SEYİTNİZAM KONAKLARI
ELİT YAPI

Davutpaşa Aileleri 12 yıldır adalet arıyor

KÜLTÜR 31.01.2020 - 21:51, Güncelleme: 31.01.2020 - 21:51
 

Davutpaşa Aileleri 12 yıldır adalet arıyor

İstanbul Davutpaşa’daki kaçak maytap atölyesinde 31 Ocak 2008 tarihinde yaşanan patlama sonucu 21 kişinin öldüğü iş cinayetinin 12'nci yıl dönümünde aileler hâlâ adalet arıyor.

İstanbul Davutpaşa’daki maytap atölyesinde meydana gelen patlama sonucu 21 kişinin hayatını kaybettiği, 115 kişinin de yaralandığı iş cinayetine ilişkin adalet arayışlarını sürdüren aileler, cinayetin yıl dönümünde patlamanın olduğu yerde anma gerçekleştirecek. 12 yıldır adalet arayışını sürdürdüklerini belirten aileler, yargılama sürecinin uzamasına tepkili: Yasalar işverenlerden yana. Türkiye’de her şey paraya bakıyor. Paran varsa her şeyin üstünü kapatabiliyorsun. Bizim Türkiye’de adalet yok, adalet saraylarda. "SORUMLULAR CEZA ALSIN İSTİYORUZ" Patlamada yaşamını yitiren Hüseyin Tarhanoğlu’nun eşi Fadime Tarhanoğlu, “Sadece dava için gerekli bilirkişi raporunu bir buçuk yıl bekledik. Bu sürede her hafta Taksim Meydanı’nda nöbetteydik. Davamız açıldı, bina sahibi 9 yıl hapis cezası aldı, o da düşürüldü. Zabıta memurlarına verilen ceza ertelendi. Biz olayda sorumluluğu olan İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi ve BEDAŞ yetkililerinin de ceza almasını istiyoruz. Çünkü ortada bir denetimsizlik var. Ruhsatsız bir işyerine elektrik bağlıyorsunuz, işyeri açma yetkisi veriyorsunuz. Üstelik şehir içinde olmaması gereken maytap atölyesinin sanayinin ortasında ruhsatsız işyeri açmasına göz yumuyorsunuz” ifadelerini kullandı. ADALET SARAYLARDA Dava sürecinde tatmin edici bir sonuç alamadıklarını ve gerekirse İnsan Hakları Mahkemesine kadar gitmeyi düşündüklerini ifade eden Tarhanoğlu, “Adalet saraylarda, bizim Türkiye’de adalet yok. Canlarımızı kaybettik. Bizim amacımız, gayemiz başka işçilerin iş cinayetlerine kurban gitmemesi. İşyerleri daha fazla denetlensin, cezalar artırılsın. Suçluların ceza almasını istiyoruz. Bunun için de her ayın ilk haftası Bir Umut Derneği ile birlikte Vicdan ve Adalet Nöbeti tutuyoruz” diye konuştu.   "TAM CEZA ALACAK DİYORUZ HAKİM YA DA SAVCI DEĞİŞİYOR" Eşi Kadir Cesur’u kaybeden Arzu Cesur da dava sürecinin uzamasının canlarını çok yaktığını belirterek “Tam bu dava sonuçlandı diyorsun, birilerinin artık ceza almasını görmek istiyorsun ya savcımız değişiyor ya hakimimiz. Hakime ‘Sizin de başınıza gelebilir’ diyoruz, ‘Kader, yapacak bir şeyimiz yok’ diye yanıt veriyor. ‘Bunu cezalandırayım, bir ilk olsun’ demiyor” ifadelerini kullandı.“Dava sürecinde adaletin olmadığı bir ülkede yaşadığımızı öğrendik” diyen Cesur, tepkisini şöyle dile getirdi: Üstü kapatılmaya çalışıldı. Bilirkişi raporları sürekli değişti. Yasalar işverenlerden yana. Türkiye’de her şey paraya bakıyor. Paran varsa her şeyin üstünü kapatabiliyorsun. Türkiye’de paran varsa yaşıyorsun. "DENETİMLER YAPILSAYDI İŞ CİNAYETİ GERÇEKLEŞMEYECEKTİ" Davayı takip eden 10’a yakın avukattan biri olan Özlem Özkan, yakınlarını kaybeden ailelerin en başından beri davaya sahip çıktıklarını dile getirdi.Davutpaşa davasının Türkiye’de literatüre iş cinayeti olarak geçen ilk dava olduğunu söyleyen Özkan, davaya ilişkin şu bilgileri paylaştı: Bu yargılama sürecinde İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi ve BEDAŞ sorumlu olarak hem idari davalarda hem de ceza dosyasında ilk bilirkişi raporunda tespit edilen sorumlu kurumlar. Bunlardan birisi dahi görevini gerektiği gibi yerine getirmiş olsaydı, denetim sorumluluğunu yerine getirmiş olsaydı bu iş cinayeti gerçekleşmeyecekti. Biz hep bunun üzerinde durduk ve özellikle verilecek cezaların, yargılama sürecinin etkin ve hızlı yürütülmesinin bundan sonra benzer şekilde olabilecek iş cinayetlerini engelleyebileceğinin, gösterilmesi gereken dikkat ve özen sürecinin hem devlet açısından hem de işverenler açısından artıracağının altını çizdik. Ancak ne yazık ki hem yargılama süreci çok uzun sürdü, etkin bir yargılama yapılmadı ve nihayetinde de açıkçası adeta cezasızlıkla sonuçlanan bir süreç yaşandı. Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürlüğü çalışanlarına verilen ihmal cezaları da hükmün geri bırakılmasıyla sonuçlandı. Ancak biz Anayasa Mahkemesine başvuru gerçekleştirdik ceza mahkemesi kararından sonra. Şimdi Anayasa Mahkemesinin sonuçlarını bekliyoruz. YARGILAMA SÜRECİ TIKALI “Burada tıkalı olan yer yargılama süreci” diyen Özlem Özkan şöyle konuştu: Yargılama boyunca tüm bu işlemlerin, sürecin yani yargılanması gereken devlet memurlarının dahi uzun bir süre yargılanmasının geciktirildiğini gördük. Örneğin İstanbul Valiliği yargılama yapılmasına izin vermiyordu. Türkiye’de bu bir gerçeklik; yargılama süreçleri çok uzun, etkin ve gerçekçi bir yargılama yapılmıyor. Çünkü tüm bu ihmallerin göz göre göre yaşandığı, yani hem devletin gereken önlemleri yetkili kurum ve kuruluşlarıyla birlikte almadığını biraz daha gözler önüne sermiş olan bir dava süreciydi açıkçası. 2 ŞUBAT PAZAR GÜNÜ ANMA GERÇEKLEŞTİRİLECEK İstanbul Davutpaşa’da 31 Ocak 2008 yılında ruhsatsız bir maytap atölyesinde gerçekleşen patlamada 21 kişi hayatını kaybetti, 115 kişi ise yaralandı. 12 yıldır Bir Umut Derneği ile birlikte adalet arayışlarını sürdüren aileler, patlamanın yıl dönümü dolayısıyla 2 Şubat Pazar günü saat 11.00’de Davutpaşa’da anma gerçekleştirecek. Anmanın ardından aileler, Bir Umut Derneğinin iş cinayetlerine dikkat çekmek için her ayın ilk haftası gerçekleştirilen Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 91’incisini tutmak üzere saat 13.00’te Galatasaray Meydanı’nda buluşacak.
İstanbul Davutpaşa’daki kaçak maytap atölyesinde 31 Ocak 2008 tarihinde yaşanan patlama sonucu 21 kişinin öldüğü iş cinayetinin 12'nci yıl dönümünde aileler hâlâ adalet arıyor.

İstanbul Davutpaşa’daki maytap atölyesinde meydana gelen patlama sonucu 21 kişinin hayatını kaybettiği, 115 kişinin de yaralandığı iş cinayetine ilişkin adalet arayışlarını sürdüren aileler, cinayetin yıl dönümünde patlamanın olduğu yerde anma gerçekleştirecek. 12 yıldır adalet arayışını sürdürdüklerini belirten aileler, yargılama sürecinin uzamasına tepkili: Yasalar işverenlerden yana. Türkiye’de her şey paraya bakıyor. Paran varsa her şeyin üstünü kapatabiliyorsun. Bizim Türkiye’de adalet yok, adalet saraylarda.

"SORUMLULAR CEZA ALSIN İSTİYORUZ"

Patlamada yaşamını yitiren Hüseyin Tarhanoğlu’nun eşi Fadime Tarhanoğlu, “Sadece dava için gerekli bilirkişi raporunu bir buçuk yıl bekledik. Bu sürede her hafta Taksim Meydanı’nda nöbetteydik. Davamız açıldı, bina sahibi 9 yıl hapis cezası aldı, o da düşürüldü. Zabıta memurlarına verilen ceza ertelendi. Biz olayda sorumluluğu olan İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi ve BEDAŞ yetkililerinin de ceza almasını istiyoruz. Çünkü ortada bir denetimsizlik var. Ruhsatsız bir işyerine elektrik bağlıyorsunuz, işyeri açma yetkisi veriyorsunuz. Üstelik şehir içinde olmaması gereken maytap atölyesinin sanayinin ortasında ruhsatsız işyeri açmasına göz yumuyorsunuz” ifadelerini kullandı.

ADALET SARAYLARDA

Dava sürecinde tatmin edici bir sonuç alamadıklarını ve gerekirse İnsan Hakları Mahkemesine kadar gitmeyi düşündüklerini ifade eden Tarhanoğlu, “Adalet saraylarda, bizim Türkiye’de adalet yok. Canlarımızı kaybettik. Bizim amacımız, gayemiz başka işçilerin iş cinayetlerine kurban gitmemesi. İşyerleri daha fazla denetlensin, cezalar artırılsın. Suçluların ceza almasını istiyoruz. Bunun için de her ayın ilk haftası Bir Umut Derneği ile birlikte Vicdan ve Adalet Nöbeti tutuyoruz” diye konuştu.  

"TAM CEZA ALACAK DİYORUZ HAKİM YA DA SAVCI DEĞİŞİYOR"

Eşi Kadir Cesur’u kaybeden Arzu Cesur da dava sürecinin uzamasının canlarını çok yaktığını belirterek “Tam bu dava sonuçlandı diyorsun, birilerinin artık ceza almasını görmek istiyorsun ya savcımız değişiyor ya hakimimiz. Hakime ‘Sizin de başınıza gelebilir’ diyoruz, ‘Kader, yapacak bir şeyimiz yok’ diye yanıt veriyor. ‘Bunu cezalandırayım, bir ilk olsun’ demiyor” ifadelerini kullandı.“Dava sürecinde adaletin olmadığı bir ülkede yaşadığımızı öğrendik” diyen Cesur, tepkisini şöyle dile getirdi: Üstü kapatılmaya çalışıldı. Bilirkişi raporları sürekli değişti. Yasalar işverenlerden yana. Türkiye’de her şey paraya bakıyor. Paran varsa her şeyin üstünü kapatabiliyorsun. Türkiye’de paran varsa yaşıyorsun.

"DENETİMLER YAPILSAYDI İŞ CİNAYETİ GERÇEKLEŞMEYECEKTİ"

Davayı takip eden 10’a yakın avukattan biri olan Özlem Özkan, yakınlarını kaybeden ailelerin en başından beri davaya sahip çıktıklarını dile getirdi.Davutpaşa davasının Türkiye’de literatüre iş cinayeti olarak geçen ilk dava olduğunu söyleyen Özkan, davaya ilişkin şu bilgileri paylaştı: Bu yargılama sürecinde İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi ve BEDAŞ sorumlu olarak hem idari davalarda hem de ceza dosyasında ilk bilirkişi raporunda tespit edilen sorumlu kurumlar. Bunlardan birisi dahi görevini gerektiği gibi yerine getirmiş olsaydı, denetim sorumluluğunu yerine getirmiş olsaydı bu iş cinayeti gerçekleşmeyecekti. Biz hep bunun üzerinde durduk ve özellikle verilecek cezaların, yargılama sürecinin etkin ve hızlı yürütülmesinin bundan sonra benzer şekilde olabilecek iş cinayetlerini engelleyebileceğinin, gösterilmesi gereken dikkat ve özen sürecinin hem devlet açısından hem de işverenler açısından artıracağının altını çizdik. Ancak ne yazık ki hem yargılama süreci çok uzun sürdü, etkin bir yargılama yapılmadı ve nihayetinde de açıkçası adeta cezasızlıkla sonuçlanan bir süreç yaşandı. Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürlüğü çalışanlarına verilen ihmal cezaları da hükmün geri bırakılmasıyla sonuçlandı. Ancak biz Anayasa Mahkemesine başvuru gerçekleştirdik ceza mahkemesi kararından sonra. Şimdi Anayasa Mahkemesinin sonuçlarını bekliyoruz.

YARGILAMA SÜRECİ TIKALI

“Burada tıkalı olan yer yargılama süreci” diyen Özlem Özkan şöyle konuştu: Yargılama boyunca tüm bu işlemlerin, sürecin yani yargılanması gereken devlet memurlarının dahi uzun bir süre yargılanmasının geciktirildiğini gördük. Örneğin İstanbul Valiliği yargılama yapılmasına izin vermiyordu. Türkiye’de bu bir gerçeklik; yargılama süreçleri çok uzun, etkin ve gerçekçi bir yargılama yapılmıyor. Çünkü tüm bu ihmallerin göz göre göre yaşandığı, yani hem devletin gereken önlemleri yetkili kurum ve kuruluşlarıyla birlikte almadığını biraz daha gözler önüne sermiş olan bir dava süreciydi açıkçası.

2 ŞUBAT PAZAR GÜNÜ ANMA GERÇEKLEŞTİRİLECEK

İstanbul Davutpaşa’da 31 Ocak 2008 yılında ruhsatsız bir maytap atölyesinde gerçekleşen patlamada 21 kişi hayatını kaybetti, 115 kişi ise yaralandı. 12 yıldır Bir Umut Derneği ile birlikte adalet arayışlarını sürdüren aileler, patlamanın yıl dönümü dolayısıyla 2 Şubat Pazar günü saat 11.00’de Davutpaşa’da anma gerçekleştirecek. Anmanın ardından aileler, Bir Umut Derneğinin iş cinayetlerine dikkat çekmek için her ayın ilk haftası gerçekleştirilen Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 91’incisini tutmak üzere saat 13.00’te Galatasaray Meydanı’nda buluşacak.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve zeytinburnuhaber.org sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.