SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Fatih Aydoğan
Köşe Yazarı
Fatih Aydoğan
 

GÜNDEM : MİT

Gündemde Milli İstihbarat Teşkilatı denilen bir kurum var. Neresinden bakarsan bak çok önemli bir kurum olduğu belli. Kelime olarak bile bakıldığında, Milli kelimesinin yanına İstihbarat kelimesini, onun yanına da Teşkilat kelimesini koymuşlar. Tek tek bile ağırlığı olan kelimeler... Peki, ne kadar tanıyoruz Milli İstihbarat Teşkilatını… Bazılarına göre, filmlerdeki Polat Alemdar ve Memati gibi adamların olduğu bir kurum, bazılarına göre gizemli ve gizli insanların yönettiği bir kurum, bazılarına göre ele geçirilmiş ajanların cirit attığı bir kurum, vesaire vesaire… Değerli okurlar, Milli İstihbarat Teşkilatı’nı başka ifade ile MİT’i tanımak için, önce bu kurumun görevini bilmek gerekir. Mit kendi görevini, “Büyük Türk Milleti’ne hizmet için var olan ve görev ve yetkileri bu amaç doğrultusunda belirlenmiş bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı; Türkiye Cumhuriyeti’nin, ülkesi, milleti ve bütünlüğüne; varlığına, bağımsızlığına ve güvenliğine; anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı, içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak” olarak anlatmaktadır. Bu paragrafta anlatılan sadece görev tanımı değil, güçlü bir ruhun da varlığıdır… Yukarıda yaptığım girişte de ifade ettiğim gibi, kurumun görevinin ne olduğunu bilmeden, dilin kemiği yok nasılsa diyerek bol keseden sallayanlarla doldu taştı memleket. Mit’in yaptığı her faaliyetin ardında mantıklı gerekçeler arayan, yaptığı faaliyetler hakkında kamuyu neden bilgilendirmediğini sorgulayan tuhaf tuhaf insanlar var. Mit sadece mantık ve hümanist bir yaklaşımla çalışacaksa, her yaptığını davul zurna ile ilan ederek yapacaksa, ne gerek var bu kuruma… Hiç, CIA faaliyet raporu, ya da KGB bilgilendirme sunumu, ya da BND basın bülteni gibi dökümanlar geçti mi elinize… Ya da bu kurumların sadece dostane ilişkiler için, tabiatı, doğayı, insanları korumak için mi çalıştığını düşünüyorsunuz. Yabancı istihbarat kurumları ve de MİT sadece mantık ve doğru çerçevesinde hareket edemez, tek doğru memleketin menfaatidir. Herkese göre yanlış olan bir faaliyet, ülke yararına ise MİT yanlışı doğru kabul edecek ve öyle davranacaktır ve de davranmalıdır. Bir ülkenin istihbarat teşkilatı, kendi ülkesindeki turist sayısını arttırmak için sürekli rakip ülkedeki ormanları yakıyorsa ve gerçekten de sonucunda o ülkeye gidecek turist kendi ülkesini seçiyorsa, orman yakmanın doğru bir iş olduğu söylenebilir mi ? Ama o ülke istihbarat servisi ve elamanları, yanlış bir faaliyeti kendi ülkesi için doğru kabul etmiştir ve sonucu ülkesinin yararına olmuştur. Gerçekten de can sıkıcı bir örnek ama mesele budur… Çok çarpıcı bir bilgi daha vermek istiyorum. MİT’in ambleminde 16 adet yıldız bulunmaktadır. Bu 16 yıldız rastgele logonun altına serpiştirilmemiştir. Çok derin bir anlam taşımaktadır. MİT logosunda bulunan yıldızlar, tarih boyunca kurulan 16 Türk Devletini temsil etmektedir. Yani ilk Türk Devleti olan Hun İmparatorluğu’ndan, son Türk Devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’na (Türkiye Cumhuriyeti) kadar kurulmuş olan Türk Devletlerini logosuna taşımıştır. Bu devletler hayatta oldukları dönemlerde dünyanın hep en güçlü devletleri olmuşlardır. Şimdi o devletlerin devamı Türkiye Cumhuriyeti var. Bu durumda Türkiye’nin ne kadar çok düşmanı olabileceğini anlatmama gerek yok sanırım. Böyle bir kurumun da politikalarının ne kadar zor olduğunu, küresel güçlerle mücadele etmek zorunda olduğunu, hiçbir yerli kurumun MİT faaliyetlerini gölgelemeye çalışmaması gerektiğini de anlatmaya gerek yok sanırım. MİT ile alakalı en güncel konu, MİT tırlarının Suriye’ye ne götürdüğü. Bu konu hakkında yorum yapmadan önce, yine bu köşede yazdığım SURİYE başlıklı yazıdan, noktasına virgülüne dokunmadan aşağıdaki paragrafı eklemek istiyorum. SURİYE başlkılı yazıdan…. Neden Suriye bu kadar önemli ? Evet belki de sorulacak en önemli sorulardan birisi bu... Neden bu kadar önemli, bizimle ne alakası var ? Değerli okurlar, bu sorunun cevabı çok açık. Suriye tam 403 yıl boyunca Osmanlı'nın egemenliğinde kalmıştır. Evet yanlış okumadınız, tam 403 yıl boyunca Suriye dedelerimiz tarafından yönetilmiştir. Şu an yeryüzünde bulunan devletlerin büyük çoğunluğunun 100 yıllık bile bir tarihi yokken, biz 403 yıl boyunca Suriye'yi yönetmişiz. 1517 yılından 1920 yılına kadar. Yani bir insan ömrü kadar bir süre önce bizim topraklarımızdı Suriye... Bu kadar uzun bir süre senin toprağın olan bir bölgede gelişen hadiseler siz hiç istemesenizde sizi içine çekecektir ve çekmektedir. Bu tarih bağlantısı hiç olmasa bile, ülkenin en uzun sınır komşusu olan ülkede çıkan yangına kayıtsız kalınması mümkün de değildir zaten… Yukarıdaki paragrafta da görüleceği gibi Suriye bizim için çok önemlidir. Bu kadar önemli ise, tırlarla yardım götürülmesinin ne sakıncası var. Oradaki insanların elinden tutulmasının kime ne zararı olabilir. Tırlarla taşınan yardım değilmiş, başka şeyler olabilirmiş. Taşınanlar yardımsa yardım, değilse değil. Götüren kurum MİT olduğuna göre neden bu tırlara operasyon düzenlenmek istenebilir. Ortaya çıkacak sonucun, bu ülkeye nasıl bir kazanımı olacağı hesaplanmıştır. Operasyonu düzenleyenlerin istediği gibi bir sonuç çıksa idi ve bu bütün dünya ile paylaşılsaydı, ne yapacaktık, göğsümüzü kabartarak başardık mı diyecektik. Milli İstihbarat Teşkilatı sadece bir kamu kurumu değildir. Belli bütçesi ve faaliyet planı olan, organizasyon şeması belirlenmiş, günlük iş akışı belli olan bir kurum değildir. MİT bir kurumdan öte bir ruhu temsil etmektedir. Yanlışı da, doğrusu da bizimdir. Baş kırılsa börk içinde, kol kırılsa yen içinde…  Twitter : @fthydgn  
Ekleme Tarihi: 06 Şubat 2014 - Perşembe

GÜNDEM : MİT

Gündemde Milli İstihbarat Teşkilatı denilen bir kurum var. Neresinden bakarsan bak çok önemli bir kurum olduğu belli. Kelime olarak bile bakıldığında, Milli kelimesinin yanına İstihbarat kelimesini, onun yanına da Teşkilat kelimesini koymuşlar. Tek tek bile ağırlığı olan kelimeler... Peki, ne kadar tanıyoruz Milli İstihbarat Teşkilatını… Bazılarına göre, filmlerdeki Polat Alemdar ve Memati gibi adamların olduğu bir kurum, bazılarına göre gizemli ve gizli insanların yönettiği bir kurum, bazılarına göre ele geçirilmiş ajanların cirit attığı bir kurum, vesaire vesaire…

Değerli okurlar, Milli İstihbarat Teşkilatı’nı başka ifade ile MİT’i tanımak için, önce bu kurumun görevini bilmek gerekir. Mit kendi görevini, “Büyük Türk Milleti’ne hizmet için var olan ve görev ve yetkileri bu amaç doğrultusunda belirlenmiş bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı; Türkiye Cumhuriyeti’nin, ülkesi, milleti ve bütünlüğüne; varlığına, bağımsızlığına ve güvenliğine; anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı, içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak” olarak anlatmaktadır. Bu paragrafta anlatılan sadece görev tanımı değil, güçlü bir ruhun da varlığıdır…

Yukarıda yaptığım girişte de ifade ettiğim gibi, kurumun görevinin ne olduğunu bilmeden, dilin kemiği yok nasılsa diyerek bol keseden sallayanlarla doldu taştı memleket. Mit’in yaptığı her faaliyetin ardında mantıklı gerekçeler arayan, yaptığı faaliyetler hakkında kamuyu neden bilgilendirmediğini sorgulayan tuhaf tuhaf insanlar var. Mit sadece mantık ve hümanist bir yaklaşımla çalışacaksa, her yaptığını davul zurna ile ilan ederek yapacaksa, ne gerek var bu kuruma… Hiç, CIA faaliyet raporu, ya da KGB bilgilendirme sunumu, ya da BND basın bülteni gibi dökümanlar geçti mi elinize… Ya da bu kurumların sadece dostane ilişkiler için, tabiatı, doğayı, insanları korumak için mi çalıştığını düşünüyorsunuz. Yabancı istihbarat kurumları ve de MİT sadece mantık ve doğru çerçevesinde hareket edemez, tek doğru memleketin menfaatidir.

Herkese göre yanlış olan bir faaliyet, ülke yararına ise MİT yanlışı doğru kabul edecek ve öyle davranacaktır ve de davranmalıdır. Bir ülkenin istihbarat teşkilatı, kendi ülkesindeki turist sayısını arttırmak için sürekli rakip ülkedeki ormanları yakıyorsa ve gerçekten de sonucunda o ülkeye gidecek turist kendi ülkesini seçiyorsa, orman yakmanın doğru bir iş olduğu söylenebilir mi ? Ama o ülke istihbarat servisi ve elamanları, yanlış bir faaliyeti kendi ülkesi için doğru kabul etmiştir ve sonucu ülkesinin yararına olmuştur. Gerçekten de can sıkıcı bir örnek ama mesele budur…

Çok çarpıcı bir bilgi daha vermek istiyorum. MİT’in ambleminde 16 adet yıldız bulunmaktadır. Bu 16 yıldız rastgele logonun altına serpiştirilmemiştir. Çok derin bir anlam taşımaktadır. MİT logosunda bulunan yıldızlar, tarih boyunca kurulan 16 Türk Devletini temsil etmektedir. Yani ilk Türk Devleti olan Hun İmparatorluğu’ndan, son Türk Devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’na (Türkiye Cumhuriyeti) kadar kurulmuş olan Türk Devletlerini logosuna taşımıştır. Bu devletler hayatta oldukları dönemlerde dünyanın hep en güçlü devletleri olmuşlardır. Şimdi o devletlerin devamı Türkiye Cumhuriyeti var. Bu durumda Türkiye’nin ne kadar çok düşmanı olabileceğini anlatmama gerek yok sanırım. Böyle bir kurumun da politikalarının ne kadar zor olduğunu, küresel güçlerle mücadele etmek zorunda olduğunu, hiçbir yerli kurumun MİT faaliyetlerini gölgelemeye çalışmaması gerektiğini de anlatmaya gerek yok sanırım.

MİT ile alakalı en güncel konu, MİT tırlarının Suriye’ye ne götürdüğü. Bu konu hakkında yorum yapmadan önce, yine bu köşede yazdığım SURİYE başlıklı yazıdan, noktasına virgülüne dokunmadan aşağıdaki paragrafı eklemek istiyorum.

SURİYE başlkılı yazıdan….

Neden Suriye bu kadar önemli ?
Evet belki de sorulacak en önemli sorulardan birisi bu... Neden bu kadar önemli, bizimle ne alakası var ? Değerli okurlar, bu sorunun cevabı çok açık. Suriye tam 403 yıl boyunca Osmanlı'nın egemenliğinde kalmıştır. Evet yanlış okumadınız, tam 403 yıl boyunca Suriye dedelerimiz tarafından yönetilmiştir. Şu an yeryüzünde bulunan devletlerin büyük çoğunluğunun 100 yıllık bile bir tarihi yokken, biz 403 yıl boyunca Suriye'yi yönetmişiz. 1517 yılından 1920 yılına kadar. Yani bir insan ömrü kadar bir süre önce bizim topraklarımızdı Suriye... Bu kadar uzun bir süre senin toprağın olan bir bölgede gelişen hadiseler siz hiç istemesenizde sizi içine çekecektir ve çekmektedir. Bu tarih bağlantısı hiç olmasa bile, ülkenin en uzun sınır komşusu olan ülkede çıkan yangına kayıtsız kalınması mümkün de değildir zaten…

Yukarıdaki paragrafta da görüleceği gibi Suriye bizim için çok önemlidir. Bu kadar önemli ise, tırlarla yardım götürülmesinin ne sakıncası var. Oradaki insanların elinden tutulmasının kime ne zararı olabilir. Tırlarla taşınan yardım değilmiş, başka şeyler olabilirmiş. Taşınanlar yardımsa yardım, değilse değil. Götüren kurum MİT olduğuna göre neden bu tırlara operasyon düzenlenmek istenebilir. Ortaya çıkacak sonucun, bu ülkeye nasıl bir kazanımı olacağı hesaplanmıştır. Operasyonu düzenleyenlerin istediği gibi bir sonuç çıksa idi ve bu bütün dünya ile paylaşılsaydı, ne yapacaktık, göğsümüzü kabartarak başardık mı diyecektik.

Milli İstihbarat Teşkilatı sadece bir kamu kurumu değildir. Belli bütçesi ve faaliyet planı olan, organizasyon şeması belirlenmiş, günlük iş akışı belli olan bir kurum değildir. MİT bir kurumdan öte bir ruhu temsil etmektedir. Yanlışı da, doğrusu da bizimdir.
Baş kırılsa börk içinde, kol kırılsa yen içinde… 

Twitter : @fthydgn
 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.