SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Fatih Aydoğan
Köşe Yazarı
Fatih Aydoğan
 

SON KALE

Baş koymuşum Türkiye’min yoluna, Düzlüğüne yokuşuna ölürüm. Asırlardır kır atımı suladım, Irmağının akışına ölürüm, Türkiye’m… Usta şair Dilaver Cebeci’nin güzel mısralarında anlattığı gibi, gölü-ovası, dağı-taşı, denizi-kuşu, her yeri  cennet vatanımız Türkiye. Bu topraklarda doğan ve yaşayan insanların ne kadar şanslı olduğunu düşünüyorum. Tarihi kahramanlıklarla dolu bir neslin torunları olarak, dünyanın en güzel topraklarında yaşayan bir millet. 7 coğrafi bölgesi var, ama nereli olursa olsun memleketi ile gurur duyan bir ulus. Batmanlısı Batman’a hayran, Giresunlusu Giresun’a, Tokatlısı Tokat’a, Erzurumlusu Erzurum’a hayran. Her yöresinin bir kültürü var, 81 vilayetin her birinde ayrı bir hazine bulunan başka bir ülke yok dünyada. Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarının ortasındaki dünyanın en büyük köprüsüdür Türkiye. 3 tarafı denizle çevrili, ırmakları, gölleri, bitki örtüsü ve toprağı ile dünyanın en büyük hazinesidir Ülke’miz. Hepsinin yanında bir diğer hazinesi de bu toprağın suyunu içen İnsanıdır. Kalbinde vatan millet aşkı varsa, pranga vurmak mümkün değildir bu ulusun ferdine. Sorunlarda bu noktada baş göstermektedir. Adamlar hem dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyorlar, hem de kimseye boyun eğmiyorlar, bir de yetmiyormuş gibi Müslümanların önderliğine soyunup, mazlumun yanında oluyorlar. Haritada yerini bilmiyoruz ama Başbakan Myanmar’a gidiyor, Filistin için İsrail’i karşısına alıyor, Mısır’da yapılan darbeye en büyük haykırışı yapıyor, Bosna diyor, Suriye diyor, Irak diyor. Birleşmiş Milletlerin yapısını tartışmaya açıyor. Dünyada bir düzen kurulma gayreti içine girilmiş, bu oyunu bozanı yaşatırlar mı ? Basılıyor düğmeye….. Dört bir taraftan saldırılıyor. Türkiye’nin güçlü olmasından rahatsız olanlar ne yapıp edip Başbakanı bitirmek istiyorlar. Çünkü çok fazla konuşuyor, insanların duygularına hitap ediyor. Ya olursa, ya tekrar Osmanlı gibi kabus olurlarsa, ya bizim kurduğumuz “Yeni Dünya Düzeni” bozulursa endişesi ile bütün planları uygulamaya koyuyorlar. Balkanlarda, Yugoslavya’da, Bulgaristan’da yaptıkları gibi, asimilasyona dayalı politikalarla insanlara yaşamayı zehir ederek, dinlerini yaşamalarına engel olarak vatanlarını terk ettirdikleri gibi. Doğu Türkistan’da istikrarı bozup, öz vatanından göç ettirdikleri gibi, her an ölüm korkusu ile yaşayan Iraklıların, Suriyelilerin, Mısırlıların göçe zorlanması gibi. Bosna’da huzuru bozdukları gibi, Çeçenistan, Afganistan, Pakistan, Filistin gibi. Bu ülkelerin ortak noktaları Müslüman olmaları. Kendi ülkeleri dışında secde edebilecekleri ve onları kucaklayacak hiçbir yer kalmamış. Tek adres var, mazlumun dostu, Müslümanların son kalesi TÜRKİYE. Yanlış okumadınız değerli okurlar, ikinci bir adres aklınıza geliyorsa hiç durmayın haykırın. Türkiye dışında Müslüman olup da güvenle yaşanabilecek başka ülke kaldı mı dünyada, böyle bir ülke bıraktılar mı ? Peki ne yapacağız, son kalemizi teslim mi edeceğiz ?Bu kale düşerse, bu bayrak gök kubbede dalgalanmazsa nereye gideceğiz. Dünyanın her hangi bir yerinde sığınabileceğimiz bir liman var mı ?Yok, kocaman bir YOK.Ne yapıp edip, bu bayrağı gök kubbede dalgalandıracağız. Türkiye’ye kimse istikamet veremez, buna müsaade etmemeliyiz. Birileri bu ülkede siyasete yön verip Başbakan astırdığında nasıl kendimizi yenilmiş hissettiysek bugün de durum aynıdır. Ülkeye hizmet etmeyen, bayrağımıza leke süren kim olursa sandığa gömeceğiz. Ama bunu Türk halkı istediği için yapacak, başkaları istediği için değil. Tüm siyasiler gelip geçicidir aslolan devlettir, Türkiye’dir. Yazıya bir şiirle başladım, Çanakkale şehitlerini de rahmetle anarak Mehmet Akif’ten bir şiirle son vermek istiyorum. Sağlıcakla kalın. Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! -Boğamazsın ki! -Hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu ? Mehmet Akif Ersoy
Ekleme Tarihi: 19 Mart 2014 - Çarşamba

SON KALE

Baş koymuşum Türkiye’min yoluna,

Düzlüğüne yokuşuna ölürüm.

Asırlardır kır atımı suladım,

Irmağının akışına ölürüm, Türkiye’m…

Usta şair Dilaver Cebeci’nin güzel mısralarında anlattığı gibi, gölü-ovası, dağı-taşı, denizi-kuşu, her yeri  cennet vatanımız Türkiye. Bu topraklarda doğan ve yaşayan insanların ne kadar şanslı olduğunu düşünüyorum. Tarihi kahramanlıklarla dolu bir neslin torunları olarak, dünyanın en güzel topraklarında yaşayan bir millet. 7 coğrafi bölgesi var, ama nereli olursa olsun memleketi ile gurur duyan bir ulus. Batmanlısı Batman’a hayran, Giresunlusu Giresun’a, Tokatlısı Tokat’a, Erzurumlusu Erzurum’a hayran. Her yöresinin bir kültürü var, 81 vilayetin her birinde ayrı bir hazine bulunan başka bir ülke yok dünyada. Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarının ortasındaki dünyanın en büyük köprüsüdür Türkiye. 3 tarafı denizle çevrili, ırmakları, gölleri, bitki örtüsü ve toprağı ile dünyanın en büyük hazinesidir Ülke’miz. Hepsinin yanında bir diğer hazinesi de bu toprağın suyunu içen İnsanıdır. Kalbinde vatan millet aşkı varsa, pranga vurmak mümkün değildir bu ulusun ferdine.

Sorunlarda bu noktada baş göstermektedir. Adamlar hem dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyorlar, hem de kimseye boyun eğmiyorlar, bir de yetmiyormuş gibi Müslümanların önderliğine soyunup, mazlumun yanında oluyorlar. Haritada yerini bilmiyoruz ama Başbakan Myanmar’a gidiyor, Filistin için İsrail’i karşısına alıyor, Mısır’da yapılan darbeye en büyük haykırışı yapıyor, Bosna diyor, Suriye diyor, Irak diyor. Birleşmiş Milletlerin yapısını tartışmaya açıyor. Dünyada bir düzen kurulma gayreti içine girilmiş, bu oyunu bozanı yaşatırlar mı ?

Basılıyor düğmeye…..

Dört bir taraftan saldırılıyor. Türkiye’nin güçlü olmasından rahatsız olanlar ne yapıp edip Başbakanı bitirmek istiyorlar. Çünkü çok fazla konuşuyor, insanların duygularına hitap ediyor. Ya olursa, ya tekrar Osmanlı gibi kabus olurlarsa, ya bizim kurduğumuz “Yeni Dünya Düzeni” bozulursa endişesi ile bütün planları uygulamaya koyuyorlar.

Balkanlarda, Yugoslavya’da, Bulgaristan’da yaptıkları gibi, asimilasyona dayalı politikalarla insanlara yaşamayı zehir ederek, dinlerini yaşamalarına engel olarak vatanlarını terk ettirdikleri gibi. Doğu Türkistan’da istikrarı bozup, öz vatanından göç ettirdikleri gibi, her an ölüm korkusu ile yaşayan Iraklıların, Suriyelilerin, Mısırlıların göçe zorlanması gibi. Bosna’da huzuru bozdukları gibi, Çeçenistan, Afganistan, Pakistan, Filistin gibi. Bu ülkelerin ortak noktaları Müslüman olmaları. Kendi ülkeleri dışında secde edebilecekleri ve onları kucaklayacak hiçbir yer kalmamış. Tek adres var, mazlumun dostu, Müslümanların son kalesi TÜRKİYE. Yanlış okumadınız değerli okurlar, ikinci bir adres aklınıza geliyorsa hiç durmayın haykırın. Türkiye dışında Müslüman olup da güvenle yaşanabilecek başka ülke kaldı mı dünyada, böyle bir ülke bıraktılar mı ?

Peki ne yapacağız, son kalemizi teslim mi edeceğiz ?Bu kale düşerse, bu bayrak gök kubbede dalgalanmazsa nereye gideceğiz. Dünyanın her hangi bir yerinde sığınabileceğimiz bir liman var mı ?Yok, kocaman bir YOK.Ne yapıp edip, bu bayrağı gök kubbede dalgalandıracağız. Türkiye’ye kimse istikamet veremez, buna müsaade etmemeliyiz. Birileri bu ülkede siyasete yön verip Başbakan astırdığında nasıl kendimizi yenilmiş hissettiysek bugün de durum aynıdır. Ülkeye hizmet etmeyen, bayrağımıza leke süren kim olursa sandığa gömeceğiz. Ama bunu Türk halkı istediği için yapacak, başkaları istediği için değil. Tüm siyasiler gelip geçicidir aslolan devlettir, Türkiye’dir.

Yazıya bir şiirle başladım, Çanakkale şehitlerini de rahmetle anarak Mehmet Akif’ten bir şiirle son vermek istiyorum. Sağlıcakla kalın.

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım!
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu ?

Mehmet Akif Ersoy

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.