrağı’na başınızı hafifçe çevirerek selam veriniz. Hiçbir kurum ve kuruluş Askerlik Şube Başkanlığı’nın çelenk sunumuna dikkat etmiyor. Şekil 1 A orada, gören yok
Şimdi hiç kimse kırılmasın ve darılmasın. Protokol dahil olmak üzere çelenk konulurken o ekibin tamamı neden çelenk ile konuma hareketleniyor? Liderlik yapan kişi selamlama alanındaki noktaya direkt gitmeli. Çelenk koyacak olanlar bir çelengi koyamayacak kadar acemi değil herhalde. Lider saygı duruşu ve selamlama noktasına gitmeli. Çelenk koyanlarda durum şekline göre liderin sağı ve sonuna geçmeli. Çelenk 10 santim önde, 5 santim sağda olsa ne fark eder. Ölçen biçen mi var? Protokol de buna rikkat etmeli.Asker, Polis, Zabıta bu işi biliyor. Lider, noktasına geçip çelenk koyan iki kişiyi sağına ve soluna beklemeli.
Dalga geçenleri de görüyoruz. Çelengi koyup “ Selamün Aleyküm” diyen bile var. Çelengi AK Parti çelengi veya CHP çelengi yanına koymak için şekillenenler bile var. Gülüyoruz ağlanacak halimize. Yakası yağlı kazaklar, ütüsü kaçmış kravatsız mintan giyimleri, bazı bayanlarda çanta omuzda çelenk konumları. Güneş gözlüğü ile sunumlar. Adamın gözü yanacak. 50 derece sıcaklık var ya. Allah Allaaaah. Bu ne iştir arkadaşlar.
Tören bitiminden sonra çiçekli çelenklerin çalınma ve en yakın çiçekçilere ayak tahtası fiyatına 3 – 4 liraya satılma yarışı başlar. Her zamanki terane. Yayınladık ve yayınlamaya da devam edeceğiz. Töreni hazırlayan kurumlar bu noktayı nasıl es geçer bunu anlamak zor. 90 yıllar öncesi savaşlar yapıldı. Asker, sivil, kolluk kuvvetleri canlar verip şehit oldular. Şimdi de sokaklarda yaygara yapıyoruz “ Şehitler ölmez vatan bölünmez “ Arkadaş o şehitler için yapılan törenlerde ciddi giyinmiyor ve kravatsız şekilsiz, şemalsiz çelenk sunumu yapıyorsunuz. Bir de “ Nasıl; çelengi yerine iyi koydukmu” diye sırıtıyorsunuz. Olmaz böyle bir şey. Kaymakamlık ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki bu törenler için tüm kurum ve kuruluşlara daha ciddi olmaları ve kurallar ile ilgili birer yazı gönderilmeli. Yahut da protokol haricinde çelenk sunumları yapılmamalı. Şimdi birileri bu yazıyı okurken “ Sana ne be arkadaş, seni ne ilgilendiriyor yaauv” diyebilir. Patagonya da veya Uganda da yaşamıyoruz. Tüm dünya ülkelerinin üzerinde gözü olduğu bir ülkede, yani Türkiye’de ve bu Misa-ki Milliye sınırları içerisinde yaşıyoruz. Her şey özde olmalı, sözde değil.