Son dönemde Türkiye’ye karşı Global Monarşi ciddi bir kuşatma içerisindedir. Özellikle de Batı bloku ve Atlantik ötesi bu konuda bu aralar anlaşmış durumdalar. ABD’de yeni başkan Joe Biden’ın başa geçmesi ile Küreselciler yeniden Ortadoğu ve Avrasya’daki çıkarları ve projeleri için kilit konumda olan Türkiye üzerine derin bir kuşatma içine girmiş vaziyettedir. Bütün bu hadiseler ışığında Batı’dan Yunanistan vasıtası ile, güneyden de PYD/YPG gibi taşeron örgütler ile Türkiye’ye karşı harekete geçmeye çalışıyorlar. Biliyorsunuz Yunanistan, Batı Trakya’da ikinci kez ABD ile ortak tatbikat yapma kararı aldı. ‘’Defender Europe 2021‘’adı verilen tatbikatın Apache saldırı helikopterleri de dahil olmak üzere toplam 150’den fazla Amerikan helikopteri, Yunanistan ve diğer Balkan ülkelerinde çeşitli tatbikatlara katılmak üzere Dedeağaç’a geleceği duyuruldu.   ​Özellikle son dönemde ABD ve Yunanistan savunma iş birliğini genişletiyor. Washington yönetimi, bölgedeki askeri varlığını artırmak için Yunanistan’a taleplerini iletti. Türkiye’nin 2016 yılından itibaren Avrasya’daki varlığını güçlendiren adımlar atması ve Rusya ile köklü ve stratejik ittifak içinde yeni denge oluşturması, ABD tarafından kaygı ile izleniyordu. Nitekim son dönemlerde ABD’de bu minvalde Yunanistan ile askeri ve stratejik ittifakını güçlendirmenin peşine düşmüştü. Yapılan ve yapılacak olan tatbikatların ve savunma iş birliklerini de bu şekilde okumak yerinde olacaktır. ABD, Türkiye’ye karşı Yunanistan’ı sahaya sürmekten kaçınmıyor.   ​Tüm bu hadiselere son dönemde Joe Biden’ın göreve gelmesi ile birlikte daha da hız verildi. Özellikle de Türkiye’ye karşı güneyde güçlendirilmeye çalışılan PYD/YPG gibi taşeron terör örgütlerine de yüklü miktarda silah ve mühimmat desteği verilmeye yoğun bir şekilde devam ediliyor. ABD bu aralar içeride Gladyo vasıtası ile iç karışıklık ve kaos çıkartarak Türkiye’de bir otorite boşluğu oluşturma peşinde. Bu otorite boşluğu oluştuğu an Türkiye’ye karşı kendi istediklerini ya güzellikle, ya da zorbalıkla kabul ettirmeye çalışacaklar. Bu konuda çok uyanık olmalıyız. Türkiye bölgede oluşturduğu Avrasya dengesine daha da önem göstermelidir. Özellikle de iç siyasetin boğucu ve yapay atmosferinden çıkıp, dış politikanın derin koridorlarında stratejisini iyi kurmalıdır.   ​Bu cendereden ve tehlikeden de akılcı ve milli hamleler ile çıkabiliriz. Bu noktada Ekonomi yönünde ciddi bir reform yapılmalı. Çünkü sokaktaki esnaf ve vatandaş bunalmış durumda. Genç kitleler arasında büyük bir huzursuzluk var. Bu bunalımı fırsat bilen sokak olaylarının ustası olan Gladyo hücreleri, bu konuda insanları kışkırtabilir. Hem medyadaki adamları, hem de siyaset içindeki aktörleri ile… İktidar halkın sorunlarına daha fazla ve kalıcı bir şekilde çözüm yolları oluşturmalıdır. Bununla birlikte millet ile inatlaşan değil, makul ve çözüm odaklı bir tavır sergilemelidir. Dışta hazırda bekleyen leş kargaları, sırtlan sürüleri ısrarla bir otorite bozukluğunu ve kaosu istiyor. Özellikle bu konuda önümüzde ciddi aşmamız gereken barikatlar var. Türkiye kendisine karşı oluşturulmaya çalışılan bu kuşatmadan, güçlü ittifaklar ve milli politika hamleleri ile çıkacaktır. Yaklaşan yeni dünya düzeninde Türkiye’yi ve Türk Milletini zor bir sınav beklemektedir. Türkiye bu sınavı güçlü strateji, akılcı analizler ve en önemlisi Liyakat sahibi kişilerin göreve getirilmesi ile geçebilir… Ve son söz: ‘’ Türkiye geçmişte de olduğu gibi kendisine karşı oluşturulan bu kuşatmayı da yıkıp geçecektir inşallah’’