SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Fatih Aydoğan
Köşe Yazarı
Fatih Aydoğan
 

KIRK GÜN KAR YAĞAR BİR GÜN AV OLUR

Ülkemiz çok sancılı bir dönemden geçiyor. Cumhurbaşkanı tarihimizde görülmemiş bir fırtına altında gemi dümenini eline almış ustalıkla gemiyi kıyıya ulaştırmaya çalışmaktadır. Düşmanlar tetikte, içeriden ve dışarıdan saldırılar olmaktadır. Şartlar çok sert, çok çetin, birkaç saat uykunun bile kayıp olduğu günlerden geçiyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın işi gerçekten çok zor, dümeni emanet edecek birileri var belki ama sert bir dalgada gemiyi batırabilirler düşüncesi ile uykusuz bir şekilde yola devam ediyor. Eğitim sisteminde sorun oluyor Cumhurbaşkanı devreye giriyor, maliye politikalarını açıklarken kırıp döküyorlar, kırılanı döküleni toplamak ona düşüyor, sporda kriz çıkıyor yine çözüm sahnesine onun çıkması bekleniyor. Ne acıdır ki, film cam konusunu bile çözmek ona düşüyor. Bunun bazı nedenleri var birazdan anlatmaya gayret edeceğim ama nedenlerden bir tanesi de vatandaşın Cumhurbaşkanı’na olan güveni ve inancı. Halk, Reis’i söylediğinde ikna oluyor, bazen aynı şeyi söylüyor ama söylemesini biliyor. Gelelim işleri aksatan diğer sebeplere… Cumhurbaşkanı’nın hayatı Türkiye olmuş, halkı olmuş. Emine Hanım ile birlikte gecesi gündüzü yok sürekli uçakta, ilmek ilmek dünyayı dokuyor. Çok başarılı yol arkadaşları da var ama birçoğunun, hayalleri, idealleri, tatil planları, kariyer basamakları ile ilgili hırsları var. Bu sebeple O’nun sarıldığı gibi sarılmıyorlar davalarına, işleri hızlıca çözmek yerine akışına bırakıyorlar çoğu zaman. Bilinçaltında da nasıl olsa aksilik olursa Cumhurbaşkanı toparlar algısı var. Bu durum toplumda kırılmalara, çatlak seslerin yükselmesine sebep oluyor. Yerelde de durum farklı değil. Ak Parti yerel yönetimlerdeki başarısı ile iktidar yolunu sağlamlaştırmış bir partidir ve Belediye Başkanları güzel hizmetler yapıyorlar. Ancak geleceğe yönelik kaygı taşıyanlar sürekli hata yapıyor, çevresini güçlendirmek yerine rakip oluşur düşüncesi ile kalibrasyonu düşük bir ekiple çalışmayı göze alabiliyorlar. Ekip içerisinde iyi olanlar da kendi geleceğini düşündüğü için göze batmamak için sinmiş durumdalar. Kısacası yereldeki gelecek kaygısı başarısızlık için ortamı uygun hale getirmektedir. Bir çok belediye ile il ve ilçe teşkilatları arasında kopukluk bulunmaktadır, sanki iller İl Parti, ilçeler İlçe Parti, belediyeler de Belediye Parti’denmiş gibi davranıyorlar. Halbuki hepsi Ak Parti çatısının altında bulunmaktadırlar ve bu koltuklar Ak Parti kimliği ile değer kazanmaktadır. Seçimlerde gecesini gündüzüne katan insanlar bir kısım belediye kadroları tarafından değer görmüyor, birlikte sokak sokak gezip çalışma yapan meclis üyeleri ilçe binalarına gelmek istemiyorlar. Tabi ki vatandaş da bu durumu çok iyi anlıyor ve biliyor. Eğer siyasetçiler bunu vatandaşın anlamadığını düşünüyorsa gerçekten ya çok saflar ya da umursamıyorlar demektir. Peki Cumhurbaşkanı ne yapıyor… Vatandaşın anladığını bildiğini, dünya siyasetini en iyi yöneten, hayatı siyasetin tüm kademelerinde çalışmakla geçmiş olan birisinin bilmemesi mümkün mü ? MKYK belirlendiğinde tüm teşkilatlarda ve siyaseti takip eden herkeste pek heyecan oluşturmamıştı. Ciddi bir yenilenme yerine normal bir görev değişikliği yapılmış algısı oluşmuştu. Aslında bu durum fırtınadan önceki sessizlik gibiydi. Bir laf vardır, “40 GÜN KAR YAĞAR 1 GÜN AV OLUR”… Cumhurbaşkanı olanı biteni öyle güzel izliyor ve biliyor ki, her gün bu konularda girişim de bulunmak yerine en uygun zamanda gerekeni yapıyor. Dünyanın gözbebeği İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı, Başkentimizin, en gözde şehirlerimizin Başkanları birer birer kenara çekildiler. Bu değişikliklerde verilen mesaj çok nettir. Cumhurbaşkanı diyor ki; Bursa diyorum Ankara diyorum İstanbul diyorum duyuyor musun ? Eğer bu çağrıyı duyanlar varsa ne ala. Yok sen Türkiye Cumhuriyeti’nin Reis’i olabilirsin ama buraların Reis’i benim diyorsan yanılıyorsun. Cumhurbaşkanı’nın mesajı bence çok net, silkelenip kendinize gelin, yok inat ediyorsanız ben gerekeni yapacağım diyor, sonradan gücenmece kırılmaca yok… Ve bir söz, “TERAZİ VAR TARTI VAR, HERŞEYİN BİR VAKTİ VAR” Sağlıcakla kalın…  
Ekleme Tarihi: 15 Kasım 2017 - Çarşamba

KIRK GÜN KAR YAĞAR BİR GÜN AV OLUR

Ülkemiz çok sancılı bir dönemden geçiyor. Cumhurbaşkanı tarihimizde görülmemiş bir fırtına altında gemi dümenini eline almış ustalıkla gemiyi kıyıya ulaştırmaya çalışmaktadır. Düşmanlar tetikte, içeriden ve dışarıdan saldırılar olmaktadır. Şartlar çok sert, çok çetin, birkaç saat uykunun bile kayıp olduğu günlerden geçiyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın işi gerçekten çok zor, dümeni emanet edecek birileri var belki ama sert bir dalgada gemiyi batırabilirler düşüncesi ile uykusuz bir şekilde yola devam ediyor. Eğitim sisteminde sorun oluyor Cumhurbaşkanı devreye giriyor, maliye politikalarını açıklarken kırıp döküyorlar, kırılanı döküleni toplamak ona düşüyor, sporda kriz çıkıyor yine çözüm sahnesine onun çıkması bekleniyor. Ne acıdır ki, film cam konusunu bile çözmek ona düşüyor. Bunun bazı nedenleri var birazdan anlatmaya gayret edeceğim ama nedenlerden bir tanesi de vatandaşın Cumhurbaşkanı’na olan güveni ve inancı. Halk, Reis’i söylediğinde ikna oluyor, bazen aynı şeyi söylüyor ama söylemesini biliyor.

Gelelim işleri aksatan diğer sebeplere… Cumhurbaşkanı’nın hayatı Türkiye olmuş, halkı olmuş. Emine Hanım ile birlikte gecesi gündüzü yok sürekli uçakta, ilmek ilmek dünyayı dokuyor. Çok başarılı yol arkadaşları da var ama birçoğunun, hayalleri, idealleri, tatil planları, kariyer basamakları ile ilgili hırsları var. Bu sebeple O’nun sarıldığı gibi sarılmıyorlar davalarına, işleri hızlıca çözmek yerine akışına bırakıyorlar çoğu zaman. Bilinçaltında da nasıl olsa aksilik olursa Cumhurbaşkanı toparlar algısı var. Bu durum toplumda kırılmalara, çatlak seslerin yükselmesine sebep oluyor. Yerelde de durum farklı değil. Ak Parti yerel yönetimlerdeki başarısı ile iktidar yolunu sağlamlaştırmış bir partidir ve Belediye Başkanları güzel hizmetler yapıyorlar. Ancak geleceğe yönelik kaygı taşıyanlar sürekli hata yapıyor, çevresini güçlendirmek yerine rakip oluşur düşüncesi ile kalibrasyonu düşük bir ekiple çalışmayı göze alabiliyorlar. Ekip içerisinde iyi olanlar da kendi geleceğini düşündüğü için göze batmamak için sinmiş durumdalar. Kısacası yereldeki gelecek kaygısı başarısızlık için ortamı uygun hale getirmektedir. Bir çok belediye ile il ve ilçe teşkilatları arasında kopukluk bulunmaktadır, sanki iller İl Parti, ilçeler İlçe Parti, belediyeler de Belediye Parti’denmiş gibi davranıyorlar. Halbuki hepsi Ak Parti çatısının altında bulunmaktadırlar ve bu koltuklar Ak Parti kimliği ile değer kazanmaktadır. Seçimlerde gecesini gündüzüne katan insanlar bir kısım belediye kadroları tarafından değer görmüyor, birlikte sokak sokak gezip çalışma yapan meclis üyeleri ilçe binalarına gelmek istemiyorlar. Tabi ki vatandaş da bu durumu çok iyi anlıyor ve biliyor. Eğer siyasetçiler bunu vatandaşın anlamadığını düşünüyorsa gerçekten ya çok saflar ya da umursamıyorlar demektir.

Peki Cumhurbaşkanı ne yapıyor… Vatandaşın anladığını bildiğini, dünya siyasetini en iyi yöneten, hayatı siyasetin tüm kademelerinde çalışmakla geçmiş olan birisinin bilmemesi mümkün mü ? MKYK belirlendiğinde tüm teşkilatlarda ve siyaseti takip eden herkeste pek heyecan oluşturmamıştı. Ciddi bir yenilenme yerine normal bir görev değişikliği yapılmış algısı oluşmuştu. Aslında bu durum fırtınadan önceki sessizlik gibiydi. Bir laf vardır, “40 GÜN KAR YAĞAR 1 GÜN AV OLUR”… Cumhurbaşkanı olanı biteni öyle güzel izliyor ve biliyor ki, her gün bu konularda girişim de bulunmak yerine en uygun zamanda gerekeni yapıyor. Dünyanın gözbebeği İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı, Başkentimizin, en gözde şehirlerimizin Başkanları birer birer kenara çekildiler. Bu değişikliklerde verilen mesaj çok nettir. Cumhurbaşkanı diyor ki; Bursa diyorum Ankara diyorum İstanbul diyorum duyuyor musun ?

Eğer bu çağrıyı duyanlar varsa ne ala. Yok sen Türkiye Cumhuriyeti’nin Reis’i olabilirsin ama buraların Reis’i benim diyorsan yanılıyorsun. Cumhurbaşkanı’nın mesajı bence çok net, silkelenip kendinize gelin, yok inat ediyorsanız ben gerekeni yapacağım diyor, sonradan gücenmece kırılmaca yok… Ve bir söz, “TERAZİ VAR TARTI VAR, HERŞEYİN BİR VAKTİ VAR”
Sağlıcakla kalın…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.