SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI
Adem Topal
Köşe Yazarı
Adem Topal
 

Bir Nostalji

Bir gün televizyonda belgesel izliyordum, Kırgızistan’da bir obada yaşayan ve okuyup bir yerlere gelmek; Kırgızistan’a faydalı olmak isteyen bir milliyetçi çocuk gördüm. Okulu son derece uzak bir yerde ve ancak at ile gidebiliyor. Ama yolda birçok tehlike var. Mesela bir çayı geçmesi gerekiyor. Buz tutmuş bu çaydan geçerken buz kırılır içine düşerlerse kurtulmaları çok zor. Ayrıca son derece ıssız olan bu dağlık bölgede her an bir kurt sürüsüne rastlayabilir; ama takdire şayan ki o gidiyor. Ayrıca obada elektrik yok, mum ışığında ders çalışıyor. Bu manzara beni çocukluğuma götürdü ve bilhassa o insanın en iyi dostlarından biri olan at; bana nostalji yaşattı. Benim köyüm Giresun’un Çamoluk İlçesinin Sarpkaya köyü eski adı ile Zağpa. Burada her pazartesi Pazar kurulur, Kelkit çayı üzerindeki köprünün kuzey tarafında 10’a yakın dükkân vardır.Ayrıca pazarcılar seyyar tezgâhlarını da açarlar. Akıncılar ve Gölova gibi Sivas’ın ilçelerinden bazı köylerin sakinleri de bu pazara rağbet eder oldukça kalabalık olurdu. Bizim ev pazara yaklaşık 1.5 km uzaklıkta idi, bizde gezmek için oraya giderdik. Emir Ahmet denilen yokuşun başında at kişnemeleri, eşek anırmaları adeta bir koro gibi bizi karşılardı ve onlarca eşek katır ve at olurdu. Çünkü 1960’ların Türkiye’sinin ulaşım araçları bunlardı. Bu pazarda hemen hemen her şey satılırdı. Gıdadan giyime,  canlı hayvandan yeni kesilen et’e kadar. Seyyar kasap hemen oracıkta koyunu keçiyi keser, ağacın dalına asar, vatandaş alır evine götürürdü.   İlgimi çekerdi bazı pazarcılar. Sebze ve meyvelerini Pazar günü akşamdan getirir. Pazar alanına indirir; üzerine bir örtü serer evine giderdi de, oldukça kalabalık çocuk nüfusuna sahip olan etraftaki üç muhtarlıktan tek bir kişi bile bunlara el uzatmazdı. Çünkü anneler evlatlarına sakın ha kimsenin malına el uzatmayın Haramdır; Günahtır derler, her şeyi görüp bilen Allah’ın kul hakkını affetmeyeceği cehennemin onlar için hazırlandığını adeta ezberletilirdi. Bunlar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti duygulandım. Böyle bir ülkede bugün ne oldu da insanlar gasp, hırsızlık, rüşvet gibi cehennemin dibini boylayacakları şeylere tevessül ediyorlar. O anneler mi yok oldu? Çocuklar mı bozuldu? Yoksa bu insanlara cehennem ortadan kalktı haberimi geldi. Hele yaklaşan mahalli seçimlerde karışık duygular içinde olanları seyrediyorum.  
Ekleme Tarihi: 26 Kasım 2018 - Pazartesi

Bir Nostalji

Bir gün televizyonda belgesel izliyordum, Kırgızistan’da bir obada yaşayan ve okuyup bir yerlere gelmek; Kırgızistan’a faydalı olmak isteyen bir milliyetçi çocuk gördüm.

Okulu son derece uzak bir yerde ve ancak at ile gidebiliyor. Ama yolda birçok tehlike var. Mesela bir çayı geçmesi gerekiyor. Buz tutmuş bu çaydan geçerken buz kırılır içine düşerlerse kurtulmaları çok zor.

Ayrıca son derece ıssız olan bu dağlık bölgede her an bir kurt sürüsüne rastlayabilir; ama takdire şayan ki o gidiyor. Ayrıca obada elektrik yok, mum ışığında ders çalışıyor.

Bu manzara beni çocukluğuma götürdü ve bilhassa o insanın en iyi dostlarından biri olan at; bana nostalji yaşattı. Benim köyüm Giresun’un Çamoluk İlçesinin Sarpkaya köyü eski adı ile Zağpa.

Burada her pazartesi Pazar kurulur, Kelkit çayı üzerindeki köprünün kuzey tarafında 10’a yakın dükkân vardır.Ayrıca pazarcılar seyyar tezgâhlarını da açarlar.

Akıncılar ve Gölova gibi Sivas’ın ilçelerinden bazı köylerin sakinleri de bu pazara rağbet eder oldukça kalabalık olurdu. Bizim ev pazara yaklaşık 1.5 km uzaklıkta idi, bizde gezmek için oraya giderdik.

Emir Ahmet denilen yokuşun başında at kişnemeleri, eşek anırmaları adeta bir koro gibi bizi karşılardı ve onlarca eşek katır ve at olurdu.

Çünkü 1960’ların Türkiye’sinin ulaşım araçları bunlardı. Bu pazarda hemen hemen her şey satılırdı. Gıdadan giyime,  canlı hayvandan yeni kesilen et’e kadar. Seyyar kasap hemen oracıkta koyunu keçiyi keser, ağacın dalına asar, vatandaş alır evine götürürdü.  

İlgimi çekerdi bazı pazarcılar. Sebze ve meyvelerini Pazar günü akşamdan getirir. Pazar alanına indirir; üzerine bir örtü serer evine giderdi de, oldukça kalabalık çocuk nüfusuna sahip olan etraftaki üç muhtarlıktan tek bir kişi bile bunlara el uzatmazdı.

Çünkü anneler evlatlarına sakın ha kimsenin malına el uzatmayın Haramdır; Günahtır derler, her şeyi görüp bilen Allah’ın kul hakkını affetmeyeceği cehennemin onlar için hazırlandığını adeta ezberletilirdi. Bunlar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti duygulandım.

Böyle bir ülkede bugün ne oldu da insanlar gasp, hırsızlık, rüşvet gibi cehennemin dibini boylayacakları şeylere tevessül ediyorlar.

O anneler mi yok oldu? Çocuklar mı bozuldu? Yoksa bu insanlara cehennem ortadan kalktı haberimi geldi. Hele yaklaşan mahalli seçimlerde karışık duygular içinde olanları seyrediyorum.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.