SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Mehmet Alpay
Köşe Yazarı
Mehmet Alpay
 

KIRIM KANAMALI KONGO KENESİ

Kene mevsimi henüz başlamadı; fakat yurdumuzda üç kişi kene ısırmasından hayatını kaybetti. Hani derler ya ecelin ne bir saniye öncesi ve nede bir saniye sonrası vardır. Vakti vade gelip içecek suyu bile kesilirse MORTİNGEN olur doğan her canlı. KIRIM'cılar vardır taşaron cinsinden. Müteahit işi alır, taşarona verir ucuzundan . Taşaron da işi halt eder bırakır orta yerde. Dağda koyun güdemeyen, düz yolda keçiyi kaybeden ucuz işçiler, kaçak işçiler ormandaki ve kırsaldaki keneden de korkunçtur. İnsanı değil, medeniyeti ve toplumsal yaşam ortamlarını ısırıverir orta yerinden. Siyasetin içerisinde de böyle ucuz kırımcılar vardır. Kırarlar, fakat zaman sonrasında onları kırar diğer kırımcılar. KANAMALI hastalar vardır. Bedenleri veya organları kanamalı değildir de, beyinlerinde fikir kanamaları vardır. Sulu beyinliler familyasının bir türü olan bu insanlara Notradoumus'un kehanetlerinde bile rastlanmaz. Kuru ve ısırgan dilleri hakiki ısırgan otunun bile kalbini kırar. Bu sulu beyinler familyasının türleri bilhassa siyasiler arasında bulaşıcı bir hastalık yayarlar. İlacı, aşısı veya her hangi bir serumu yoktur. Tek bir çaresi vardır.                   Kireçe bulandırılıp mikropları çevreye yayılmasın diye radyal betonlu bir çukura atılmaları yeterlidir. KONGO: Yamyamların kendi cinslerini bile yediği bir ülkedir. Bu güne kadar bu yamyamlardan protez bacaklı bir kişi kurtulmuştur. Zira yamyamlar önce tahta protezli bölümü ısırınca " Tuuh be, bununda her tarafı budaklı ağaç gibi. Yemeyin, zehirlenirsiniz, SAV'ın gitsin bu beyazı" derler. Öylesine yamyamcı bir ülkedir bu “ KONGO ” KENESİ: Kenesi ile meşhurdur ülkemin siyaseti. Öylesine keneler vardır ki. 50 yılı aşkın bir zamandır birisinin kanını kemirirler de doymak bilmezler. Bakarlar ki Alyuvar'ları, Akyuvar'ları bol ve taze kan dolu biri gelmiştir. Eski bedeni terk eder ve yeni bedenin önce paçasına yapışırlar. Yuvar'ların savaşçı olduğunu düşünemezler .  Bu keneler sabahları paça-kelle çorbası içmeye de bayılırlar ve o nedenlede insanların paçalarından bedene girmeye çalışırlar. Bu nedenle bu gibi kene insanlar hemen savılmalı. Bir DENİZ'in yok olmasında kılı bile kıpırdamayanlar ikinci DENİZ'in yok olmasına aldırırlar mı hiç? İşte bunlar ve  benzerleri de siyasetin KONGO KENESİ'dir. Bu başlık kelimeleri birleştirdirdiğiniz zaman karşınıza   KIRIM KANAMALI KONGO KENESİ çıkar. Bir parti içerisinde oluşturulmaya çalışılan gizli Siyasi Cunta'lar her zaman yıkılmaya ve hesap sorulmaya hazır ol şeklinde bekler. Onlara  "Rahat Ol" komutu yoktur. Bukalemun bile şaşar çok çabuk renk değiştiren bu siyasilere. Şaşırır; zira ortam yeşil iken o siyasinin rengi kara,   meydan 6 oklu kırmızıyken onların rengi kapkara olur kulislerde. Bukalemun bile olmayı becere-mezler. Zira TBMM Yağmur Ormanları değildir.Kapı arkasına ve ofise böcek yerleştirenler  bukalemun görünümdeki bir veya birkaç siyasimidir? O zaman yok edilen DENİZ'in 18 yıllık dalgalanmaları arasında kıyılara savrulmayan ve hep yüzeyde kalan tahta ve odun parçacıklarını sayısal  olarak bir listeye alın. Bu tahta parçaları okyanus gibi İKİ DENİZ arasında kalıp zamanla çürüyüp suyun dibine çöker elbet. İnsan gibi insan, adam gibi adamlar her zaman BAY kalır. Çünkü bu BAY'ın üzerinde 86 yıllık bir siyasi partinin eskimez ATLASTAN YAPILMIŞ BİR LİBAS'ı vardır. Tarihlere bakıldığı zaman Kral'ların, İmparator'ların mutlak bir soytarıları vardır. Komiktirler, güldürüler insanı. Ama bir sürçü lisanda bile bu soytarılarında kelleleri vurulmuştur. Şimdi sıra ofise ve dinlenme odasına konulan iki veya çoğul böceği yerleştiren Kırım kanamalı Kongo Kenesi soytarısını bulma zamanıdır. Bulamazsanız yazık olur. 12. Eylül 2010  tarihli referanduma ve 2011 genel seçimlere kadar daha çok kişiyi bu Kırım Kongo Kanamalı Kene ısıracaktır. Şimdi dezenfektan zamanıdır. Uzaylı adam  benzeri elbiseleri giyip, camgöz başlıkları takıp, keneleri temizleme zamanıdır. Zira 86 yıllık Siyasi Mücadele bunu gerektirir. Keneler ve keneciler yok edilmelidir. KILIÇDAROĞLU bu böcekçiyi bulur elbet.
Ekleme Tarihi: 26 Mayıs 2010 - Çarşamba

KIRIM KANAMALI KONGO KENESİ

Kene mevsimi henüz başlamadı; fakat yurdumuzda üç kişi kene ısırmasından hayatını kaybetti. Hani derler ya ecelin ne bir saniye öncesi ve nede bir saniye sonrası vardır. Vakti vade gelip içecek suyu bile kesilirse MORTİNGEN olur doğan her canlı.

KIRIM'cılar vardır taşaron cinsinden. Müteahit işi alır, taşarona verir ucuzundan . Taşaron da işi halt eder bırakır orta yerde. Dağda koyun güdemeyen, düz yolda keçiyi kaybeden ucuz işçiler, kaçak işçiler ormandaki ve kırsaldaki keneden de korkunçtur. İnsanı değil, medeniyeti ve toplumsal yaşam ortamlarını ısırıverir orta yerinden. Siyasetin içerisinde de böyle ucuz kırımcılar vardır. Kırarlar, fakat zaman sonrasında onları kırar diğer kırımcılar.

KANAMALI hastalar vardır. Bedenleri veya organları kanamalı değildir de, beyinlerinde
fikir kanamaları vardır. Sulu beyinliler familyasının bir türü olan bu insanlara Notradoumus'un kehanetlerinde bile rastlanmaz. Kuru ve ısırgan dilleri hakiki ısırgan otunun bile kalbini kırar. Bu sulu beyinler familyasının türleri bilhassa siyasiler arasında bulaşıcı bir hastalık yayarlar. İlacı, aşısı veya her hangi bir serumu yoktur. Tek bir çaresi vardır.                   Kireçe bulandırılıp mikropları çevreye yayılmasın diye radyal betonlu bir çukura atılmaları yeterlidir.

KONGO: Yamyamların kendi cinslerini bile yediği bir ülkedir. Bu güne kadar bu yamyamlardan protez bacaklı bir kişi kurtulmuştur. Zira yamyamlar önce tahta protezli bölümü ısırınca " Tuuh be, bununda her tarafı budaklı ağaç gibi. Yemeyin, zehirlenirsiniz, SAV'ın gitsin bu beyazı" derler. Öylesine yamyamcı bir ülkedir bu “ KONGO ”

KENESİ: Kenesi ile meşhurdur ülkemin siyaseti. Öylesine keneler vardır ki. 50 yılı aşkın bir zamandır birisinin kanını kemirirler de doymak bilmezler. Bakarlar ki Alyuvar'ları, Akyuvar'ları bol ve taze kan dolu biri gelmiştir. Eski bedeni terk eder ve yeni bedenin önce paçasına yapışırlar. Yuvar'ların savaşçı olduğunu düşünemezler .  Bu keneler sabahları paça-kelle çorbası içmeye de bayılırlar ve o nedenlede insanların paçalarından bedene girmeye çalışırlar. Bu nedenle bu gibi kene insanlar hemen savılmalı. Bir DENİZ'in yok olmasında kılı bile kıpırdamayanlar ikinci DENİZ'in yok olmasına aldırırlar mı hiç? İşte bunlar ve  benzerleri de siyasetin KONGO KENESİ'dir. Bu başlık kelimeleri birleştirdirdiğiniz zaman karşınıza   KIRIM KANAMALI KONGO KENESİ çıkar.

Bir parti içerisinde oluşturulmaya çalışılan gizli Siyasi Cunta'lar her zaman yıkılmaya ve hesap sorulmaya hazır ol şeklinde bekler. Onlara  "Rahat Ol" komutu yoktur. Bukalemun bile şaşar çok çabuk renk değiştiren bu siyasilere. Şaşırır; zira ortam yeşil iken o siyasinin rengi kara,   meydan 6 oklu kırmızıyken onların rengi kapkara olur kulislerde. Bukalemun bile olmayı becere-mezler. Zira TBMM Yağmur Ormanları değildir.
Kapı arkasına ve ofise böcek yerleştirenler  bukalemun görünümdeki bir veya birkaç siyasimidir? O zaman yok edilen DENİZ'in 18 yıllık dalgalanmaları arasında kıyılara savrulmayan ve hep yüzeyde kalan tahta ve odun parçacıklarını sayısal  olarak bir listeye alın. Bu tahta parçaları okyanus gibi İKİ DENİZ arasında kalıp zamanla çürüyüp suyun dibine çöker elbet. İnsan gibi insan, adam gibi adamlar her zaman BAY kalır. Çünkü bu BAY'ın üzerinde 86 yıllık bir siyasi partinin eskimez ATLASTAN YAPILMIŞ BİR LİBAS'ı vardır.

Tarihlere bakıldığı zaman Kral'ların, İmparator'ların mutlak bir soytarıları vardır. Komiktirler, güldürüler insanı. Ama bir sürçü lisanda bile bu soytarılarında kelleleri vurulmuştur. Şimdi sıra ofise ve dinlenme odasına konulan iki veya çoğul böceği yerleştiren Kırım kanamalı Kongo Kenesi soytarısını bulma zamanıdır. Bulamazsanız yazık olur. 12. Eylül 2010  tarihli referanduma ve 2011 genel seçimlere kadar daha çok kişiyi bu Kırım Kongo Kanamalı Kene ısıracaktır. Şimdi dezenfektan zamanıdır. Uzaylı adam  benzeri elbiseleri giyip, camgöz başlıkları takıp, keneleri temizleme zamanıdır. Zira 86 yıllık Siyasi Mücadele bunu gerektirir. Keneler ve keneciler yok edilmelidir. KILIÇDAROĞLU bu böcekçiyi bulur elbet.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.