SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI

Kültür turizminde yeni destinasyon 'Zeytinburnu'

GÜNDEM 24.10.2020 - 10:12, Güncelleme: 24.10.2020 - 10:12
 

Kültür turizminde yeni destinasyon 'Zeytinburnu'

1970'lerden 1990'ların sonuna kadar şehrin dışı, gecekondu bölgesi, sonradan oluşan bir yerleşim gibi görülen Zeytinburnu, tamamlanan Kültür Vadisi Projesi ile İstanbul'un yeni kültür turizmi destinasyonu olarak hayat buldu. Kazlıçeşme Sanat Merkezi'nin zemininde bulunan mozaik ise yakın zamanda müze olarak ziyaret edilecek. Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, 20 yılda yaşanan kültürel dönüşümü Akşam Cumartesi'ye anlattı.

Uzun yıllar farklı amaçlar için hizmet veren Zeytinburnu Belediyesi’ne ait Kazlıçeşme’deki tarihi bina artık bir sanat merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Üç yıl önce başlayan restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait zemin mozaikleri ise binanın yeni kimliğine yakın zamanda bir de müze özelliği ekleyecek.Bir dönem Zeytinburnu Belediyesi başkanlık binası olarak hizmet veren bina 18. yüzyılda Zeytinburnu Askeri Hastanesi olarak inşa edilmiş. Subay çocukları için yurt, askerlik şubesi, tanzim satış yeri şeklinde de değerlendirilen yapının zemininde bulunan mozaikler ilçenin yeni bir turizm destinasyonu olması için de imkân sağlayacak.Binadaki mozaiklerle ilgili bu hafta yapılan sempozyum, söz konusu kalıntıların hem İstanbul’un hem ilçenin geçmişine dair hangi verileri barındırdığını kayıt altına aldı.Kazlıçeşme Sanat Merkezi’nde Zeytinburnu ilçesinin hem mozaikler hem de 25 yıldır devam eden kültürel projeler ile nasıl bir Kültür Vadisi haline dönüştüğünü Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ile konuştuk.Kazlıçeşme Sanat Merkezi Zeytinburnu’nda uzun yıllardır devam eden Kültür Vadisi Projesi’nin bir parçası mıdır? Burada 1999’da başlayan büyük bir restorasyon hareketi var. Sahilden başlamak üzere şimdi içinde bulunduğumuz yapı, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii, Kazlıçeşme’deki Fatih Camii ile başlayıp sur boyunca devam eden en son Takkeci İbrahim Ağa Camii’ne kadar uzanan irili ufaklı 25’i aşkın kültür varlığı mevcut.Zeytinburnu, kültür turizmi bakımından adından daha çok söz edilen bir ilçe olacak.  İSİM BABASI TURGUT CANSEVER Aralarında Yenikapı Mevlevihanesi, Seyit Nizam Tekkesi, Merkez Efendi gibi yapıların da bulunduğu bu eserler geçtiğimiz yirmi yılda restore edildi. O dönemde bendeniz de burada belediye başkan yardımcısıydım. Rahmetli bilge mimar Turgut Cansever’in isimlendirmesiyle bu bölgeyi Kültür Vadisi olarak adlandırmıştık. Şimdi içinde bulunduğumuz yapı da bu projenin bir parçası ve yeni dönemde Kazlıçeşme Sanat adını verdik. Bu yapıların bir çoğunda eklentiler, işgaller vardı. Seyid Nizam Tekkesi eklentilerle cami haline getirilmişti; yeni dönemde tekke orijinal yapısına kavuştu. Merhum Süheyl Ünver’in bir defterinde Seyid Nizam’ın resmi vardı. Ona uygun olarak restore edildi. Velhasıl geçtiğimiz 20 yılda Kültür Vadisi olarak adlandırdığımız bölüm Zeytinburnu’nun sahilinden başlayıp uç sınırımıza rahmetli Turgut Özal ve Menderes’in kabirlerine kadar uzanan bölümdeki bütün kültürel ve tarihi varlıklar restore edilip yeni fonksiyonuna kavuştu. O zaman Zeytinburnu Belediye Başkanı olan Murat bey ve bilge mimar Turgut Cansever ile burayı birlikte gezmişlerdi. İlk eskizleri Turgut beye aittir. Şimdi Millet Kıraathanesi olarak kullanıldığımız bölümün eskizi de Emine Öğün tarafından tamamlandı. NE TÜR YENİ FONKSİYONLAR KAZANDIRILDI BU YAPILARA? Sözgelimi içinde bulunduğumuz yapı o dönemde Zeytinburnu Belediye Başkanlık binası olarak kullanılıyordu. Zeytinburnu Belediye Başkanlığı yeni binasında hizmet vermeye başlayınca buraya kültür fonksiyonu kazandırdık. Bu binanın alt katında sergi salonu var. Restorasyon sırasında mozaik keşfedildi. O kısmı teşhire açılmıştı ancak daha sonra mozaiğin geometrik desenlerinden hareketle dışarıda devam ettiği kanaati bizde hâsıl oldu. Deneme kazısı yaptık. Otopark olarak kullanılan bölümde de mozaik çıktı. Şimdi dışarda yeni keşfettiğimiz mozaiğin de konservasyonu ve teşhiri için çalışıyoruz. Bu vesileyle buradaki mozaiğin niteliği ile ilgili Mozaik Sempozyumu planladık. Uzmanlar, akademisyenler, ilgililer burada keşfettiğimiz mozaiğin Türkiye ve dünyadaki yerine dair değerlendirmelerde bulundular. Bu araştırmaların da devam edeceğini düşünüyoruz. Bu binanın son katında da sanat alanında akademik çalışma yapanların istifade edebileceği bir sanat ihtisas kütüphanesi hazırlıyoruz. Önümüzdeki haftalarda orayı da inşallah İstanbullu sanatseverlerin hizmetine sunacağız. Dolayısıyla sergi salonuyla, sanat galerisiyle, sanat kütüphanesi arasında bir bağlantı kurmuş olacağız. Burada keşfettiğimiz mozaik de tamamlanınca bir mozaik müzesi haline getirmek istiyoruz. Yan tarafta da Asitane Vakfı’yla Geleneksel ve Doğal Kağıt Üretim Atölyesi’ni faaliyete geçti. Kasım ayından itibaren yeni öğrenci kabul etmeye başlayacağız. Yeni dönemde Kazlıçeşme Sanat inşallah İstanbul’un yeni kültür sanat mekânlarından biri haline gelecek. Camilerdeki restorasyonlarda elbette bir değişiklik yok. Ama biz 1999’da Zeytinburnu Belediyesi’nde Murat beyle birlikte göreve başladığımızda Yenikapı Mevlevihanesi yangın geçirmişti ve metruk haldeydi. Orayı Vakıflar Genel Müdürlüğü restore ettirdi ve yeni dönemde bir vakıf üniversitesi olan Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi olarak kullanıyor. Mevlevihane’nin semahanesi de yeniden ihya edildi. BU İHYA SÜRECİ SONRASI KÜLTÜR VADİSİ İLE İLGİLİ HEDEFİNİZ NEDİR? Yeni dönemde Zeytinburnu’nun kültür turizmi için yeni bir cazibe merkezi olacağına ve İstanbul’un kültür turizminden daha çok pay alabileceğine inanıyoruz. Bunun için adımlar atıyoruz. Pandemi süreci bütün çalışmalara olduğu gibi bu çalışmalara da biraz ket vurmuş görünüyor. İnşallah el birliğiyle bu mücadelenin altından kalktıktan sonra önümüzdeki günlerde Zeytinburnu kültür turizmi bakımından adından daha çok söz edilen bir ilçe olacak. Çünkü gerçekten burada küçük bir destinasyon olma şartlarını taşıdığımızı düşünüyoruz; kültür var, tarih var, yaşayan mekanlar var. Balıklı Rum Ayazması halen yaşayan bir mekân; çok sayıda Ortodoks Rum tarafından ziyaret ediliyor. Buranın çok kültürlü bir yapısı var. Rum ve Ermeni mezarlıkları, Balıklı Rum Hastanesi, Surp Agop Ermeni Hastanesi ile bu anlamda da önemli bir ziyaret merkezi olabilecek bir nokta. KÜLTÜR VADİSİ BİZİ DÖNÜŞTÜRDÜ Zeytinburnu uzun yıllar boyunca merkezin dışında, sonradan oluşan bir yerleşim gibi görüldü. Böyle bir algı vardı. Ancak bu mozaikler ilçenin İstanbul’un çok daha köklü geçmişe sahip noktalarından biri olduğunu gösteriyor. Zeytinburnu’nun bu kimliğinin oluşmasında bahsettiğiniz 20 yıllık süreçte yapılan kültürel çalışmaların nasıl bir rolü oldu? Ben kendimi geçtiğimiz 20 yılın devamı olarak görüyorum. Buradaki yapının kurulmasında 15 yıl büyük emeklerimiz oldu. O dönem Zeytinburnu’nda kültür faaliyetleri ve yayınlardan sorumluydum. Yayınladığımız ilk kitap ‘Surların Öte Yanı Zeytinburnu’ idi. kitabıydı. Bu kitap için editöre teklif götürdüğümüzde ‘Zeytinburnu’nda ne olabilir ki’ gibi bir önyargı ile çok şaşırdığını hatırlıyorum. Kitap bittikten sonra ise ‘İsterseniz size Zeytinburnu Ansiklopedisi yapabiliriz’ demişti. Zeytinburnu ile ilgili önyargıları kırmanın ve burada yeni bir kimlik oluşturmanın önemli bir ayağı kültür ve sanat faaliyetleridir. 2005 yılında Zeytinburnu’nun tam merkezinde bir kültür merkezi açtık. Bu merkezde ilk günden itibaren sadece seminer, söyleşi, sempozyum, sergi yapmadık. Aynı zamanda kültür sanat kursları veriyoruz. Bu çalışmaların ilçenin bütününe çok büyük katkı sağladığını düşünüyoruz zira yapılan kültürel faaliyetler Zeytinburnu’ndaki kentlilik bilincini artırdı. Bildiğiniz üzere kültür sanat faaliyetleri hemen netice veren hususlar değil ama geriye dönüp baktığımızda gerçekten başka bir yöne evrildiğimizi görüyoruz. Bunda da en başta Kültür Vadisi olmak üzere yayınlarımızın ve kültür faaliyetlerimizin çok büyük rolü olduğunu düşünüyorum.  GÜLCAN TEZCAN-AKŞAM
1970'lerden 1990'ların sonuna kadar şehrin dışı, gecekondu bölgesi, sonradan oluşan bir yerleşim gibi görülen Zeytinburnu, tamamlanan Kültür Vadisi Projesi ile İstanbul'un yeni kültür turizmi destinasyonu olarak hayat buldu. Kazlıçeşme Sanat Merkezi'nin zemininde bulunan mozaik ise yakın zamanda müze olarak ziyaret edilecek. Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, 20 yılda yaşanan kültürel dönüşümü Akşam Cumartesi'ye anlattı.

Uzun yıllar farklı amaçlar için hizmet veren Zeytinburnu Belediyesi’ne ait Kazlıçeşme’deki tarihi bina artık bir sanat merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Üç yıl önce başlayan restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait zemin mozaikleri ise binanın yeni kimliğine yakın zamanda bir de müze özelliği ekleyecek.Bir dönem Zeytinburnu Belediyesi başkanlık binası olarak hizmet veren bina 18. yüzyılda Zeytinburnu Askeri Hastanesi olarak inşa edilmiş. Subay çocukları için yurt, askerlik şubesi, tanzim satış yeri şeklinde de değerlendirilen yapının zemininde bulunan mozaikler ilçenin yeni bir turizm destinasyonu olması için de imkân sağlayacak.Binadaki mozaiklerle ilgili bu hafta yapılan sempozyum, söz konusu kalıntıların hem İstanbul’un hem ilçenin geçmişine dair hangi verileri barındırdığını kayıt altına aldı.Kazlıçeşme Sanat Merkezi’nde Zeytinburnu ilçesinin hem mozaikler hem de 25 yıldır devam eden kültürel projeler ile nasıl bir Kültür Vadisi haline dönüştüğünü Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ile konuştuk.Kazlıçeşme Sanat Merkezi Zeytinburnu’nda uzun yıllardır devam eden Kültür Vadisi Projesi’nin bir parçası mıdır? Burada 1999’da başlayan büyük bir restorasyon hareketi var. Sahilden başlamak üzere şimdi içinde bulunduğumuz yapı, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii, Kazlıçeşme’deki Fatih Camii ile başlayıp sur boyunca devam eden en son Takkeci İbrahim Ağa Camii’ne kadar uzanan irili ufaklı 25’i aşkın kültür varlığı mevcut.Zeytinburnu, kültür turizmi bakımından adından daha çok söz edilen bir ilçe olacak. 

İSİM BABASI TURGUT CANSEVER

Aralarında Yenikapı Mevlevihanesi, Seyit Nizam Tekkesi, Merkez Efendi gibi yapıların da bulunduğu bu eserler geçtiğimiz yirmi yılda restore edildi. O dönemde bendeniz de burada belediye başkan yardımcısıydım. Rahmetli bilge mimar Turgut Cansever’in isimlendirmesiyle bu bölgeyi Kültür Vadisi olarak adlandırmıştık. Şimdi içinde bulunduğumuz yapı da bu projenin bir parçası ve yeni dönemde Kazlıçeşme Sanat adını verdik. Bu yapıların bir çoğunda eklentiler, işgaller vardı. Seyid Nizam Tekkesi eklentilerle cami haline getirilmişti; yeni dönemde tekke orijinal yapısına kavuştu. Merhum Süheyl Ünver’in bir defterinde Seyid Nizam’ın resmi vardı. Ona uygun olarak restore edildi. Velhasıl geçtiğimiz 20 yılda Kültür Vadisi olarak adlandırdığımız bölüm Zeytinburnu’nun sahilinden başlayıp uç sınırımıza rahmetli Turgut Özal ve Menderes’in kabirlerine kadar uzanan bölümdeki bütün kültürel ve tarihi varlıklar restore edilip yeni fonksiyonuna kavuştu. O zaman Zeytinburnu Belediye Başkanı olan Murat bey ve bilge mimar Turgut Cansever ile burayı birlikte gezmişlerdi. İlk eskizleri Turgut beye aittir. Şimdi Millet Kıraathanesi olarak kullanıldığımız bölümün eskizi de Emine Öğün tarafından tamamlandı.

NE TÜR YENİ FONKSİYONLAR KAZANDIRILDI BU YAPILARA?

Sözgelimi içinde bulunduğumuz yapı o dönemde Zeytinburnu Belediye Başkanlık binası olarak kullanılıyordu. Zeytinburnu Belediye Başkanlığı yeni binasında hizmet vermeye başlayınca buraya kültür fonksiyonu kazandırdık. Bu binanın alt katında sergi salonu var. Restorasyon sırasında mozaik keşfedildi. O kısmı teşhire açılmıştı ancak daha sonra mozaiğin geometrik desenlerinden hareketle dışarıda devam ettiği kanaati bizde hâsıl oldu. Deneme kazısı yaptık. Otopark olarak kullanılan bölümde de mozaik çıktı. Şimdi dışarda yeni keşfettiğimiz mozaiğin de konservasyonu ve teşhiri için çalışıyoruz. Bu vesileyle buradaki mozaiğin niteliği ile ilgili Mozaik Sempozyumu planladık. Uzmanlar, akademisyenler, ilgililer burada keşfettiğimiz mozaiğin Türkiye ve dünyadaki yerine dair değerlendirmelerde bulundular. Bu araştırmaların da devam edeceğini düşünüyoruz. Bu binanın son katında da sanat alanında akademik çalışma yapanların istifade edebileceği bir sanat ihtisas kütüphanesi hazırlıyoruz. Önümüzdeki haftalarda orayı da inşallah İstanbullu sanatseverlerin hizmetine sunacağız. Dolayısıyla sergi salonuyla, sanat galerisiyle, sanat kütüphanesi arasında bir bağlantı kurmuş olacağız. Burada keşfettiğimiz mozaik de tamamlanınca bir mozaik müzesi haline getirmek istiyoruz. Yan tarafta da Asitane Vakfı’yla Geleneksel ve Doğal Kağıt Üretim Atölyesi’ni faaliyete geçti. Kasım ayından itibaren yeni öğrenci kabul etmeye başlayacağız. Yeni dönemde Kazlıçeşme Sanat inşallah İstanbul’un yeni kültür sanat mekânlarından biri haline gelecek. Camilerdeki restorasyonlarda elbette bir değişiklik yok. Ama biz 1999’da Zeytinburnu Belediyesi’nde Murat beyle birlikte göreve başladığımızda Yenikapı Mevlevihanesi yangın geçirmişti ve metruk haldeydi. Orayı Vakıflar Genel Müdürlüğü restore ettirdi ve yeni dönemde bir vakıf üniversitesi olan Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi olarak kullanıyor. Mevlevihane’nin semahanesi de yeniden ihya edildi.

BU İHYA SÜRECİ SONRASI KÜLTÜR VADİSİ İLE İLGİLİ HEDEFİNİZ NEDİR?

Yeni dönemde Zeytinburnu’nun kültür turizmi için yeni bir cazibe merkezi olacağına ve İstanbul’un kültür turizminden daha çok pay alabileceğine inanıyoruz. Bunun için adımlar atıyoruz. Pandemi süreci bütün çalışmalara olduğu gibi bu çalışmalara da biraz ket vurmuş görünüyor. İnşallah el birliğiyle bu mücadelenin altından kalktıktan sonra önümüzdeki günlerde Zeytinburnu kültür turizmi bakımından adından daha çok söz edilen bir ilçe olacak. Çünkü gerçekten burada küçük bir destinasyon olma şartlarını taşıdığımızı düşünüyoruz; kültür var, tarih var, yaşayan mekanlar var. Balıklı Rum Ayazması halen yaşayan bir mekân; çok sayıda Ortodoks Rum tarafından ziyaret ediliyor. Buranın çok kültürlü bir yapısı var. Rum ve Ermeni mezarlıkları, Balıklı Rum Hastanesi, Surp Agop Ermeni Hastanesi ile bu anlamda da önemli bir ziyaret merkezi olabilecek bir nokta.

KÜLTÜR VADİSİ BİZİ DÖNÜŞTÜRDÜ

Zeytinburnu uzun yıllar boyunca merkezin dışında, sonradan oluşan bir yerleşim gibi görüldü. Böyle bir algı vardı. Ancak bu mozaikler ilçenin İstanbul’un çok daha köklü geçmişe sahip noktalarından biri olduğunu gösteriyor. Zeytinburnu’nun bu kimliğinin oluşmasında bahsettiğiniz 20 yıllık süreçte yapılan kültürel çalışmaların nasıl bir rolü oldu? Ben kendimi geçtiğimiz 20 yılın devamı olarak görüyorum. Buradaki yapının kurulmasında 15 yıl büyük emeklerimiz oldu. O dönem Zeytinburnu’nda kültür faaliyetleri ve yayınlardan sorumluydum. Yayınladığımız ilk kitap ‘Surların Öte Yanı Zeytinburnu’ idi. kitabıydı. Bu kitap için editöre teklif götürdüğümüzde ‘Zeytinburnu’nda ne olabilir ki’ gibi bir önyargı ile çok şaşırdığını hatırlıyorum. Kitap bittikten sonra ise ‘İsterseniz size Zeytinburnu Ansiklopedisi yapabiliriz’ demişti. Zeytinburnu ile ilgili önyargıları kırmanın ve burada yeni bir kimlik oluşturmanın önemli bir ayağı kültür ve sanat faaliyetleridir. 2005 yılında Zeytinburnu’nun tam merkezinde bir kültür merkezi açtık. Bu merkezde ilk günden itibaren sadece seminer, söyleşi, sempozyum, sergi yapmadık. Aynı zamanda kültür sanat kursları veriyoruz. Bu çalışmaların ilçenin bütününe çok büyük katkı sağladığını düşünüyoruz zira yapılan kültürel faaliyetler Zeytinburnu’ndaki kentlilik bilincini artırdı. Bildiğiniz üzere kültür sanat faaliyetleri hemen netice veren hususlar değil ama geriye dönüp baktığımızda gerçekten başka bir yöne evrildiğimizi görüyoruz. Bunda da en başta Kültür Vadisi olmak üzere yayınlarımızın ve kültür faaliyetlerimizin çok büyük rolü olduğunu düşünüyorum. 

GÜLCAN TEZCAN-AKŞAM

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.