9 vatandaşımız insani yardım uğruna bile bile şehitlik mertebesine gittiler. Şehit oldular zira şehitliğin 6 mertebesinden biri de din karşıtı saldırıda hayatlarını yitiren Müslüman’lara Allah (cc) tarafından vakfedilmiş bir ünvandır.
9 vatandaşımızı şehit edenler kiralanmış gözü kara lejyon askerleridir. Özellikle seçilmişlerdir. Hocalı katliamını yapan Ermeni kökenli dönme Yahudi’lerdir.Rasgele yapılan gerçek mermili saldırıda Türkçe’yi bilen askerler seçilmiştir ki hedef Türk’lerdir.
MESELE ; insani yardımı engellemek değil İsrailli katil askerlerin “ONE MİNUTE HA”diye haykırıp ateş etmeleridir. Uluslar arası kara sularında 73 deniz mili mesafede hiçbir literatüre uymayan bir saldırı yapılıyorsa,Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN’ın, “ Tevrat’ta öldürmeyeceksiniz diye yazar. Siz insan öldürmeyi, masum insanların ve çocukların üzerine bomba atmayı iyi bilirsiniz” sözlerini kanıtlamaktır.
Bu saldırıyı ABD’nin aslında KARA olan adamı “BERRAK OBAMA” bal gibi de biliyordu.Beyaz Saray’da biliyordu. Buna karşı çıkan Lübnanlı bir Hristiyan olan ABD’li ve 67 yıllık gözü kara gazeteci HELEN THOMAS’ın “ Yahudi’ler Filistin’i terk edip Almanya’daki,Polonya’daki evlerine dönsünler. Filistin’e ait olan topraklardan defolup gitsinler. Orası Filistin’in toprakları. Almanya veya Polonya toprağı değil” diye yaptığı açıklamanın YOUTUBE’den yayınlanmasının ardından çalıştığı HEART AJANS’tan kovulması ve emekliye ayrılması, BEYAZ SARAY’ın lobilerin ne denli çalıştığının kanıtıdır. HELEN bile isyandadır artık.
MESELE; Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarının 6. Filo askerlerini Dolmabahçe’den boğazın sularına atıp İSRAİL ve emperyalist ülkeler aleyhinde yaptığı karşıtlamanın 40 yıl bektetilmiş intikamıdır. MESELE meydanlarda “Biz bağırır çağırırız” konumu değil, iki ülke arasındaki DAVOS gerginliğinin İsrail korkaklıklarının örtüye büründürülmesine geçilmesidir. MESELE; ASYA İŞBİRLİĞİ ve GÜVEN ARTTIRICI ÖNLEMLER ZİRVESİ (AİGK / CİCA) liderliğinin Türkiye’ye geçişinin önceden bilinmesi ve İsrail’in buna siyasi gizemlilikteki tahammülsüzlüğüdür.
MESELE; İsrail’lilerin dini kitapları olan TEVRAT’a ve Paygamberleri olan Hz. Musa’ya karşıt olma eyleminin başlaması ve Kızıldeniz’den nasıl geçildiğinin unutulmasıyla İsrail’lilerin kendi ruh yaşantılarında Firavunlaşması’dır. MESELE; İsrail’lilerin kendi din kitaplarını tekrar takrar okuması değil, TEVRAT’ın evlerinde ve kitaplıklarında bir süs olarak kullanılmasıdır.
MESELE; 10 Ekim 1971 yılında Deniz GEZMİŞ, Yusuf ASLAN, Hüseyin İNAN ve 17 arkadaşı için verilen idam kararını Ankara 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Ali ELVERDİ’nin kararı okuyarak kalemini kırması ve 6 Mayıs sabahı aynı kişinin bu asılmalara yaptığı tanıklığın 37 yıl sonra yön değiştirip ERGENEKON’a dönüşmesi ve bu davada Haziran ayı itibariyle 13. Ağır Ceza Hakimi Köksal ŞENGÜN’ün bile telekulak olayına takıldığının ortaya çıkmasıdır. Asıl MESELE toplumsal Güvensizlik kirliliğidir. Asıl MESELE; iktidar partisi ve muhalefet partilerin laf yarıştırmasının bırakmamasıdır. 12 Eylül Referandumu’nun gündemden uzaklaştırılmış olması ve 9 insanımızın şehit edilmesinin meydanlarda nutuk olarak değerlendirilmesidir. O zaman 44 yıl evvel bu günü yansıtanlar neden idam edildiler? İsrail’e karşı oldukları, Filistin Halkı’nın yanında oldukları içinmi idam edildiler? O zamanda İsrail’in her tutumuna karşıtlık vardı, şimdi de var. Peki o zaman MESELE neydi? Herhalde o zaman ABD ve İsrail ve HAÇLILAR öyle istemişti. Bunun başka izahı yok.
ASIL MESELE; İstanbul’un Düşman İşgali sırasında yurdumuzun 10 parçaya bölünüp Yahudiler’in İRAN, IRAK, SURİYE sınırlarının takribi 80 kilometrelik enine tasarlanmış özel sınır alanını planlamasına rağmen bunu oluşturamamasıdır. Bu parçalanma haritasının aslı İZMİT’te bir firma
sahibinde ve kopya çekimi de şahsımda bulunmaktadır. Diğer bir Asıl MESELE; İsrail’in karşıt olarak SİVİL GEMİ MİSİLLEMESİ ile “ İsrail Ulusal Öğrenci Birliği”nin Kürt kökenli vatandaşlarımıza yardım gemisi gönderip etnik yaşamı karga tulumba etmeye çalışmasıdır. AK Parti ‘nin kararlı ilerleyişini engellemek ve Türkiye’yi karıştırmaktır. AB ülkeleri de İsrail’in bu tutumunu destekleme yapmıyor mu?
Bırakın artık meydan kavgalarını. Bırakın iktidar ve muhalefet kavgalarını. Misaki Milliye sınırları içerisindeki ulusal yaşamı tehdit edenlere karşı artık elbirliği olma zamanıdır. 2011 seçimlerine hayli bir zaman varken fikir libasları içerisinde şekilden şekle girmeye gerek yok. ABD’nin BERRAK OBAMA’sı körfez kirlenmesine çok çok üzülürken İran ve Irak arasında muazzam bir köprü vazifesi gören TÜRKİYE’nin nasıl parçalanması hesaplarını yaptığı göz önüne getirilmesidir.
Bizin en büyük düşmanımız BEYAZ SARAY’dır. Yahudi ve Ermeni Lobisi’nin Beyaz Saray’ı hakimiyet altında tuttuğu da unutulmamalıdır. Türkiye’yi soyup sovana çevirenleri, ülkesi içinde barındıran dünyanın bir numaralı soykırımcısı ABD, siyasi karışıklıkların SERDÜMENİ durumunda olmaktan asla vazgeçmemiştir?
İzmir’de Türk Askeri’nin denize döktüğü Yunanlılar’ın arkada bıraktıkları silah ve teçhizatların müttefikimiz olan ABD’den alındığı tarihçilerce ispatlanmış ve tarih kitaplarda da kanıtlamıştır. Bu ortam romanlara bile konu olmuştur. Kasırgalar, tayfunlar, en büyük depremler, alayi muazzama yangınlar, körfez kirlenmeleri, Allah (cc)’nin ABD’ye verdiği cezaların kanıtıdır. Kindi peygamberlerine ve din kitaplarına tamamen aykırı davranan kavimler Allah (cc) tarafından bir canlı bile arkada bırakılmaksızın yeryüzünden yok edilmişlerdir. Firavunlaşan İsrail’in bilinmeyen bir virüs ile yok edilmeleri çok yakındır.
ABD’nin her zaman başrolü kapıp ASIL OĞLAN’ı oynaması ve İSRAİL’in başrolü kapmak isteyen figüranlıktan çıkmaya çalışmasına TÜRKİYE asla ortalığı karıştırma filminin dekoru olmayacaktır.Bırakın “ RECEP “ laflarını, Bırakın “ TENEKEYİ ALTINLA KAPLASALAR YİNE TENEKEDİR” laflamalarını. Alperenlik 5000 yılı aşıp gelmiştir bu zamana, CHP 87 yıldır her zaman varolmuştur. CHP, DP, ANAVATAN, DYP ve ardından 1946 yılından itibaren 64 yıldır isim değişikliklerine gidilerek bu güne değin 4. büyük hükümeti oluşturan AK Parti; Türkiye Cumhuriyeti gelişmesine her zaman değerli adım atan kuruluşlar ve toplumlardır. Bizler yurt içinde birbirimizi yemeye çalışırken 711 yıldır bizi yok etmeye çalışan HAÇLILAR hiçbir zaman boş durmamışlardır. Şimdiden, şimdi birlik ve dirlik zamanıdır. Bu birlik olmazsa isimler silinen siyasi parti listesine girer. Çünkü HAÇLILAR’ın seferi askeri değil, yıllardır SİYASİ ve EKOLOJİK’tir.