Haftanın Filmi-DÜŞLER BAHÇESİ-İZLE
16.05.2012 - 11:26, Güncelleme:
16.05.2012 - 11:26
Haftanın Filmi-DÜŞLER BAHÇESİ-İZLE
Zeytinburnu Haber Yazarı Mehmet Bayram Vizyondaki Filmlerden şanslı olanı Haftanın Filmi olarak seçti.
DÜŞLER BAHÇESİ Yapım: 2011_2012 - ABD Tür: Aile, Dram, Komedi, Yönetmen: Cameron Crowe, Oyuncular: Scarlett Johansson, Matt Damon, Elle Fanning, Colin Ford, Angus Macfadyen, Thomas Haden Church, Patrick Fugit, Nicole Andrews, John Michael Higgins, Maggie Elizabeth Jones, Erick Chavarria, Lily Rains, J.b. Smoove, Senaryo: Cameron Crowe, Aline Brosh McKenna, Senaryo (Kitap): Benjamin Mee, Yapımcı: Marc Gordon, John Fox, Julie Yorn, DVD ve CD’si raflardaki yerini alan “Düşler Bahçesi” aileniz ile zevkle izleyeceğiniz ve beğeneceğiniz bir film. Hele Benjamin’in kızını o kadar seveceksiniz ki. O ne güzel mimikler ve konuşmalar öyle. Bayılıyorsunuz ve kıskanıyorsunuz. Keşke benim de böyle tatlı bir kızım olsa diye düşünüyorsunuz. Matt Damon tarzının dışında adrenalinden ziyade Romantik komedi diyeceğimiz bir film ile karşımıza çıkıyor. Hep kaçan, kovalayan ve dövüşen bir Matt Damon yok karşımızda. Benjamin Mee(Matt damon) karısının erken ölümü ile oğlu Dylan(Colin Ford) ve kızı Rosie(Maggie Elizabeth Jones) ile yalnız kalan başarılı bir yazardır. Öyle sıradan bir yazar değil. İmkânsızı başaran ve adreanalini yüksek röportaj ve haberler yapan bir yazar. Burada gene eski filmlerine nazire olsun diye böyle bir gazeteci rolü vermişler. Oğlu çok kabiliyetli fakat aykırı resimler yapan biridir ve bu yüzden okuldan atılmıştır. Benjamin Mee bulunduğu yerden taşınmaya karar verir ve yeni bir ev satın alır. Fakat bu ev farklıdır. İçinde hayvanat bahçesi olan bir evdir. Annesini çok özleyen kızı bu evi çok sevip, mutlu olunca oğlu istememesine rağmen satın alır. Evin içinde hayvanat bahçesine bakan bir ekip de vardır ve onların masrafını da üstlenir. Hayvanat bahçesinin işleri zordur ve masraflıdır. Maliyet yükselmekte ve bunun yanında oğlu da problem çıkarmakta hayatı zorlaştırmaktadır. Tüm bu zorluklara rağmen iki erkeğin hayvanat bahçesini sevmesine ve orada yaşamasına sebep olacak iki kişi vardır. Bakıcı Kelly(Scarlett Johansson) ve onun yeğeni Lily(Elle Fanning).Benjamin Kelly’e âşık olmaya başlarken oğlu Dylan’da Lily’e âşık olmaya başlamıştır. İlk başlarda Lily’nin ona olan duygularını fark etmeyen Dylan’ın sonrasında sevmeye başlaması küçük bir problemi de beraberinde getirir. Bir türlü doğru cümleyi kurup söyleyememektedir. Karanlıklar prensi diye adlandırdıkları müfettiş Walter ferris erken gelir ve çiftliği teftiş eder ve yeni masraflar çıkartır. Yük ağırken daha da ağırlaşır ve açılışa kadar bunları yapmak zorundadırlar. Aslında ferris’in asıl istediği kişi bakıcı Kelly’dir. Onu sevmekte ve Kelly’de yüz vermediğinden zorluk çıkartmaktadır. Çiftlikte ki hayvanlardan ayı (Buster)kaçmıştır ve kasaba da gezmektedir. Acilen yakalanması gerekmektedir. Buster ile Benjamin Mee’nin konuşma sahnesi de çok güzel. Şiddete başvurmadan sevgi ile en zor işlerin üstesinden kalkabilir ve bir hayvan ile anlaşabilirsiniz. Tabii masraflar artınca sıfırı tüketiyor ve çiftlikte çalışanlar da bunu öğreniyor. Herkes de bir umutsuzluk başlarken, Benjamin’in ölen eşi devreye giriyor. Senin paranı bitireceğini biliyordum diyerek ona 84 000 $ bıraktığını yazan bir mektup buluyor. Bu onların kurtuluş reçetesi oluyor. Muhasebeci olan ağabeyi çiftliği sat ve yeni hayatına başla diyor ama B.Mee çiftliğe geri dönüyor ve çok fazla param yok, sizin yardımız ile bu hayvanat bahçesini açmak istiyorum deyince, tüm çiflik ekibi gitmesine kesin gözü ile bakarken Benjamin’in bu kararı ile hepsi sevinçten uçuyor. Tüm ekip eskisinden daha büyük bir şevk ile işlerine devam ediyor. İşlerini büyük bir hızla yapıp, hayvanat bahçesinin vaktinde açılışını yapmaya çalışırlarken, günlerde aynı hızla akmaktadır. Hasta hayvanlarla konuşarak iletişme geçip onları tedaviye çalışması, dostluğun her zaman en iyi ilaç olduğunu göstermesi açısından çok güzel. Dylan, Kelly’e,”kızlarla konuşmayı bilmiyorum” demsi üzerine, Kelly,”Kızlarla konuşmak kolaydır. Sana her şeylerini anlatırlar. Önemli olan dinlemektir.” diye söylemesi size yaptığınız hataları hatırlatacaktır. Benjamin, Kaplan’ın ölmek üzere olmasına üzülünce çiftlikten ayrılıyor ve geç vakte kadar gelmiyor. O evde olmayınca, çocuklara Kelly bakıyor. Geldiğinde Kelly’i evde gören Benjamin içini döküyor.”Buraya gelirsem biter sanmıştım. Eski evimizdeki her şey onu hatırlatıyordu. 3.Caddedeki Flippe,Balboa parkı, kahveci liteel Dom, çiçekler her şey onu hatırlamamı sağlıyordu. Ama olmadı, sanki o burada gibi. Keşke nasıl atlatabileceğim konusunda onunla konuşma şansım olsaydı. Hepsini geçtim, çocuklar en büyük tetikleyici. O Dylan’ın gözleri yok mu? Hayatımda o bakışları bir kişi de gördüm. Beni üzüyor ve hepsinden önemlisi bana onun bakışları ile bakıyor ama onun ışıkları olmadan.”Kelly, hiçbir şey söylemiyor ama konuşmaları duyan Dylan, benden niçin nefret ettiğini anladım, deyince, yanlış anlamayı düzeltmek gene Benjamin’e düşüyor. Aslında bu sahneler çok güzel, birbirleri ile her şeyi rahatlık konuşmaları ve anlaşmaları. Baba oğul ilişkileri bizim adetlerimizde olmayan şekilden. Gerçi en mükemmel(!) millet biz olduğumuzdan onların ki yanlış tabii ki. Biz her zaman mükemmel ve en doğrusunu yaparız ve buna da Dünya’nın en saf insanları gibi inanırız da. Memleketimiz gibi yer yoktur. Denizimiz farklı, ağacımız farklıdır. Her şey hazırlanmış, tüm çalışmalar bitirilmiş ve çiftlik Walter Ferris’in teftişine hazır hale getirilmiştir. Teftiş sırasında herkes gergin şekilde sonucu beklerken küçük bir aksilik olur. Aslan’ın kafesinde ki kilit bozulur. Teftiş sonrası, Müfettiş tam olumsuz raporu verecekken Rosie’nin Walter Ferris’e söylediği bir cümle var ki mutlaka izlemelisiniz. Sizi güldürecek fakat müfettişin de olumlu rapor yazmasına sebep olacaktır. Teftişin ve filmin sonunu merak ediyorsanız her zaman ki gibi alıp seyredeceksiniz. Karşılarına başka zorluklar çıkacak mı, çıkıyorsa nasıl aşacaklar? Açılışa bir hafta kalan ve uzun bir müddet etkili olup şehri terk etmeyeceği söylenen bol yağışlı ve fırtınalı hava onları nasıl etkileyecek? Küçük çaplı bir mucize olacak mı? Sevgi dolu, sıcacık bir film. Size şunu söyleyebilirim, sizin ve ailenizin böyle bir filme ihtiyacı var. Seyrettikten sonra size terapi gibi gelecek. Ben çok keyif aldım. Hele o küçük kızın konuşmaları, mimikleri. Bu adamlar bu işi yapıyorlar vesselam.
M.Metin Bayram
Zeytinburnu Haber Yazarı Mehmet Bayram Vizyondaki Filmlerden şanslı olanı Haftanın Filmi olarak seçti.
DÜŞLER BAHÇESİ
Yapım: 2011_2012 - ABD
Tür: Aile, Dram, Komedi,
Yönetmen: Cameron Crowe,
Oyuncular: Scarlett Johansson, Matt Damon, Elle Fanning, Colin Ford, Angus Macfadyen, Thomas Haden Church, Patrick Fugit, Nicole Andrews, John Michael Higgins, Maggie Elizabeth Jones, Erick Chavarria, Lily Rains, J.b. Smoove,
Senaryo: Cameron Crowe, Aline Brosh McKenna,
Senaryo (Kitap): Benjamin Mee,
Yapımcı: Marc Gordon, John Fox, Julie Yorn,
DVD ve CD’si raflardaki yerini alan “Düşler Bahçesi” aileniz ile zevkle izleyeceğiniz ve beğeneceğiniz bir film. Hele Benjamin’in kızını o kadar seveceksiniz ki. O ne güzel mimikler ve konuşmalar öyle. Bayılıyorsunuz ve kıskanıyorsunuz. Keşke benim de böyle tatlı bir kızım olsa diye düşünüyorsunuz. Matt Damon tarzının dışında adrenalinden ziyade Romantik komedi diyeceğimiz bir film ile karşımıza çıkıyor. Hep kaçan, kovalayan ve dövüşen bir Matt Damon yok karşımızda.
Benjamin Mee(Matt damon) karısının erken ölümü ile oğlu Dylan(Colin Ford) ve kızı Rosie(Maggie Elizabeth Jones) ile yalnız kalan başarılı bir yazardır. Öyle sıradan bir yazar değil. İmkânsızı başaran ve adreanalini yüksek röportaj ve haberler yapan bir yazar. Burada gene eski filmlerine nazire olsun diye böyle bir gazeteci rolü vermişler. Oğlu çok kabiliyetli fakat aykırı resimler yapan biridir ve bu yüzden okuldan atılmıştır. Benjamin Mee bulunduğu yerden taşınmaya karar verir ve yeni bir ev satın alır. Fakat bu ev farklıdır. İçinde hayvanat bahçesi olan bir evdir. Annesini çok özleyen kızı bu evi çok sevip, mutlu olunca oğlu istememesine rağmen satın alır. Evin içinde hayvanat bahçesine bakan bir ekip de vardır ve onların masrafını da üstlenir. Hayvanat bahçesinin işleri zordur ve masraflıdır. Maliyet yükselmekte ve bunun yanında oğlu da problem çıkarmakta hayatı zorlaştırmaktadır. Tüm bu zorluklara rağmen iki erkeğin hayvanat bahçesini sevmesine ve orada yaşamasına sebep olacak iki kişi vardır. Bakıcı Kelly(Scarlett Johansson) ve onun yeğeni Lily(Elle Fanning).Benjamin Kelly’e âşık olmaya başlarken oğlu Dylan’da Lily’e âşık olmaya başlamıştır. İlk başlarda Lily’nin ona olan duygularını fark etmeyen Dylan’ın sonrasında sevmeye başlaması küçük bir problemi de beraberinde getirir. Bir türlü doğru cümleyi kurup söyleyememektedir.
Karanlıklar prensi diye adlandırdıkları müfettiş Walter ferris erken gelir ve çiftliği teftiş eder ve yeni masraflar çıkartır. Yük ağırken daha da ağırlaşır ve açılışa kadar bunları yapmak zorundadırlar. Aslında ferris’in asıl istediği kişi bakıcı Kelly’dir. Onu sevmekte ve Kelly’de yüz vermediğinden zorluk çıkartmaktadır. Çiftlikte ki hayvanlardan ayı (Buster)kaçmıştır ve kasaba da gezmektedir. Acilen yakalanması gerekmektedir. Buster ile Benjamin Mee’nin konuşma sahnesi de çok güzel. Şiddete başvurmadan sevgi ile en zor işlerin üstesinden kalkabilir ve bir hayvan ile anlaşabilirsiniz. Tabii masraflar artınca sıfırı tüketiyor ve çiftlikte çalışanlar da bunu öğreniyor. Herkes de bir umutsuzluk başlarken, Benjamin’in ölen eşi devreye giriyor. Senin paranı bitireceğini biliyordum diyerek ona 84 000 $ bıraktığını yazan bir mektup buluyor. Bu onların kurtuluş reçetesi oluyor. Muhasebeci olan ağabeyi çiftliği sat ve yeni hayatına başla diyor ama B.Mee çiftliğe geri dönüyor ve çok fazla param yok, sizin yardımız ile bu hayvanat bahçesini açmak istiyorum deyince, tüm çiflik ekibi gitmesine kesin gözü ile bakarken Benjamin’in bu kararı ile hepsi sevinçten uçuyor. Tüm ekip eskisinden daha büyük bir şevk ile işlerine devam ediyor.
İşlerini büyük bir hızla yapıp, hayvanat bahçesinin vaktinde açılışını yapmaya çalışırlarken, günlerde aynı hızla akmaktadır. Hasta hayvanlarla konuşarak iletişme geçip onları tedaviye çalışması, dostluğun her zaman en iyi ilaç olduğunu göstermesi açısından çok güzel. Dylan, Kelly’e,”kızlarla konuşmayı bilmiyorum” demsi üzerine, Kelly,”Kızlarla konuşmak kolaydır. Sana her şeylerini anlatırlar. Önemli olan dinlemektir.” diye söylemesi size yaptığınız hataları hatırlatacaktır. Benjamin, Kaplan’ın ölmek üzere olmasına üzülünce çiftlikten ayrılıyor ve geç vakte kadar gelmiyor. O evde olmayınca, çocuklara Kelly bakıyor. Geldiğinde Kelly’i evde gören Benjamin içini döküyor.”Buraya gelirsem biter sanmıştım. Eski evimizdeki her şey onu hatırlatıyordu. 3.Caddedeki Flippe,Balboa parkı, kahveci liteel Dom, çiçekler her şey onu hatırlamamı sağlıyordu. Ama olmadı, sanki o burada gibi. Keşke nasıl atlatabileceğim konusunda onunla konuşma şansım olsaydı. Hepsini geçtim, çocuklar en büyük tetikleyici. O Dylan’ın gözleri yok mu? Hayatımda o bakışları bir kişi de gördüm. Beni üzüyor ve hepsinden önemlisi bana onun bakışları ile bakıyor ama onun ışıkları olmadan.”Kelly, hiçbir şey söylemiyor ama konuşmaları duyan Dylan, benden niçin nefret ettiğini anladım, deyince, yanlış anlamayı düzeltmek gene Benjamin’e düşüyor. Aslında bu sahneler çok güzel, birbirleri ile her şeyi rahatlık konuşmaları ve anlaşmaları. Baba oğul ilişkileri bizim adetlerimizde olmayan şekilden. Gerçi en mükemmel(!) millet biz olduğumuzdan onların ki yanlış tabii ki. Biz her zaman mükemmel ve en doğrusunu yaparız ve buna da Dünya’nın en saf insanları gibi inanırız da. Memleketimiz gibi yer yoktur. Denizimiz farklı, ağacımız farklıdır. Her şey hazırlanmış, tüm çalışmalar bitirilmiş ve çiftlik Walter Ferris’in teftişine hazır hale getirilmiştir. Teftiş sırasında herkes gergin şekilde sonucu beklerken küçük bir aksilik olur. Aslan’ın kafesinde ki kilit bozulur. Teftiş sonrası, Müfettiş tam olumsuz raporu verecekken Rosie’nin Walter Ferris’e söylediği bir cümle var ki mutlaka izlemelisiniz. Sizi güldürecek fakat müfettişin de olumlu rapor yazmasına sebep olacaktır.
Teftişin ve filmin sonunu merak ediyorsanız her zaman ki gibi alıp seyredeceksiniz. Karşılarına başka zorluklar çıkacak mı, çıkıyorsa nasıl aşacaklar? Açılışa bir hafta kalan ve uzun bir müddet etkili olup şehri terk etmeyeceği söylenen bol yağışlı ve fırtınalı hava onları nasıl etkileyecek? Küçük çaplı bir mucize olacak mı?
Sevgi dolu, sıcacık bir film. Size şunu söyleyebilirim, sizin ve ailenizin böyle bir filme ihtiyacı var. Seyrettikten sonra size terapi gibi gelecek. Ben çok keyif aldım. Hele o küçük kızın konuşmaları, mimikleri. Bu adamlar bu işi yapıyorlar vesselam. M.Metin Bayram
Yapım: 2011_2012 - ABD
Tür: Aile, Dram, Komedi,
Yönetmen: Cameron Crowe,
Oyuncular: Scarlett Johansson, Matt Damon, Elle Fanning, Colin Ford, Angus Macfadyen, Thomas Haden Church, Patrick Fugit, Nicole Andrews, John Michael Higgins, Maggie Elizabeth Jones, Erick Chavarria, Lily Rains, J.b. Smoove,
Senaryo: Cameron Crowe, Aline Brosh McKenna,
Senaryo (Kitap): Benjamin Mee,
Yapımcı: Marc Gordon, John Fox, Julie Yorn,
DVD ve CD’si raflardaki yerini alan “Düşler Bahçesi” aileniz ile zevkle izleyeceğiniz ve beğeneceğiniz bir film. Hele Benjamin’in kızını o kadar seveceksiniz ki. O ne güzel mimikler ve konuşmalar öyle. Bayılıyorsunuz ve kıskanıyorsunuz. Keşke benim de böyle tatlı bir kızım olsa diye düşünüyorsunuz. Matt Damon tarzının dışında adrenalinden ziyade Romantik komedi diyeceğimiz bir film ile karşımıza çıkıyor. Hep kaçan, kovalayan ve dövüşen bir Matt Damon yok karşımızda.
Benjamin Mee(Matt damon) karısının erken ölümü ile oğlu Dylan(Colin Ford) ve kızı Rosie(Maggie Elizabeth Jones) ile yalnız kalan başarılı bir yazardır. Öyle sıradan bir yazar değil. İmkânsızı başaran ve adreanalini yüksek röportaj ve haberler yapan bir yazar. Burada gene eski filmlerine nazire olsun diye böyle bir gazeteci rolü vermişler. Oğlu çok kabiliyetli fakat aykırı resimler yapan biridir ve bu yüzden okuldan atılmıştır. Benjamin Mee bulunduğu yerden taşınmaya karar verir ve yeni bir ev satın alır. Fakat bu ev farklıdır. İçinde hayvanat bahçesi olan bir evdir. Annesini çok özleyen kızı bu evi çok sevip, mutlu olunca oğlu istememesine rağmen satın alır. Evin içinde hayvanat bahçesine bakan bir ekip de vardır ve onların masrafını da üstlenir. Hayvanat bahçesinin işleri zordur ve masraflıdır. Maliyet yükselmekte ve bunun yanında oğlu da problem çıkarmakta hayatı zorlaştırmaktadır. Tüm bu zorluklara rağmen iki erkeğin hayvanat bahçesini sevmesine ve orada yaşamasına sebep olacak iki kişi vardır. Bakıcı Kelly(Scarlett Johansson) ve onun yeğeni Lily(Elle Fanning).Benjamin Kelly’e âşık olmaya başlarken oğlu Dylan’da Lily’e âşık olmaya başlamıştır. İlk başlarda Lily’nin ona olan duygularını fark etmeyen Dylan’ın sonrasında sevmeye başlaması küçük bir problemi de beraberinde getirir. Bir türlü doğru cümleyi kurup söyleyememektedir.
Karanlıklar prensi diye adlandırdıkları müfettiş Walter ferris erken gelir ve çiftliği teftiş eder ve yeni masraflar çıkartır. Yük ağırken daha da ağırlaşır ve açılışa kadar bunları yapmak zorundadırlar. Aslında ferris’in asıl istediği kişi bakıcı Kelly’dir. Onu sevmekte ve Kelly’de yüz vermediğinden zorluk çıkartmaktadır. Çiftlikte ki hayvanlardan ayı (Buster)kaçmıştır ve kasaba da gezmektedir. Acilen yakalanması gerekmektedir. Buster ile Benjamin Mee’nin konuşma sahnesi de çok güzel. Şiddete başvurmadan sevgi ile en zor işlerin üstesinden kalkabilir ve bir hayvan ile anlaşabilirsiniz. Tabii masraflar artınca sıfırı tüketiyor ve çiftlikte çalışanlar da bunu öğreniyor. Herkes de bir umutsuzluk başlarken, Benjamin’in ölen eşi devreye giriyor. Senin paranı bitireceğini biliyordum diyerek ona 84 000 $ bıraktığını yazan bir mektup buluyor. Bu onların kurtuluş reçetesi oluyor. Muhasebeci olan ağabeyi çiftliği sat ve yeni hayatına başla diyor ama B.Mee çiftliğe geri dönüyor ve çok fazla param yok, sizin yardımız ile bu hayvanat bahçesini açmak istiyorum deyince, tüm çiflik ekibi gitmesine kesin gözü ile bakarken Benjamin’in bu kararı ile hepsi sevinçten uçuyor. Tüm ekip eskisinden daha büyük bir şevk ile işlerine devam ediyor.
İşlerini büyük bir hızla yapıp, hayvanat bahçesinin vaktinde açılışını yapmaya çalışırlarken, günlerde aynı hızla akmaktadır. Hasta hayvanlarla konuşarak iletişme geçip onları tedaviye çalışması, dostluğun her zaman en iyi ilaç olduğunu göstermesi açısından çok güzel. Dylan, Kelly’e,”kızlarla konuşmayı bilmiyorum” demsi üzerine, Kelly,”Kızlarla konuşmak kolaydır. Sana her şeylerini anlatırlar. Önemli olan dinlemektir.” diye söylemesi size yaptığınız hataları hatırlatacaktır. Benjamin, Kaplan’ın ölmek üzere olmasına üzülünce çiftlikten ayrılıyor ve geç vakte kadar gelmiyor. O evde olmayınca, çocuklara Kelly bakıyor. Geldiğinde Kelly’i evde gören Benjamin içini döküyor.”Buraya gelirsem biter sanmıştım. Eski evimizdeki her şey onu hatırlatıyordu. 3.Caddedeki Flippe,Balboa parkı, kahveci liteel Dom, çiçekler her şey onu hatırlamamı sağlıyordu. Ama olmadı, sanki o burada gibi. Keşke nasıl atlatabileceğim konusunda onunla konuşma şansım olsaydı. Hepsini geçtim, çocuklar en büyük tetikleyici. O Dylan’ın gözleri yok mu? Hayatımda o bakışları bir kişi de gördüm. Beni üzüyor ve hepsinden önemlisi bana onun bakışları ile bakıyor ama onun ışıkları olmadan.”Kelly, hiçbir şey söylemiyor ama konuşmaları duyan Dylan, benden niçin nefret ettiğini anladım, deyince, yanlış anlamayı düzeltmek gene Benjamin’e düşüyor. Aslında bu sahneler çok güzel, birbirleri ile her şeyi rahatlık konuşmaları ve anlaşmaları. Baba oğul ilişkileri bizim adetlerimizde olmayan şekilden. Gerçi en mükemmel(!) millet biz olduğumuzdan onların ki yanlış tabii ki. Biz her zaman mükemmel ve en doğrusunu yaparız ve buna da Dünya’nın en saf insanları gibi inanırız da. Memleketimiz gibi yer yoktur. Denizimiz farklı, ağacımız farklıdır. Her şey hazırlanmış, tüm çalışmalar bitirilmiş ve çiftlik Walter Ferris’in teftişine hazır hale getirilmiştir. Teftiş sırasında herkes gergin şekilde sonucu beklerken küçük bir aksilik olur. Aslan’ın kafesinde ki kilit bozulur. Teftiş sonrası, Müfettiş tam olumsuz raporu verecekken Rosie’nin Walter Ferris’e söylediği bir cümle var ki mutlaka izlemelisiniz. Sizi güldürecek fakat müfettişin de olumlu rapor yazmasına sebep olacaktır.
Teftişin ve filmin sonunu merak ediyorsanız her zaman ki gibi alıp seyredeceksiniz. Karşılarına başka zorluklar çıkacak mı, çıkıyorsa nasıl aşacaklar? Açılışa bir hafta kalan ve uzun bir müddet etkili olup şehri terk etmeyeceği söylenen bol yağışlı ve fırtınalı hava onları nasıl etkileyecek? Küçük çaplı bir mucize olacak mı?
Sevgi dolu, sıcacık bir film. Size şunu söyleyebilirim, sizin ve ailenizin böyle bir filme ihtiyacı var. Seyrettikten sonra size terapi gibi gelecek. Ben çok keyif aldım. Hele o küçük kızın konuşmaları, mimikleri. Bu adamlar bu işi yapıyorlar vesselam. M.Metin Bayram
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.